And just think traduction Turc
7,768 traduction parallèle
- I just really want you and Rafael to bond, and I think dinner together will help.
- Ben gerçekten Rafael'le iyi anlaşmanızı çok istiyorum, ve birlikte bir akşam yemeği yemenin iyi olacağını düşünüyorum.
Okay, I think that you both have just said hurtful things, and it's just that we're sensitive to the fact that things are changing.
Pekala, bence ikiniz de kırıcı sözler söylediniz, ve bunun sebebi hayatımızdaki değişikliklere karşı hassas olmamız.
And I think that we're just having trouble navigating through that.
Ve bence biz bunu aşmakta sıkıntı çekiyoruz.
And I really think you just never learned how to serve another person's needs.
Diğer insanların ihtiyaçlarına nasıl hizmet edileceğini de öğrendiğini sanmıyorum.
Whatever tragedy you think you've just averted time will find a way to replace it and trust me, Barry the next one could be much worse.
Şu anda hangi belayı savuşturursan savuştur zaman, yerine başka bir tane koymanın yolunu bulacaktır. İnan bana Barry, yerine koyacağı çok daha kötü olabilir.
I just think that we should tell Cisco and Caitlin.
Yine de Cisco ve Caitlin'e anlatmamız gerektiğini düşünüyorum.
BRANDO : Just to sit there and think is a lot.
Oturup uzun uzun düşünmek.
- They're just so big, and I think that... - Hang on, hang on.
- Sadecce çok büyüklerdi, ben bu yüzden...
Yeah, I mean, I think we could talk about it after the baby comes just'cause then we'll finally know what it's like to be parents, and we'll have a better idea of, you know, what it's like for you to go back to work.
Bence bunu bebek doğduktan sonra konuşabiliriz. Büyük olmanın ne olduğunu sonunda anlamış olacağız. Çalışmaya dönmenin nasıl olacağına o zaman karar veririz.
It... it's just... you seem like a real person, and I think I would be great at this job.
- Biliyorum. siz gerçek bir insana benziyorsunuz, ve bence bu işte harika olacağım.
You know, we don't have the capital they have so if we could just get them to purchase where we can't purchase then I think our expertise and their capital, we can make something work.
biliyorsun biz bu konu da bir lobiye sahip değiliz, Onlarınsa var. eğer onların satın alma teklifleri kabul edersek ondan sonra biz bir yeri satın alamayız. bence bizim uzmanlığımız ve onları lobisini kullanırsak daha fazla iş yapabiliriz.
I shouldn't have been out patrolling, but I just want to say I think this department has got its priorities way out of whack, and I didn't sign up for sitting around
Devriyede olmamam gerekiyordu. Ama şunu belirtmek isterim ki bu departmanın uygun olmayan öncelikleri var. Lenapeler kendi başının çaresine bakarken boş boş oturmak için polis olmadım.
It's like this whole thing, you know, leading us here, it's like he wants you to think you have some power, and then he can just take it all away.
Bütün bu her şey, bizi buraya yönlendirmesi, sanki bizim biraz güce sahip olduğumuzu düşünmemizi istiyor. Sonra bir anda çıkıp alıveriyor.
I think we're all just processing what we've lost and how to move on.
Sanırım hepimiz kaybettiklerimizi ve nasıl hayata devam edeceğimizi düşünüyoruz.
Mm-hmm. Let's just think for a second that William made it up the ladder and had the time to put a noose around his neck.
Bir saniyeliğine William'ın merdivenden yukarı çıkmayı başarabildiğini ve boynuna ilmiği geçirecek vakti olduğunu düşünelim.
And you're gonna clear my brother right now, because if you think that demon in your boy was bad, you just wait and see and feel what mine can do.
Kardeşimi çıkartacak mısın? çünkü oğlunun içindeki şeytanın kötü olduğunu düşüyorsan, benimkinin ne yapabileceğini bekler ve görürsün.
I just - - I think that he... He wants you to know that he - - he loves you, and he doesn't want to hurt you, but he doesn't know if he can help himself.
Sanırım bilmeni istiyor ki seni seviyor ve sana zarar vermek istemiyor ama kendini engelleyeceğinden emin değil.
Well, if you think you can just walk into Singh's and rob her blind, you don't know who you're dealing with.
Elini kolunu sallaya sallaya gidip Singh'in parasını alacağını sanıyorsan kimle uğraştığını bilmiyorsun demektir.
I just mean that some of the money in the store would have been Daniel's, and I think some of it should be Daniel's regardless.
Dükkandaki paranın birazı Daniel'ın olacaktı,... ve bence bir kısmının, ne olursa olsun, Daniel'ın olması gerekir.
What do you think about just picking up And starting all over somewhere else?
Pılı pırtı toplayıp her şeye başka bir yerde yeniden başlamaya ne dersin?
And, um, I just think that Robert saw that and took advantage of it.
Bana kalırsa Robert bunu gördü ve bundan yararlandı.
Look, I think he wants to hurt us for something that happened back then, and I'm just trying to find out what it was.
Geçmişte olan bir şey yüzünden, bize zarar vermek istiyor,... ve ben sadece bunun ne olduğunu anlamaya çalışıyoum.
