English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ S ] / Sen bilirsin

Sen bilirsin traducir portugués

2,815 traducción paralela
- Rahat. Boş zamanlarını böyle değerlendirmek istiyorsan sen bilirsin.
Pode passar assim o seu tempo livre.
Yani, sen bilirsin, tabiki, biraz aklın havadaydı, ama...
Quero dizer... Claro que tu estavas a te superestimar, mas...
Ona en çok ihtiyacın olduğu zamanda seni terk ettiği için onu affetmek istiyorsan sen bilirsin.
Se queres perdoá-la por te abandonar quando mais precisavas, tudo bem.
İlgilenmiyorsan sorun değil. Sen bilirsin.
Tudo bem se não quiseres.
Lüften yardım et bize Yardım et bize Tanrım, Olanları ve olacakları sadece sen bilirsin
Então por favor lembre-se, você coloca a maçã... e a pequena cobra feliz junto a um pequeno jardim, então, sabe coisas podem acontecer agora e depois.
Sen bilirsin.
Como queiras.
Bunu en iyi sen bilirsin.
Sabes isso melhor que qualquer um.
Sen bilirsin.
O risco é seu.
Sen bilirsin.
Cumpri o vosso desejo.
Sen bilirsin.
O senhor manda.
Sen bilirsin.
Você manda!
Sen bilirsin.
Cabe a si.
Sen bilirsin.
Ah, bem. Se isso o ajudar.
Tamam, sen bilirsin, belki sen ve ben bir ara dışarıda takılabiliriz.
Bem, sabes, se calhar podíamos sair os dois um dia destes?
Sen bilirsin. Geri çekilmek için son şansın.
A decisão é tua, última oportunidade ou eu trato disto.
Sen bilirsin, senin paran.
Bem, é o teu dinheiro.
Peki, sen bilirsin.
Bom, você é que sabe.
İyi, sen bilirsin.
Óptimo. Não vás.
Sen bilirsin.
Sua chamada.
Tamam, sen bilirsin.
Certo, como queiras.
Sen de benim gibi bilirsin ki bir insanın neye inandığı iyileşme sürecinde önemli rol oynar.
Sabes tão bem quanto eu que a fé de uma pessoa tem um grande papel na recuperação.
Sen insanın adının lekelenmesi nedir herkesten iyi bilirsin.
De todos, vocês devem perceber a importância de um nome.
Aldatılmanın ne berbat olduğunu sen herkesten iyi bilirsin.
Tu mais do que ninguém devias saber como é lixado ser-se traído.
Sen ve ben bilirsin... Ama bebek için bence normal bir şekilde arkadaş olmalıyız.
Tu e eu não temos que ser, percebes... mas pelo bebé, acho que devemos ser amáveis, amigos.
Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen, Gregoroviç'i buldu.
"Quem nós sabemos" encontrou o Gregorovitch.
Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen orada neredeyse ölüyordu.
"Quem nós sabemos" quase morreu lá!
Joe, sen böyle şeyleri bilirsin, bu konudaki önsezin nedir?
Sabes dessas coisas, Joe. O que achas?
Düşündüm de, şeyden beri bilirsin sana işinde yardım ettiğimden sen de benimkie yardımcı olabilirsin.
Estava a pensar. Já que, isto é, ajudei-a com o seu negócio... então podia ajudar-me com o meu.
Kim Olduğunu Bilirsin Sen.
Quem-Nós-Sabemos.
Kim Olduğunu Bilirsin Sen kazandı.
Quem-Nós-Sabemos venceu.
Kim Olduğunu Bilirsin Sen'den önce biz onu öldürmeyelim, tamam mı?
Não o matem já! Deixem Quem-Nós-Sabemos... Daqui Exército do Dumbledore.
Şatoda saklanmış olan bir şey. Kim Olduğunu Bilirsin Sen'i yenmemize yardımcı olabilir.
Está escondida aqui no castelo e talvez nos ajude a vencer Quem-Nós-Sabemos.
Kim Olduğunu Bilirsin Sen'i sürekli tutamayacağımızın farkındasındır.
Sabes que não conseguimos resistir indefinidamente a Quem-Nós-Sabemos.
Bilirsin sen...
Sabes, quando tu...
Sen de bilirsin, bu raporlar, laboratuarda ya da hastanede sorumluluktan kurtulmak isteyen yeni yetmeler tarafından yazılıyor.
0 que acontece... é que esses laudos são feitos por jovens que, nos laboratórios e hospitais, só fazem isso. Eles escrevem tudo, sabe? Para se proteger.
Sen ne bilirsin ki, Alfred?
O que é que você sabe?
Düşünüyorum da sen beni kendi himayene ala bilirsin.
Eu espero que você pode me levar debaixo de sua asa
Hatta İmparatorun emrinde olsa Sen ne yapa bilirsin?
Mesmo com a ordem do Imperador, o que pode fazer?
Sen bilirsin.
É a vossa escolha, então.
Sen çok iyi bilirsin.
Sabes muito bem.
Neyse, evde köpekler var ve köpeklerden korkarım, bilirsin, o yüzden evle sen ilgilen.
Seja como for, ele tem cães e eu tenho medo de cães, por isso, toma conta dela por mim.
Bunun ne demek olduğunu sen de bilirsin.
Diga-me que não sabe o que isso é.
Sen en iyisini bilirsin, Winnie.
Tu lá sabes, Pooh.
- Hayır beyler, onu özlüyorum... yani, biz ayrıldık. - Sen ne bilirsin?
O que sabes tu disso?
Sen piç olmakla ilgili ne bilirsin ki?
O que é que sabes sobre ser um bastardo?
- Sen daha iyi bilirsin.
Sabe bem que não.
Sen bilirsin.
Está bem.
- Sen bilirsin.
- Dispara à-vontade!
Peki, yanar döner. Sen daha iyi bilirsin.
Sabe mais do que eu.
Bu konuyu sen çok iyi bilirsin!
Pareces saber do que falas.
- Sen ne bilirsin ki lanet pislik?
- Nenhum maldito "mas".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]