English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → ruso / [ Y ] / Yapmak zorundayım

Yapmak zorundayım traducir ruso

769 traducción paralela
Bunu yapmak zorundayım, Charlie...
Я вынужден сделать это, Чарли...
Bunu yapmak zorundayım. Bazen bir kasap ya da muslukçuyla evlenseydim keşke diyorum.
инoгдa я жaлeю. чтo нe вышлa зaмуж зa мяcникa или вoдoпpoвoдчикa.
15 yıldır yapmadığım bir şeyi yapmak zorundayım.
Я сделаю то, что не делал уже 15 лет!
Her zamanki gibi her şeyi ben yapmak zorundayım.
И как обычно мне все приходится делать самому.
... bu gece birşeyler yapmak zorundayım.
Ты с ума сошёл?
Hayır, bir şeyler yapmak zorundayım!
Нет, что-то надо делать!
- Madem yapmak zorundayım.
- Если придётся
Ama yapmak zorundayım.
Но я должен был так поступать.
Ne yapmak zorundayım?
Что я должен делать?
Ah bu yeni nesil ah! her şeyi kendim yapmak zorundayım!
Ох уж, это новое поколение, все приходиться делать самой!
- Yapabilirim ve yapmak zorundayım.
Я могу и я должен.
Yapmak zorundayım.
Это надо сделать.
Bunu yapmak zorundayım.
Я должен это сделать.
Bunu yapmak zorundayım. Yapmak zorundayız.
Я должен это сделать, мы должны это сделать.
Fakat bu dava ile ilgili biraz daha inceleme yapmak zorundayım. Doğrusunu isterseniz, pek de yardımcı olmuyorsunuz. Şöyle diyelim.
Мы знаем следующее : около 4 часов утра мсье Ланье утонул в бассейне.
İşte bu yüzden yapmak zorundayım.
Вот почему я должна сделать это.
Bu görüşmeleri yapmak zorundayım.
Мне просто надо это сделать.
Onun için birşeyler yapmak zorundayım, değil mi?
Я же должен его как-то отблагодарить?
Bekle. Bunu yapmak zorundayım.
Я должна это сделать.
Bunu yapmak zorundayım.
Я должна это сделать.
Bunu yapmak zorundayım, genç bayan.
Я должна это сделать, юная леди.
Korkarım ikinize de bir doz ephemerol yapmak zorundayım.
Боюсь, я вынужден ввести эфемерол вам обоим.
- Böyle yapmak zorundayım Tony.
- Иначе я поступить не могу, Тони. - Слушай чувака.
Bu görüşmeyi yapmak zorundayım.
Я должен ответить на звонок.
Ne yapmak zorundayım?
- Что?
Bu yüzden doğru olanı yapmak zorundayım.
Я должен поступить так, как надо.
Kendim için birkaç değişiklik yapmak zorundayım.
Я чувствую что должен кое-что поменять.
Madem kurtarıcımın canı sıkkın, bu konuda bir şeyler yapmak zorundayım.
Поскольку у моих спасителей есть проблемы, я чувствую, что должен сделать что-нибудь.
Ama bu listeyi yapmak zorundayım.
Но я должен закончить список.
Sanırım bunu yapmak zorundayım. Reedburn ondan gerçekten nefret ediyor.
Ридберн просто ненавидит его.
- Yapmak zorundayım.
- Я должен.
Bunu bu gece yapmak zorundayım.
Я должен сделать это сегодня.
Yapmak zorundayım şeklinde düşünerek giriştiğim eylemler... sevdiğim birine ilk kez zarar getirmiyor.
Уже не первый раз мои действия привели к тому, что пострадал кто-то, кто мне дорог, и всё ради того, чтобы я мог сделать то, что был должен сделать.
Uçağın konumunu kestiremiyorum. Bu yüzden bir an önce görerek iniş yapmak zorundayım.
Я не уверен в моей ориентации, и я должен совершить визуальную посадку незамедлительно.
Ben önce kendim için bir isim yapmak zorundayım.
Прежде всего я должен сделать себе имя.
Böyle düşünmüyorum, ama bunu yapmak zorundayım.
Я так не думаю. Но я в меньшинстве.
Bu işi yapmak zorundayım, bu iş bitti mi her şey tamam.
¬ сего одно дело, и € зав € жу. - я должен помочь ƒэйву.
Karım çok erken yaşta öldü yani ev işleri hep ben yapmak zorundayım
Моя жена давно умерла, и с тех пор я сам себе готовлю.
Biopsi yapmak zorundayım.
Мне придётся взять биопсию.
Bir şeyler yapmak zorundayım.
Я должен что-то сделать.
Ama daha fazla uzarsa, Bu sefer gidip o b.ktan hukuk sekreterliği işini yapmak zorundayım.
Если еще выше, я оторву себе задницу занимаясь этим дерьмовым дублированием.
Gülmezsen, ne istersen yapmak zorundayım.
Не заржёшь, - сделаю все, что скажешь - Ладно.
Birlikte olalım. Bunu yapmak zorundayız.
Это то что мы должны делать.
- Bunu yapmak zorundayım!
- Госпожа!
Bunu yapmak zorundayız. Önce sıcak bir şey koymak lazım!
Мы должны продвигаться, но сначала мы хорошо оденемся.
Ama bunu yapmak zorundayım.
Но я должен это сделать.
- Yapmak zorundayım, Andre.
- Я вынужден
Şimdi diğerlerinin adlarını ve neler yaptığınızı öğrenmek için sana da Mendoza'lara yaptığımızı yapmak zorundayız.
С тобой сделают то же, что сделали с Мендосой Ведь нам нужно узнать имена остальных и все, что вы замышляли
Bir atılım yapmak zorundayız.
Мы должны доказать верность этой теории.
Yapmak zorundayım.
Я должен.
Meditasyon yapmak için bir çivi yatağı kullanmak zorundayım.
Сейчас я в том моменте медитации, когда пора перейти к доске с гвоздями.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]