Us too traduction Turc
4,723 traduction parallèle
Mr. Hayri, soak us too, soak us!
Hayri abi bizede tut bizede tut!
A While you're at it, can you make some for us too? We will have some too, wouldn't we?
Hatta elin değmişken bize de yap değil mi içeriz bir kahve değil mi?
He's paying for us too.
Aha bizimkileri de ödüyor.
This one has cost us too much already.
Bu, bize çok fazla şeye mal oldu.
He's gonna help us too.
O da bize yardım edecek.
Cage says the enemy knows us too.
- Cage, düşmanın bizi bildiğini söyledi.
So now the Mafia's after us too.
Demek Mafya da bizim peşimizde.
But there will be dark days ahead of us too.
Ancak bizi karanlık günler de bekliyor.
Have them secure his records before they disappear, too, and then have them send us the copies.
Dosyalarının ortadan kaybolmadan koruma altına aldırın. Ve kopyalarını buraya göndertin.
Meeting in Busan is out for us, too.
Busan'da toplanmak bizim için de iyi olmazdı.
Maybe giving them a win would, in a way, be a victory for us, too.
Belki kazanmalarına izin verirsek bir bakıma bizim de zaferimiz olur.
Don't kick us out, we're too weak to go anywhere else.
Bizi kovma, başka bir yere gidemeyecek kadar fakiriz.
The geographic profile tells us this unsub is not only dumping his victims downtown, he's hunting there, too.
Coğrafi profil bize şüphelinin kurbanlarını yalnızca şehir merkezine bırakmadığını ve de orada avlandığını gösteriyor.
And everything you believed about us, I believed, too.
Senin ilişkimiz için inandıklarına bizzat ben de inandım.
You'd have to feed us, too, but... That could be fun.
Bizi de beslemen gerekiyor, ama... bu eğlenceli olabilir.
I'm so sorry, Mrs. Griffin, but Brian's injuries are just too severe for us to save him.
- Çok üzgünüm Bayan Griffin ama Brian getirildiğinde çok ağır yaralı olduğundan müdahale etmemiz için çok geçti.
They'll give us a sign and then you will believe, too.
Bize bir işaret gönderecekler ve o zaman sen de inanacaksın.
She might help us, too.
O kadın da bize yardım edebilir.
I'm really happy, too, but I'll be a lot happier when one of us can figure out what that is.
Ben de gerçekten mutluyum, ama içimizden biri bunun ne olduğunu çözdüğünde daha mutlu olacağım.
But your son was immune to us. His power had grown too great.
Ona cadılar meclisimizde yer almasını teklif ettik.
Emotionless, you killed that man, so you come with us, too.
Duygusuz, bu adamı sen öldürdün, bu yüzden sen de bizimle geliyorsun.
Come on, Zippy, you're making it too easy for us.
Hadi, Zippy, yapabilirsin, bu hepimiz için çok olay olur.
That applies to us, too.
Bu bizim için de geçerli.
And it will help us a lot taking over Yellow Sea Credit Union, too.
Hem Sarı Deniz Kredi Birliği'ni ele geçirmek için, bize de faydası olur.
That was too close. it almost caught us.
Ucuz atlattık, neredeyse yakalayacaktı!
He hit us and my mum, too.
Bizi ve annemi döverdi.
Well... it's just because I'm afraid he's coming to kill us, too.
Hayır, bizi de öldürür diye endişeleniyordum sadece.
What, you too busy to walk us in?
- Eslik edemeyecek kadar mesgul müsün?
Civilization has become too civilized for us.
Medeniyer bize çok medeni geldi.
Bring us peace, and... I will believe in you, too.
Bize barışı getir, ve bende sana inanayım.
After the park, the police are looking for us, too.
Park olayından sonra polis bizi de arıyor.
Listen, the others might be too afraid to say it, but you have to haul ass on out of town, kid, or you're gonna get us all killed.
Dinle, diğerleri söylemek için korkuyor ama, ama bu kasabadan basıp gitmelisin, çocuk, yoksa hepimizin ölümüne neden olucaksın.
She was too afraid to tell us what was happening. She didn't know what to do... or who to tell.
Bize söyleyemeyecek kadar korkmuş, ne yapacağını bilememiş eğer sen olmasaydın
People said that the growers were too powerful, the police would be against us...
İnsanlar üreticilerin çok güçlü olduğunu söylediler. Polis bize karşı olabilirdi.
Let us not be too quick to call others evil.
Başkalarını şeytan itham etmekte acele etmeyelim.
Look, you know, it's not too late to hand the op over to us, you know.
Bak, operasyonu bize devretmek için çok geç değil.
- Okay, so there are half a million gay men in our area. 315 cases doesn't seem too high, considering how many of us... of you there are.
- Tamam, bölgemizde yarım milyon eşcinsel var. Kaçımızın... Kaçınızın burada olduğunu düşünülürse 315 vaka çok da mühim görünmüyor.
You know we were both too far down other roads for us to get serious.
Ciddi bir ilişki yaşayamayacak kadar ilerlemiştik.
Some of us are too far gone already.
Bazılarımız, çoktan ölmüş sayılır.
They don't like us in the form too much.
Formlarda bize pek şans tanımıyorlar.
It may be too late for us... for me... but not for you.
Bizim için, benim için çok geç olabilir ama sizin için değil.
Those lights drew the fairies to us and maybe the owls, too.
Bu ışıklar, perileri bize getiriyor. Belki baykuşları da getirir.
He's murdered too many of us.
O çok fazla mutant öldürdü.
We're too exposed - anyone can see us!
Çok ortalıktayız - herkes bizi görebilir!
It's too risky with US ammunition... too much traced evidence.
Bu işi ABD üretimi mühimmatla yapmak riskli. Ortada kanıt bırakmamak lazım.
Seems like he's been too busy for any of us.
Sanırım hiçbirimize ayıracak vakti yokmuş.
Samson, married, graphic novelist, poems, short stories... kind of too old to be hanging out with us but we don't give a shit.
Samson, evli, çizgi romancı, şiirler, kısa hikayeler. Bizle takılmak için biraz yaşlı ama umursamıyoruz bile.
- Too late. Lupe's got us.
Çok geç, Lupe bizi gördü.
And there isn't a number you can quote us that's too big.
Bize büyük gelebilecek bir rakamı yazabilmenize imkân yok.
It turns out if you're too worried about political correctness... to say "black", odds are... you secretly just want to call us niggers anyway... and truth be told, I'd rather you just be honest about it.
Siyahi demenin politik doğruculuğu sizi çok üzüyorsa, bir ihtimal gizlice sadece zenci demek, neyse onu söylemek istiyorsanız bu konuda size dürüst olmak isterim.
That doesn't leave us with too many options.
Bu durumda fazla seçeneğimiz yok gibi.
toothbrush 49
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
too late 1299
too low 22
toothpaste 44
too long 209
too small 58
toothless 265
too much 521
too sweet 17
took you long enough 124
too late 1299
too low 22
toothpaste 44
too long 209
too small 58
too big 68
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32
took off 44
too soft 22
tooth comb 58
too strong 20
too young 67
too bad 1185
too soon 255
too much work 29
took me 32
took off 44
too soft 22
tooth comb 58
too strong 20
too young 67