English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → portugués / [ T ] / Tatlı kız

Tatlı kız traducir portugués

1,410 traducción paralela
Jai ile dalaştık ; sonra tatlı kız hastanede ortadan yok oldu
Briga com o Jai ; depois a minha querida desaparece do hospital.
Selam, tatlı kız!
Olá, bebé.
Yazmanın ofisinde çalışan en tatlı kızın gülen yüzünü görmek istemiş olamaz mıyım?
Não posso querer só ver o sorriso da miúda mais gira do cartório?
Burada bir sürü tatlı kız var.
Há montes de miúdas giras aqui.
Selam tatlı kız.
Olá, rapariga bonita.
Hey... tatlı kız.
Olá... rapariga bonita.
Tatlı kız. Artist.
Encantadora, uma artista.
Hayır. Hep dünyadaki en tatlı kız olduğunu düşünmüştüm. Dırdır!
Não, sempre achei que eras a miúda mais doce á face da Terra.
Senin sandığın o iyi, tatlı kız değilim ben..
Não sou a boa e doce rapariga que pensaste que era.
Tatlı kız.
Garota.
Tatlı kızım benim, sakın korktuğunuzu görmelerine izin vermeyin.
E, querida, não deixes que vejam que tens medo.
Çok tatlı kız, değil mi?
Muito bonitinha.
Benim tatlı kız kardeşim Maya'yla güzel bir düğün görüyorum.
Um belo casamento com a minha adorável irmã, Maya.
Yumuşak, tatlı kız.
E o seu cabelo é mais ondulado. Aquele suave doce sorriso.
Tatlı kız.
Miúda amorosa...
Bir bakarsın ki dünyanın en tatlı kızı koridorda oturmaktadır.
Que acaba derramando numa bela garota sentada no corredor.
Tatlı kız 15 yaşında bekaretini kaybetmiş.
A menina que ele desflorou aos 15 anos.
Bu da benim tatlı ve yetenekli kızım için.
O solo. É para a minha encantadora e talentosa filha.
Tatlı biri. Sevimli bir kız.
É bem girinha.
Kız çok şeker. Çok tatlı, fakat beyler, ben ona bakmıyordum.
Ela é doce, muito doce, mas amigos... eu não estava a olhar para ela.
Ya kız arkadaşın, senin o tatlı muslukçu olmadığını öğrenirse?
E quando a tua namorada vir que não és só o canalizador meigo?
Tatlım, bazen fedakârlık yapmamız gerekebiliyor.
Querida, às vezes temos de fazer sacrifícios.
Kırmızı kurdeleli sepette konuklar için getirdiğim tatlılar var, mavi kurdelelisi sadece sen ve Zachary için.
Bem, o cesto com a fita vermelha tem sobremesas para os vossos convidados mas o que tem a fita azul é so para si e para o Zachary.
Mesela ne zaman bir kız beni başka bir kızla yakalasa sadece şunu yapıyorum, "Ama tatlım, problem nedir anlayamadım, onu sen zannettim."
Quando uma rapariga me apanha com outra eu digo logo, " Mas não entendo qual é o problema.
Şu tatlı, kızıl saçlı olan.
- A ruiva gira.
Tatlım, saçların hâlâ kızıl mı?
Querida, o teu cabelo continua vermelho?
No, tatlım, teşekkürler, ama Dr. Talley'i seviyorum ve kız kardeşin ve abin de orda
Não, querido. Obrigada, mas gosto do Dr. Talley. E tenho lá a tua irmã e o teu irmão.
Tatlım, bir kız!
Querido, uma menina!
Bu tatlı, masum kızı yeşil kart için alıp kalbini kıracağını sanıyorsan... Nereye gidersin, ne yaparsın bilmiyorum ama seni bulur ve kırarım.
Se julga que pode usar aquela rapariga doce e inocente para arranjar a autorização de residência e a destruir bom, esteja onde estiver, e faça o que fizer, encontro-o e acabo consigo.
O kız, tanışabileceğin en tatlı çocuk.
E ela é a criança mais amorosa que vai conhecer.
Ve sizler, onun dostları, onun ne kadar cömert, nazik ve tatlı bir kız olduğunu hep hatırlayacaksınız.
Vocês, os seus pares, vão para sempre lembrar-se como ela era uma rapariga generosa, bondosa e doce.
Kızın tatlı sözlerinin esiri olmuşsun.
Foste seduzido pelos atractivos de uma jovem.
Bayanlar ve baylar, oğlanlar ve kızlar... Tatlı Joanne için hepinizin alkışlarınızı duyayım!
Senhoras e senhores, meninos e meninas... vamos ouvir os vossos aplausos... para a adorável Joanne!
Çok tatlı bir kızınız var.
- Ela é mesmo bonita.
Güzellik yarışmasındaki en şeker, en tatlı, en ilginç kız ve işte bu yılın Sempati Güzeli.
A mais engraçada, doce, rapariga fixe da cerimónia e a Miss Congeniality deste ano!
Çok tatlı bir kız!
- Uma rapariga cheia de vida.
Biliyorsun küçük kız bence tatlı bebeciğin uyku diyarına gitme zamanı geldi.
Sabes, pequenita acho que são horas de ires para a caminha, fazer um belo ó-ó.
Kızın çok tatlı.
- É muito gira.
Bir partide olacaksın, tatlı bir kız olacak...
Estás numa festa e aparece uma rapariga bonita...
Senin gibi bir TV yıldızı için tatlı bir yayıncılık tavsiye ederim.
Eu recomendo um doce acordo com a editora, uma grande estrela da televisão como tu.
O çok tatlı bir kız.
A Susie? Ela é uma rapariga doce.
Kırmızı başlıklı küçük hanım tatlı kraliçesine gizli kuryelik yapıyor. Kurt, ikisini de yemeye çalışıyor. Sonra eli baltalı çılgın aniden içeri dalıp ortalığı dağıtıyor.
A Capa Rosa faz entregas à Magnata dos Doces, o Lobito tenta comer as duas e aqui o de calças de flanela irrompe armado em vigilante ;
Kırmızı başlıklı küçük kız sürekli tatlı taşıyordu.
A miúda das entregas mais o seu capuz...
Kızı suç üstü yakalamanın tek yolu, kıyafet değiştirmek. Tatlım...
só disfarçado caçava a miúda em pleno contrabando.
Tatlım, önce anneni mi istersin, kızını mı?
Quer falar primeiro com sua filha ou com sua mãe?
Bak, sen gerçekten çok tatlı bir çocuksun. Ve geldiğin yerde seninle çıkmak isteyecek bir sürü kız olduğundan eminim.
Olha, tu és um rapaz engraçado.
Tatlım, kızınla seni çok özledik.
Querido, o bebé e eu sentimos muito a tua falta.
Anne Meredith, tatlı bir kız. O olamaz.
A Anne Meredith é boa pequena, por isso não pode ter sido ela.
Bilmiyorum. O kadar tatlı bir kız ki, ona bakamıyorum bile.
Nem consigo olhar para ela, é tão bonita.
Bu da sizin ; "tatlı Katolik bir kız böyle bir cehennemde ne arıyor?" deme şekliniz mi?
É a sua maneira de dizer : "O que faz uma menina católica neste inferno?"
"Tatlım, kız kardeşinin düğününe mi gidiyoruz? " Hayır, kızartıyoruz! " Anladın mı?
"Vamos de carro ao casamento da tua irmã?" "Não, vamos de estalo." Percebeste?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]