Henüz hazır değilim traducir portugués
363 traducción paralela
Henüz hazır değilim!
Eu ainda não estou pronta.
Henüz hazır değilim efendim.
Estou longe de estar pronto, senhor!
Henüz hazır değilim.
Ainda não estou preparado.
Fakat henüz hazır değilim.
E não estou pronta ainda!
Henüz hazır değilim.
Ainda tenho que me vestir!
Sanırım henüz hazır değilim, anlıyor musun?
Acho que ainda não estou preparada, entendes?
Endüstriyel casuslukla uğraşmaya henüz hazır değilim.
Não estou preparado para lidar com espionagem industrial.
Bu konuşmayı yapmaya henüz hazır değilim.
Eu não estou realmente pronto para esta conversa.
Ölmeye henüz hazır değilim.
Ainda não estou pronta para morrer.
Henüz hazır değilim.
Não estou preparada para morrer!
Tam zamanlı aşka henüz hazır değilim.
Ainda não estou pronta para o amor a tempo inteiro.
Ama, Raziel, Henüz hazır değilim
Espera, Razzel, Nao estou pratico com isto.
Bilmiyorum. Sanırım onu çıkarmaya henüz hazır değilim.
Bem, acho que ainda não estou preparada para a tirar.
Henüz hazır değilim.
Porque ainda não me apetece.
- Marie, henüz hazır değilim.
- Marie, não estou pronta.
- Henüz hazır değilim!
- Ainda não estou pronto para isso!
- Henüz hazır değilim.
- Não estou preparada para isso.
Henüz hazır değilim.
Não estou preparada.
Ralph, bence çok tatlı birisin ama ben böyle şeyler için henüz hazır değilim.
Ralph, eu acho que tu és simpático mas... eu não me sinto preparada para este tipo de situação.
Henüz hazır değilim, Mark.
Ainda não estou preparada, Mark.
Bay Tuvix... size Köprü'de görev vermeye henüz hazır değilim, ama bugün öğleden sonra kıdemli subaylarla yapılacak olan toplantıya katılıp, nasıl olduğunuzu orada görürüz.
Sr. Tuvix... Não estou pronta para designá-lo para a Ponte ainda, mas por quê não se junta ao corpo de oficiais superiores para o nosso informe de meio-dia, e veremos como as coisas ficam até lá.
Bunu kabul etmek için, henüz hazır değilim.
Não estou preparada para aceitar isso ainda.
Ama görünüşe bakılırsa cennet için henüz hazır değilim.
Mas parece que não estou pronto para o paraíso.
Emily... Üzgünüm. Buna henüz hazır değilim.
Desculpa, mas ainda não estou preparado.
Gidemeyiz, ben henüz hazır değilim!
Não, ainda não estou preparado...
Doğru ama henüz hazır değilim.
Tudo bem, mas não estou pronta ainda.
Henüz dönmeye hazır değilim baba.
Ainda não estou pronta para voltar.
- Hazır değilim henüz.
- Ainda não.
Bekar olduğum için, henüz böyle bir şeye hazır değilim.
Um vez que sou solteira, não estou para essas emergências.
Henüz emekli olmaya hazır değilim.
Ainda não chegou a hora da reforma.
Ama biliyorsun, henüz kurtarılmaya hazır değilim.
Mas ainda não estou preparada para a salvação.
Sorun şu ki, henüz "Hoşçakal" demeye hazır değilim.
O que se passa é que, não me posso despedir já de ti.
Henüz ölmeye hazır değilim!
Eu ainda não estou pronto para morrer!
Henüz evliliğe hazır değilim... ama bir göçmenle birlikte yaşayabilirim.
Ainda não estou preparada para casar, mas adorava viver com um imigrante.
Henüz Lorraine'e benimle dansa gelme teklifini yapmaya hazır değilim ve ne sen, ne de yeryüzündeki herhangi biri fikrimi değiştirebilir.
Não estou preparado para convidar a Lorraine para o baile... e nem tu, nem ninguém neste planeta, vai fazer-me mudar de ideias.
Sanırım henüz buna hazır değilim.
Ainda não cheguei a esse ponto.
Henüz vedalaşmaya hazır değilim.
Näo estou preparado para dizer adeus.
- Ben henüz buna hazır değilim.
- Bem, sabe, não estou preparada.
Henüz söylemeye hazır değilim.
Não estou preparado para te dar essa informação já.
Henüz bununla uğraşmaya hazır değilim.
Não estou pronto para lidar agora com isto.
Ama ben henüz evliliğe hazır değilim.
Mas não me sinto preparada para o casamento.
Bunu yapmaya hazır değilim henüz.
Ainda não estou preparado para isso.
Ama henüz eve dönmek için hazır değilim.
Ainda não estou pronto para voltar para casa.
Ailemde bir yerim var ve henüz Böyle bir bağlılığa hazır değilim.
Estou numa fase da minha vida em que não estou pronto para um compromisso destes.
Henüz ona veda etmeye hazır değilim.
Ainda não estou pronto para me separar dela.
Yalnız sana şunu söylemem gerek, henüz yazmaya hazır değilim.
Mas tenho de te dizer. Ainda não me apetece escrever.
Eğer gelmemi istiyorsan, Peter, henüz işe geri dönmek için hazır değilim.
Se estás a pedir, Peter, não estou preparado para voltar a trabalhar.
Bana söylediğin her konuda haklı olabilirsin, ama henüz kabul etmeye hazır değilim.
Você pode estar certo em tudo que você me disse, mas não estou pronta para aceitar isso.
Ben henüz tam hazır değilim, rahatina bak.
Não estou pronto, então sinta-se em casa.
Mekik bekliyor. Henüz gitmeye hazır değilim.
- É tarde, Alteza.
Ve henüz bir ilişkiye girmeye hazır değilim.
E ainda não estou preparado para me envolver.
henüz hazır değil 20
hazır değilim 49
değilim 815
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76
hazır değilim 49
değilim 815
henüz 162
henüz değil 1250
henüz bilmiyorum 200
henüz yok 168
henüz gelmedi 78
henüz çok erken 19
henüz bitmedi 76