Korkusuz traducir portugués
830 traducción paralela
... - korkusuz, canayakın, kaygısız Eskimolar. - Bu film, Hopewell Sound'un Itivimuit'leri olarak. küçük bir grup takipçi, bir Nanook ( Ayı )'un yaşamı ve ailesiyle ilgilidir.
Este filme é sobre a vida de Nanook ( o Urso ), sua família e seu pequeno grupo de seguidores,
Ne olursa olsun, korkusuz olacaksın.
Ocorra o que ocorra, não você assustará.
Bayanlar ve baylar bu korkusuz bayan şimdi de korkmadan yüksek ip üzerinde takla atarak ölüme meydan okuyacak.
E agora, senhoras e senhoras, esta destemida pequena dama vai tentar... dar cambalhotas mortais na corda bamba.
Zalim, evet, fakat korkusuz bir önderdi.
Bruto, sim, mas um chefe sem medo.
- Sayın Hâkim. - Dürüst, korkusuz habercilik organize suçlara karşı halkın ilk güvencesi. Yerel veya uluslararası.
Uma imprensa corajosa, sem medo... é a primeira defesa do público contra o crime organizado, local ou internacional.
Cesur, göz kamaştırıcı, Ölüme meydan okuyan, Rakipsiz ve korkusuz Holly!
A corajosa, a incrível, a desafiadora do perigo, a incomparável e destemida Holly!
Birinci ringte, Güzeller güzeli, uçan trapezciler kraliçesi, Korkusuz Holly!
Na pista 1, a bela e espectacular rainha do trapézio voador, a incrível Holly!
Korkusuz ip cambazlarını
E os destemidos equilibristas
Celile'de korkusuz insanlarla yaşadım.
Em Caná vivi com gente que não tinha medo.
Görelim bakalım, hanginiz daha korkusuz.
Veremos quem tem mais desprezo pelo perigo...
Batı'nın korkusuz, mücadeleci mareşali?
O destemido e aguerrido xerife do Oeste?
Bu mu sizin korkusuz yasa ve düzen koruyucusu?
É este o vosso destemido paladino da Lei e da Ordem?
Ne kadar da korkusuz.
Ele é tão destemido. Ele é tão destemido.
Keşke onun eskiden olduğu gibi, ne denli mağrur korkusuz olduğunu görebilseydin.
Se o visses, como estava orgulhoso sem medo...
" Ancak İnsanoğlu, zorunlu olduğunda, Tanrının karşısında korkusuz ve tek başına ayakta kalabilir
" Mas o homem, quando é necessário, pode permanecer só e sem temor, ante Deus.
Bu onları bu ana, geçmişe ve korkusuz geleceklerine getirdi.
Tudo isto conduzia Arthur e Odile a eles mesmos, ao presente, ao passado, ao futuro feito de aventuras.
Büyük bir hayranlık ve gururla 25, 24, cesur, korkusuz ve kendini doğruluk ve adalet davasına adamış savaşçılara bakmaktayım.
Olho para vocês com orgulho e admiração, 25, 24 bravos, destemidos, e corajosos guerreiros, dedicados à causa da justiça e da verdade.
- Asil, güzel, korkusuz?
- nobre, bonito, destemido?
Evet hem senin kadar korkusuz da.
E tão despreocupado como tu.
Bir kafire inanmam - sana bile, Gordon Paşa - korkusuz yalnız bir ölümle yüzleşebilirim.
Não acredito que um infiel, mesmo tu, Gordon Paxá, possa encarar uma morte solitária sem terror.
# Korkusuz, kusursuz şövalyeler #
Príncipes sem medo e sem censura
Parlak, sadık, korkusuz ve hayal gücü geniş.
Inteligente, leal, corajoso e imaginativo.
Korkusuz çocuk tahttan mahrum olacak demektir bu. Henry işin farkına vardığında ona John'un yaptıklarını söylediğim zaman- -
O pobre rapaz será deserdado, quando Henry souber o que ele fez.
Hank ve Roy Spim sert, korkusuz orman adamları. Doğa canlılarının vahşi dünyasında yaşamayı seçmişler. Burada yalnız en güçlüler hayatta kalır.
Hank e Roy Spim são homens do mato, rijos e destemidos, que escolheram viver num mundo violento de criaturas da natureza, onde apenas os mais fortes sobrevivem.
Onun korkusuz ve vahşi duruşundan hoşlanmıştım.
Gostei do seu olhar audacioso e deixei-o comigo.
Oomiak. Ona "Korkusuz" diyorlar.
