Act two traduction Turc
594 traduction parallèle
Act Two
İkinci Perde
End of Act Two
İkinci Perdenin sonu
Looks like act two's arriving.
İkinci perde başlıyor baksana...
Ladies and gentlemen, Act two is about to commence.
Bayanlar baylar, ikinci perde başlamak üzeredir.
Act Two is about to begin
İkinci perde başlamak üzere.
That gown of yours in act two.
Şu ikinci perdede giyeceğin gece giysisi...
A juicy murder in Act One, terror in Act Two.
İlk perdede kanlı bir cinayet, ikincisinde terör.
Listen, I think we may have a problem with Act Two,'cause...
Dinle, Sahne 2'de sorunumuz olabilir, çünkü....
- I think that Act Two might be a letdown.
Sanırım ikinci sahne biraz yavaş geçecek.
Now go on drafting Act One, and let me do the thinking about Act Two.
Sen ilk sahneye odaklan, ben ikinci sahneyi düşüneceğim.
I've got Act Two ready to go.
İkinci sahne de hazır.
And I do thank you for Act Two, Sidney...
İkinci sahne için sana teşekkür etmeliyim, Sidney...
You two act like long-lost brothers.
Yıllarca ayrı kalmış kardeşler gibisiniz.
For every hole you make, I'll make two.
Açtığın her deliğe karşı ben iki tane açacağım.
You two staged an act.
İkiniz rol yaptınız.
You know, Anne, these two act like an old married couple.
Biliyor musun, Anne, bu ikisi uzun süredir evli bir çift gibi davranıyorlar.
So then I got trapeze work and high bar... but I'm getting a little heavy for that now... so two years back I got into this lift act.
Ben de trapez ve barfikse geçtim... ama artık bunun için fazla kilolu kaçıyorum... o yüzden iki yıl önce halter şovuna başladım.
You can get into one of those girdles and act for two and a half hours.
Eve gidince o korselerden birine girip iki buçuk saat bir oyna da görelim.
A Mrs. Gill answered, and I put two and two together.
Bayan Gill diye biri açtı, ben de parçaları birleştirdim.
Two months after she set sail, she was sighted by fishermen off Tripoli.
Yelken açtıktan iki hafta sonra... Trabluslu bir balıkçı tarafından görüldü.
Julius Ceaser, third act, scene two.
Julius Ceaser. Perde III, Sahne II.
If Act IV is anything like the first two you read me, I can tell you we have a guaranteed success on our hands.
Eğer dördüncü bölüm bana okuduğunuz diğer ikisi gibiyse, elimizde çok iyi bir iş var demektir!
You come here, do two flips on the bar, make one pass, right away you got an act.
Buraya geliyorsun, barın üzerinde iki dönüş, bir geçiş yapıyorsun ve buna gösteri diyorsun.
Mike Ribble always has a two act.
Mike Ribble daima iki kişilik gösteri yapar.
A two act is what he wants.
Hangi ikili gösteriyi isterse.
Why stick to a two act?
Neden ikili gösteriye takılıp kalıyorsun?
That's why I'm stickin'to a two act.
Bu yüzden de ikili gösteriye takılıp kaldım.
Why do you think I always wanted a two act?
Neden hep ikili gösteri istediğimi sanıyorsun?
I'm up to here with your words about a two act, a triple and its purity.
Ben buraya kadar senin iki kişilik gösteri, üçlü salto ve onların saflığı hakkında söylediklerinle geldim.
You act all happy, while two people murdered today lie there next to you.
Ne kadar da mutlusun... oysa yanı başında bugün öldürülen iki kişi yatıyor.
Two years ago she accused a white man of this same act.
İki yıl önce, aynı sebeple beyaz bir adamı suçladı.
Two cups, one with, one without. One with and one without.
Bir banka hesabı açtırsak iyi olur.
You two act like you're married already.
Şimdiden evli çiftler gibi davranıyorsunuz.
With one or two minor alterations in the second act, I have here a very valuable property.
İkinci perdede bir ya da iki küçük değişiklikle çok iyi bir eser ortaya çıkar.
Suarez sued Moro to make him accept not a million, but two million from the investment.
Suarez Moro'ya dava açtı, bir milyon değil,... iki milyonu kabul etmesi için.
- Opening accounts at two foreign banks.
- İki yabancı bankada hesap açtı. Nerede?
We left two cell doors open last night.
Dün gece iki hücrenin kapısını açtık.
You put two holes in me.
Bende iki delik açtın.
Yeah. For a minute or two we act stupid. We have a good time.
Birkaç dakika aptalca davranıp eğlendik.
Two households, both alike in dignity, in fair Verona, where we lay our scene, from ancient grudge break to new mutiny, where civil blood makes civil hands unclean.
Soylulukta birbirine denk iki aile. sahnemizi açtığımız güzel Verona'da. eski düşmanlıktan gelen yeni bir kavgada yurttaş kanı yurttaş elini kirletir burada.
How many more men must die before you two begin to act like military men instead of fools?
Aptallar gibi değil asker gibi davranmak için daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor?
I, myself, was hungry for two days, because I couldn't get any food in.
Ben şahsen 2 gün açtım çünkü yiyecek birşey kalmamıştı.
Why can't the two of you straighten up and act normal?
Neden ikiniz adam gibi davranamıyorsunuz?
Look at you two, caught right in the very act!
Şu halinize bakın icraatın orta yerinde bastım sizi!
Take, for instance, that silly convention that the act of sex should be conducted in secrecy by two people, who afterwards in public are not allowed to let on what they've been doing.
Örneğin, şu aptal toplantılar seksin gizlilik içinde yapılmasını...... iki insanın, insanlar önünde özgürce seks yapmasına izin vermezler.
"It is the religion of the single being who divides himself in two to act... " and to be.
Bu, harekete geçmek ve varolmak için kendini ikiye bölen bir bünyenin tek dinidir.
Sure, it's in between that we forget how to act, in between those two states, in that awe, you know, in that innocence that we, uh, have to act a certain way.
Ve tabii o iki dönem arasında nasıl davranacağımızı unuturuz. O şaşkınlık, masumiyet döneminde belli bir duruşumuz olması gerekir.
He shared a practice with Dr. Weingart for two years in Brooklyn then opened his own practice in Manhattan.
İki yıl Dr. Weingart ile çalıştı, sonra kendi yerini açtı.
I've drilled forty-two wells already.
Şimdiye kadar kırk iki kuyu açtım.
Right, to marry a person after only a two-day acquaintance is a very thoughtless act.
Doğru, sadece iki günlük bir tanışıklıktan sonra biriyle evlenmek çok düşüncesizce bir davranıştır.
We've got a murder in the first act, two murders, actually.
İlk sahnede bir cinayetimiz var, hatta iki.
two hours later 53
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two and a half men 29
two hours 343
two hours ago 92
two weeks later 82
two weeks ago 326
two months later 53
two years later 88
two years ago 477
two hearts 28
two more 130
two months ago 182
two beers 79
two days ago 368
two arms 16
two o'clock 76
two seconds 191
two years 509
two thousand dollars 17
two hands 45
two months ago 182
two beers 79
two days ago 368
two arms 16
two o'clock 76
two seconds 191
two years 509
two thousand dollars 17
two hands 45
two and a half 63
two thousand 72
two people 83
two men 105
two sugars 100
two weeks 445
two brothers 30
two minutes 637
two tickets 43
two words 186
two thousand 72
two people 83
two men 105
two sugars 100
two weeks 445
two brothers 30
two minutes 637
two tickets 43
two words 186