Korku traducir portugués
6,090 traducción paralela
Ama hepsinden önemlisi, Umarım artık korku içinde yaşamayı bırakırsınız.
Mas, acima de tudo, espero que finalmente deixem de viver com medo.
Korku.
De terror.
Ben fırtınanın gözünü gördüm ve korku nedir unuttum!
Ja estive no meio da tempestade!
Dikkat et! Bu da Korku. Riley'yi güvende tutma konusunda gayet başarılı.
Este é o Medo, manda bem no requisito segurança.
Korku! Yeni bir okulda yaşanabilecek muhtemel tüm olayların listesini yapmanı istiyorum.
Medo, preciso de uma lista das possíveis tragédias.
Öfke, Korku, Tiksinti.
Medo, Raiva, Repulsa...
Korku.
Medo.
Ama bu bir korku filmi ve Billy Murphy gerçekten hepimizin peşinde.
Mas isto é um filme de terror, e o Billy Murphy anda mesmo atrás de nós.
Korku iyidir, Jane.
Sabes, o medo é bom, Jane.
Korku seni hayatta tutar.
O medo mantém-te viva.
- Korku.
- O medo.
Çoğu erkek böyle bir mücadele için mide yok. Biz sorun bilen bir adam, diğerleri korku bir adam lazım.
Precisamos de um homem que conhece o problema, um homem que outros temem.
Ben Kimi korku gerekir?
A quem devo temer?
Ben korku doluyum, John Henry.
Estou cheio de medo, John Henry.
Her günüm korku içinde geçerdi.
Teria medo todos os dias.
Bu doğru olsaydı, amacım korku salmak olurdu ama benim metodum bundan daha cerrahi.
Se isso fosse verdade, o meu objectivo seria espalhar o medo, mas o meu... método é... Muito mais cirúrgico.
Jane Mansfield'ın yanına kıvrılıp birlikte korku filmi izlemek istiyorum.
Aninhava-me na minha sepultura, ao lado da Jayne Mansfield, e víamos alguns filmes de terror juntos.
Tek düşmanın, korku.
O teu único inimigo é o medo.
İnsan Avcısı, Tepenin Gözleri, Mavi Kadife gibi bir korku filmi koleksiyonumuz var.
Temos uma coleção de filmes de terror como Caçada ao Amanhecer, Os Olhos da Montanha, Veludo Azul.
- Korku, acı gibi...
- Medo, angústia...
Korku sahneye girdi.
O medo foi... foi lá metido...
Literatürde "irrasyonel korku" dediğimiz illetten muzdaripsin.
Tens o que se chama um "medo irracional".
Korku sürekli devam ediyor çünkü, burasını anlamanız şart hiçbirimiz ne halt ettiğimizi bilmiyoruz.
O medo é constante porque, e precisam entender bem isto, nenhum de nós tem a mínima ideia do que está a fazer.
Duygu, korku ve pişmanlıktan yoksun insanlar.
Seres humanos sem emoção nem medo nem remorso.
John korku ya da pişmanlık duyamadığını söyledi de.
É que o John disse que você não sente medo nem remorso.
Korku veya sadakat.
Medo ou lealdade.
Sizde bir damla bile korku görmüyorum.
E não vejo uma pinga de medo em vocês.
Köşe bucak arayın bütün ülkeyi kim varsa korku salan asın gitsin.
Batei as redondezas. A forca para os que digam ter medo.
Birnam Ormanı kalkıp Dunsinane'e yürüyene kadar korku işleyemecek kanıma!
Enquanto o bosque de Birnam não se mudar para Dunsinane, não serei sobressaltado pelo medo.
Ama öfke, kızgınlık, korku hislerinin hepsinin bir karşımı gibiydi.
Mas era um sentimento de ira, fúria, medo. Todos misturados.
Ya da, korku ve hayranlıkla onun gücünü, vahşiliğini ve ihtişamını hissetemek ister.
Ou para admirar o seu poder, a sua crueldade e a sua graciosidade.
Eskisi gibi olamayacağına dair hala bir korku vardı.
Ainda havia o receio de que ela não fosse a mesma que era.
Zayıflık, korku ve umutsuzluk öldü.
A fraqueza, o medo e o desespero morreram.
Bu, aç gözlülük, korku, güç ve fakirliğin hikayesidir
E uma historia sobre ganancia e medo, poder e pobreza.
Lainey, bu sadece korku, tamam mı?
Isso mesmo. Lainey, é só um medo.
Büyük bir doz korku.
Um grande medo.
Ülkenin dört bir yanı korku içinde ve ölmüş olacak.
E o país inteiro continua assustado e morto.
Zaman, korku zamanıydı. Kimse de bundan muaf tutulmadı.
Foi um tempo de medo... e ninguém saiu ileso.
Böyle bir şeyi bir keresinde bir korku filminde görmüştüm.
Eu já vi uma coisa assim uma vez num filme de terror...
"Korku, seni Tanrı'nın tasarlamak istediği kişi olmaktan alıkoyan kendi yarattığın bir hapishanedir."
"O medo é uma prisão auto imposta " que te impede de ser o que Deus quer que sejas.
Buradaki herkesi hizada tutan şeyin korku olduğunu anlamam uzun sürmedi.
Não levei muito tempo para perceber que é o medo que mantém todos na linha, aqui.
- Herkesi hizada tutan şey korku.
É o medo que mantém toda a gente na linha.
Oğlum Jeffrey gecelerce korku ile çığlık atarak uyandı.
O meu filho Jeffrey, começou a acordar, noite após noite, aos gritos, com terrores nocturnos.
Korku uyuşturucu kaçırmaya gidiyor. Ya bitleri var.
Eles temem que leves para lá drogas ou piolhos.
Evet. Sanırım evde kalacağım ve korku filmi ya da benzer bi şey izleyeceğim.
Acho que vou ficar em casa e ver um filme de terror ou assim.
Dağlar, çam ağaçları. Herkesin korku dolu bakışları.
As montanhas, os pinheiros, o olhar de medo nos olhos de toda a gente.
- Bendeyse bir tek korku hissi var.
Eu só sinto medo.
Hangisinin anlatmaya değer olduğunu seçmeliyim korku mu, arzu mu?
Tenho de escolher o que realmente vale a pena contar :
Sayenizde korku saçmalığıyla vaktimi harcamamam gerektiğini anladım.
Fizeram-me ver que não devo desperdiçar o meu tempo na irracionalidade do horror.
Milletin yüreğine korku salan bir tayfanın serdümeni oldum.
Eu tornei-me contramestre para uma tripulação que criava pânico nos corações de muitos, muitos homens.
80'lerin korku filmindeki kötü kızım ve filmin yarısı geçmiş durumda.
Eu sou a miúda má do filme de terror dos anos 80.
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkuluk 18
korkutucu 69
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55
korkunç 714
korkusuz 57
korkuyorsun 140
korkuluk 18
korkutucu 69
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55