Chamam-lhe "O destemido".
Korkusuz, bize yardım etmekten mi korkuyor?
O destemido tem medo de nos ajudar?
Ülkeden ayrılırken yaşlı Sir Charles Litton olabilirim ama..... Lugash'a korkusuz genç Dr. Martin Tanny olarak varacağım.
Bom, eu serei o velho e triste Sir Charles Litton deixando o país... e o intrépido e jovem Dr Marvin Tanny chegando a Lugash.
Bazı korkusuz alimler, Süleyman'ın Tapınağını yapanlara dek dayandırıyor.
Alguns estudiosos dizem que remonta ao tempo dos construtores do Templo de Salomão.
Sence ben korkusuz bir kadın mıyım?
E crê que eu temo?
İyi biri olduğumu ve korkusuz olduğumu söyle.
Diz-Ihe que sou bom e que nada me faz mossa.
Sonra, dikip de gözlerimi görürüm, Her şekliyle özgür olan o korkusuz titreyişi.
Depois, quando ergo os meus olhos e vejo aquela corajosa vibração sempre livre, oh!
Uzay çağının dört genç ve korkusuz Amerikalısı.
Quatro pobres americanos da era espacial.
Korkusuz, gururlu ve yalnız.
Ser destemidos, orgulhosos e sós,
Burada bulunan Ozanım Will Gentle... bize ilham vermek için korkusuz Kaptan Cully ve adamlarının macera şarkılarından birini söyleyeceklerdi.
O meu menestrel, aqui o Willie Gentle, ia inspirar-nos com uma canção sobre uma das aventuras do arrojado Capitão Cully e dos seus homens.
Ben bile, korkusuz zıpkıncı?
- E eu, o arpoador destemido?
Takdim etmekten mutluluk duyuyorum Korkusuz Francisco.
Tenho o prazer em lhes apresentar Francisco o Destemido.
Bu ödül avcısı hoşuma gitti. O da korkusuz ve yaratıcı biri.
Este caçador de prémios é escumalha que me agrada... destemido e inventivo.
Hükümet pilotlara korkusuz olmayı öğretirken... dünya kadar zaman ve para harcıyor.
O governo gasta tempo e dinheiro... a ensinar os pilotos a ser destemidos.
Ama bir deneme pilotunun eşi nasıl korkusuz olur... bunu öğretmek için tek kuruş harcamıyor.
Mas não gastam um tostão a ensinar-nos a ser... as mulheres destemidas dos pilotos.
Ben korkusuz bir adamım, ama senden ödüm patlıyor.
Sou um destemido, mas morro de medo de ti.
Korkusuz kaptan tarafından idare ediliyordu. Cenova'da doğmuştu.
ao comando de heróico capitão... natural da inexpugnável Génova
Bu öyle korkusuz cesaret sahibi birisi ki ismi herkesin ağzında söylenecektir.
É um homem de uma enorme coragem, que está destinado a ser famoso.
Bildiğim tek bir şey varsa, o da senin korkusuz bir çocuk olduğundur.
És uma criança destemida, devo dizer.
Çok korkusuz bir kızsın, değil mi?
És destemida e corajosa, não és?
Bu çok iyi, korkusuz.
Muito bem, impecável.
Noogman, korkusuz, hızlı uçan enayi! Kurtuluşa atlıyor, Jack!
O Noogman, o homem-rápido, vai dar de frosques.
Temel olarak bu prototipin, öğrenmeye ve sonra orduya öğretebileceği her şeyi öğretmeye programlanmış bir versiyonuna ihtiyaç duyuyoruz. Korkusuz, teknik becerisi olan, yıkıcı bir asker.
Precisamos de um protótipo adulto, programado para aprender, e a quem se ensinará o que o Exército pode ensinar a um soldado devastador.
Korkusuz Aşk kitabında, dilin cinsel uyarma aracı olduğu... yaygın bir şekilde uygulandığı, yararlarının saymakla bitmediği yazılıyor.
Li num livro que o beijo com a língua é um meio... de estimulação genital bastante praticado e muito recomendado!
Ben Stretch, korkusuz haberciniz, Dallas'tan canlı olarak karşınızdayım.
Eu sou a Stretch, a sua destemida jornalista, em directo de Dallas.
Ama yine de korkusuz!
Sim, meu general.
korku 183
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55
korkuyorum 1153
korkunç 714
korkuyorsun 140
korkutucu 69
korkuluk 18
korkuyor musun 376
korkuyor 70
korkuttun beni 63
korkuyordum 55