Almost a year traduction Turc
712 traduction parallèle
It's been almost a year since he last saw Bang Shil.
Bang Shil'i en son bir yıl önce gördü.
It's been almost a year since Rie died.
Rie öleli neredeyse bir yıl oldu.
It's been almost a year since you escaped.
Kurtulduğundan beri neredeyse bir yıl olacak.
He was with Bertie for almost a year.
Neredeyse bir yıldır Bertie'yle birlikteydi. Lütfen.
We knew we wouldn't see each other again for almost a year.
Belki bir yıl birbirimizi yeniden göremeyeceğimizi biliyorduk.
He's been dead almost a year now.
Öleli neredeyse bir yıl oluyor.
Well, this is Christmastime, Miss Fromsett... and I've been working here for almost a year now.
Noel zamanı, bayan Fromsett ben de neredeyse bir yıldır burada çalışıyorum.
Almost a year.
Neredeyse bir yıl.
Almost a year since we talked about it.
Bunu konuşalı neredeyse bir yıl oldu.
Almost a year ago.
Neredeyse bir yıl önce.
Not for almost a year.
Neredeyse bir yıldır yazmadı.
For almost a year, I didn't see him.
Yaklaşık bir yıl onu görmedim.
And I want to know why, in almost a year... there isn't even a small margin of profit.
Bütün bir yıl boyunca neden... hiç kar edilmediğini bilmek istiyorum.
Almost a year.
Neredeyse bir yıldır.
Well, it's been almost a year.
Neredeyse bir sene oldu.
It'll be almost a year since your mama passed away.
Annen öleli neredeyse bir yıl olacak.
Almost a year.
Bir sene oldu.
Yes, you see, she's been in the sanitarium for almost a year.
Evet, anlarsınız, yaklaşık bir yıldır senatoryumda kalıyor.
The day Eddie was convicted, almost a year ago.
Eddie'nin mahkum edildiği günden beri, bir yıl önce.
An innocent man has been in jail for almost a year.
Masum bir adam neredeyse bir yıldır hapiste.
She died, why, almost a year ago.
Neredeyse bir yıl önce öldü.
Huh. Almost a year ago.
Neredeyse bir yıl önce ha!
Doesn't it impress you that I have been sober for almost a year and I'm happy?
Bir yıldır hiç içmediğim halde mutlu olabildiğimi görmüyor musun?
Colonel, it took us almost a year to crack the japanese code - we had an army of men working on that.
Albay, Japon şifrelerini çözmem neredeyse bir yıl almıştı. Ve bir ordu insan da yardım etmişti.
Almost a year now.
- Neredeyse bir yıl oluyor.
It was almost a year ago...
Takriben bir sene önceydi...
He's been here almost a year.
Burada bir yıldan fazla süredir duruyor.
Lassiter,... it's been almost a year since your wife and your daughter... No no, you listen Don't you think I know what it means to a man come home and find his wife and child dead?
Lassiter,... Karın ve kızın öleli nerdeyse bir yıl oldu...
But it's been almost a year.
Ama hemen hemen bir yıl olmuş.
Almost a year now.
Bir yıl kadar oldu.
We've been together almost a year. "Give you time"?
Neredeyse bir yıldır beraberiz ama sen hâlâ "bana zaman ver" diyorsun!
Oh, it sometimes goes away for almost a year at a time and takes the form of Spring and Summer rain, but you can bet your boots that when a good jolly December wind kisses it, it will turn in to Christmas snow all over again!
Bazen bir yıllığına kaybolur ve İlkbahar ve Yaz yağmuru olarak geri gelir. Neşeli Aralık rüzgârı tarafından öpülünce tekrar Noel karına dönüşeceğine bahse bile girebilirsin!
For almost a year the public has been disturbed by the mysterious murders of blonde girls.
Neredeyse bir yıl, halk rahatsız oldu. Sarışın kızlar korktular, gizemli katillerden.
I haven't seen it for almost a year.
Neredeyse bir yıldır görmedim.
I've had it for almost a year now, all ready.
Nerdeyse bir yıldır bende, hepsi hazır.
It's almost a year that Rosa and I...
Rosa'yla ben... neredeyse bir yıl oluyor...
Almost a dollar a year.
Hemen hemen yılda bir dolar.
I've never known a bride who couldn't tell you almost to the minute, for the first year or so
Bütün gelinler ilk yıl boyunca cevabı nerdeyse dakikasına kadar bilir.
When you consider that in Italy there's a disappearance rate of 40 thousand people a year, that is almost enough to fill San Siro's stadium.
Tüm İtalya'yı ele alırsak yılda 49 bin insan kayboluyor. Bu kadar adamla San Siro Stadı bile dolar.
YES, I WORKED FOR H ER ALMOST A YEAR.
Hatırlayacak gibi değilim.
You loved a 16-year-old girl. In another country. In another world almost.
Senin sevdiğin kız 16 yaşında, farklı bir ülkede farklı bir dünyada yaşıyordu.
I feel as sprightly as a two-year-old, almost like a widower. Good morning.
Bugün kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum, neredeyse taze bir dul gibi, günaydın.
After almost three years since Caesar's death more than a year since Philippi?
Sezar'ın ölümünden neredeyse üç yıl Philippi'den bir yılı aşkın süre geçtikten sonra mı?
Brother Xu has left home for almost half a year
Birader Xu, neredeyse 6 aydır uzaktaydınız
- A year and a half, almost two.
- Bir buçuk yıl, yaklaşık iki.
After a year, I guess I almost look new to you.
Bir yıldan sonra sanırım sana yeni biri gibi görünüyorum.
I haven't heard from her for almost half a year How is she?
6 aydır ondan haber alamıyorum nasıl o?
Almost as much as I make in a year.
Neredeyse benim, bir yıllık kazancım kadar.
Why, we do $ 80,000 a year, the past six years that's almost half a million.
Yılda 80 bin dolarlık iş yapıyoruz. Son 6 yılda yarım milyona yaklaştı.
It was a very heavy raid, but we had almost the same one year before.
Çok ağır bir hava akınıydı. ( Hans Brunswig, Hamburg İtfaiye Amiri ) Hemen hemen geçen yıl başımıza gelenle aynıydı.
Her daughter's car. This happened almost a year ago.
Bir yıl kadar önce oldu.
almost anything 20
almost always 23
a year from now 43
a year 660
a year ago 267
a year and a half 29
a year later 77
years 15110
year 8817
years ago 5618
almost always 23
a year from now 43
a year 660
a year ago 267
a year and a half 29
a year later 77
years 15110
year 8817
years ago 5618
years old 4883
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
years of age 170
years to life 41
years before 33
years later 514
years older than you 21
years of experience 32
years older than me 22
years together 37
years ago today 35
years of age 170
years to life 41
years before 33