English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / About us

About us traduction Turc

22,138 traduction parallèle
She seems extremely worried... If Bobby's wife found out, that is not my fault. About us contacting her parents.
Annesiyle babasını ararız diye aşırı derecede endişeli görünüyor.
- He knows about us.
- Bizden haberi var.
Let us go, and you won't have to worry about us ever again.
Bizi bırakırsan bir daha bizim yüzümüzden endişelenmen gerekmez.
Are you avoiding telling her about us for any particular reason?
Belli bir nedenden dolayı ona söylemekten kaçınıyor musun?
- as long as I know you're sure about us.
-... kimsenin bilmesine gerek yok.
I was telling her about us.
Ona, bizi söylüyordum.
Do you realize I never even told my therapist about us?
Terapistime hiç ikimizden bahsetmediğimin farkında mısın?
So, Andre, why do you care about us?
Andre, bizi neden takıyorsun?
Well, I think they're talking about us.
Bence bizden bahsediyorlar.
Since he found out about us, - he's been hunting for Russian witches. - What?
Bizi öğrendiğinden beri Rus cadıları avlamaya başladı.
- Jordan. What'd you say about us?
Bizim hakkımızda ne söyledin?
And I know Sarah told you some big fucking story about us, but it doesn't mean you have to treat me like a leper.
Sarah'ın da sana bizim büyük, lanat olasıca hikayemizi anlattığını biliyorum ama bu yüzden beni bir cüzzamlı gibi tedavi etmene gerek yok.
You know, just knowing how happy they are got me thinking about us.
Mutlu olduklarını bilmek, beni bizim hakkımızda düşünmeye itti.
I wanted them to know about us and... they needed to know that I'm moving forward with my life.
Bizi bilmelerini ve. artık yola devam ettiğimi söylemek istedim.
You know, Agent Soto, if you're wrong about this... and you could be... you'll just end up returning this murder to us six months from now.
Bakın ne diyeceğim Ajan Soto, eğer yanılıyorsanız, ki olabilir altı ay sonra zaten cinayeti bize iade edeceksiniz.
Tell us about it.
- Bir de bize zor.
What about us, huh?
Biz ne olacaktık?
If you start telling us the truth about Nick.
Nick konusunda gerçeği anlatmaya başlarsan tabii.
Yeah. To see if he wants us to post about it?
Bunu paylaşmamızı ister mi diye sormak için.
Okay, Andy, at the very least, we can ask Mr. Walker's litigious friends and family to join us for a conversation. About what?
Pekala, Andy, hiç olmazsa Bay Walker'ın dava meraklısı arkadaşlarıyla ailesinden bir görüşme için bize katılmalarını isteyebiliriz.
So, the fact that Dr. Jared didn't tell us about this HGH makes him sound even more suspicious.
Yani, Doktor Jared'ın bize bu İBH'den bahsetmemiş olması onu daha da şüpheli yapıyor.
Could you tell us a little about Chris'diet growing up?
- Bize biraz Chris'in büyürkenki beslenme düzeninden söz eder miydiniz?
So, Mark, what can you tell us about uncle Henry?
Mark, bize Henry Amca hakkında neler söyleyebilirsin?
I've decided to let you have the phone call you demanded if you tell us about your relationship with Dwight Darnell.
Dwight Darnell'le olan ilişkini anlatman karşılığında talep ettiğin telefon hakkını kullanmana izin vereceğim.
He knows... about both of us.
O ikimizi de biliyor.
You never really came to us and talked to us about this.
Bu konuda bize gelip konuşmadın hiç?
They're gonna send someone to talk to us about what we want to do with her body.
Beni de vücuduna ne yapmalarını istediğimizi sormak için gönderdiler.
What does it tell us about our package?
Paket hakkında ne söyleyebilirsin?
You didn't tell us the truth about last night.
Geçen gece hakkında bize doğruları söylemedin.
Yeah, but why walk in here and tell us about the ghost stories if she's the one behind it all?
Evet, ama bütün bunların arkasında o varsa neden buraya gelip, bize hayalet hikayeleri anlatsın ki?
I mean, she told us about a ghost story
O bize hayalet hikayesinin neredeyse...
You know that if you give us a name, we can talk to the D.A. about reducing your sentence.
Eğer bize bir isim verirsen,... Bölge Savcısıyla konuşup, cezanı azaltabiliriz.
So, what can you tell us about Edward pertaining to our case, and not the marriage that we know nothing about?
Bizim davamızla ilgili, Edward hakkında ne söyleyebilirsin ve evliliğin hakkında neden bir şey bilmiyoruz?
So, is there a reason that you didn't tell us about Edward?
Bize, Edward'ı anlatmamanın bir nedeni var mı?
All right, you have to tell us all about Maura's wild years.
Maura'nın çılgın yıllarını bize anlatmalısın.
Is there any other information that you can give us about these three... something they had in common, a reason why someone might target them?
Bu, üç kişi hakkında bize verebileceğiniz başka bilgi var mı ortak noktaları gibi, neden onları birinin hedef seçeceği gibi?
What about us?
Yemeğe gidiyor muyuz?
This fake precisely, in so far as we know that it's a fake, tells us so much about the social reality in which we live.
Bu sahtelik, bizim sahte olduğunu bildiğimiz kadarıyla içinde yaşadığımız sosyal gerçeklik hakkında bize pek çok şey söyler.
What do you think he wants to see us about?
Sence bizi neden görmek istiyor.
Is that the kid Alex paged us about?
Alex'in bahsettiği çocuk bu mu?
He's not about to help you after all the crap you put us through this year.
Sana yardım etmeyecektir, bu sene üzerimize attığın onca çamur yüzünden.
One of us is gonna get there first, and the other cannot freak out about it.
Sonuçta birimiz önce yapacak, diğerimizin de çıldırmaması gerek.
I guess this is one of the unknown traps that Cook warned us about!
- Sanırım bu Cook'un bizi uyardığı... -... bilinmeyen tuzaklardan biri!
That's General Davies, the man Eleanor warned us about.
Bu General Davies. Eleanor'un bizi uyardığı adam.
He asked a lot of questions, he worried about their methods, their experience, he had us review 911 calls earlier in the week.
Evet bir sürü soru sordu çalışma yöntemlerini tecrübelerini sorguladı. O haftaki 911 çağrılarını inceletti.
If we show up, and they want to tell us about the crime they committed, we don't stop them.
Yanına gittiğimizde bize işlediği suçu itiraf etmeye başlarsa onu durdurmayız.
Always complaining about how rich he and his family should be, how the rest of us wouldn't even be here without his granddad.
Sürekli kendisi ve ailesinin aslında ne kadar zengin olabileceği, ve tüm geri kalanlarımızın, torunları olmasa nasıl buralarda olacağı.
Oh, well, I don't know about that, but he was there with the rest of us.
Ondan haberim yok ama orada bizimleydi.
All you people who think you know everything about the Lakewood Six, or whatever it is you want to call us, you don't know us.
Lakewood altılısı ya da ne demek istiyorsanız hakkımızda her şeyi bildiğinizi düşünüyorsunuz ama bir şey bildiğiniz yok.
Hanna, I'm sorry, but you have to tell us about Mary Drake picking you up.
Hanna, üzgünüm ama bize Mary Drake'in seni arabasına almasını anlatmalısın.
Thanks to me, she knows about the burner phone and I'm pretty sure she can figure out that he wouldn't just give it to us without a fight.
Sayemde, kullan at telefonu biliyor ve savaşmadan Elliot'ın onu bize vermeyeceğini de anlayabileceğine eminim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]