- A man who's synonymous with hard work, with integrity, with just being a kiss-ass, but nobody that I can honestly think of better to fill this position and a man I'm very proud to call a great man and a good friend. - Speech, Simon. Come on.
Konuş, Simon.Hadi.
I think you just need to go and have a look at the baby.
Sanırım gibip bebeğe bir bakmalısın.
Well, let's just say that you and I are more similar than you think.
Düşündüğünüzden daha çok ortak yönümüz olduğunu söylesek yeter.
I think you looked at the files and the self-destruct protocol took over, just like I think you shot my sniper in the back of the head.
Dosyalara baktığını düşünüyorum ve kendi kendini yok etme protokolünü uyguladığını, tıpkı keskin nişancımı başının arkasından vurduğunu düşündüğüm gibi.
You think we're gonna go in there and just dick-slap those Hooli pieces of shit?
Oraya çıkıp Hooli'li göt oğlanları tokatlar mıyız sence?
I mean, I cried a little bit first, but all I could think was, I am gonna freeze to death out here, and my husband and my kids are trying to call me, and they can't reach me, and they're just gonna hold out hope until some soybean farmer finds my partially thawed corpse in the spring.
İlk başta biraz ağladım burada donup öleceğim kocam ve çocuklarım beni arayacak ama ulaşamayacaklar ve çiftçiler soyaları ilkbaharda hasat edip cesedimi buluncaya dek ailem beni bulmayı umut edecek dedim.
What, did you honestly think that you could just walk into this camp and demand an audience with the commander-in-chief of the Continental Army?
Bu kampa girip Kıta Ordusu'nun başkomutanıyla bir görüşme talep edeceğinizi sahiden düşündünüz mü?
Just take a moment and think about our...
- Sadece bir dakikalığına bizim...
And you think the king's gonna drop everything just to hear some scuttlebutt about some girl?
Yani kralın herhangi bir kız hakkında biraz saçmalık duymak için seninle görüşeceğini mi düşünüyorsun?
And I just think, like, your dad... He gave you... You know...
Düşünüyorum da, baban sana yani büyürken çok sevgi vermiş.
I just feel like I want to get out from under, and I think it's the responsible and...
Ben sadece bunun altından kalkmalıymışım gibi hissediyorum. Sanırım sorumluluk...
I'm a man... with feelings and... and a girlfriend, so, tell you what, I think you should all just take your, uh...
Ben bir adamım... duyguları ve sevgilisi olan, yani size şunu söylüyorum, bence siz hepiniz üstünüzü gi...
Let 2093 think about just what a bastard he really is, and then maybe he'll tell the rest of us that he thinks so.
Bırakalım, 2093 ne kadar piç olduğunu düşünedursun,... belki sonunda, bizimle aynı fikirde olduğunu söyler.
And I think that sexuality is a very fluid thing and I just like to go with the flow.
Ve ben şu cinsiyetin akışkan bir şey olduğunu düşünüyorum ve ben de akıntıya kapılıp gidiyorum.
You think he's just gonna let you take it all and leave?
Öylece alıp gitmene izin vereceğini mi sanıyorsun?
He challenges us to consider all points of view and to think about, like, not just what we think about something, but why we think it.
Görüşlerin her yönünü düşünmemiz ve sadece bir konuda neyi değil neden onu düşündüğümüzü de düşünmemiz konusunda bize meydan okuyor.
I'm just not letting myself think about it till we're through the woods on this, and you should... Probably do the same.
Tüm bunları halledene kadar bunu düşünmek için kendime izin vermiyorum ve sen de aynısını yapmalısın.
And I think maybe we owe it to Caroline to take just a little more time and really think this through.
Bunu daha detaylı incelemeyi Caroline'a borçlu olduğumuzu düşünüyorum. - Tam olarak ne kadar incelemeliyiz?
You're upset, and so is Kitty, but if you think that my new boss just happens to be the same guy who took her in London, I...
- Kızgınsın, Kitty de öyle ama yeni patronumun onu Londra'da kaçıranla aynı adam olduğunu düşünüyorsan...
I think it's highly unlikely that he limited himself to just Kitty and Melanie Vilkas over the last five years.
Beş yıl içinde sadece Kitty ve Melanie Vilkas'la sınırlı kalmış olma ihtimali çok düşük.
So what the hell makes you think you can just come in here and open it?
Buraya öylece girip bunu açabileceğini düşündüren nedir sana?
You know, sometimes I think about life, and it just makes me want to cry.
Bilirsin, bazen hayat hakkında düşnüyorum, ve ağlamak istiyorum.
I just think there are so many different matrices by which to measure a man's worth, and I...
Sadece birinin değerini ölçmek için çok farklı matrisler olduğunu söylüyorum.
Yeah, I know, it's just we have two hours before the rave starts, and I don't think there's such a thing as fashionably early to a rave.
Evet, biliyorum, sadece partinin başlamasına iki saat var ve partiye erken gitmekten daha kibarca bir şey yoktur.
I think the mask and the cape are just an excuse for you to go out and pound heads. You've always been a thug, only now you do it in a cape.
Her zaman sadece şimdi bir pelerin içinde bunu, bir haydut olmuştur.
There are many people just coming here and think they are Berlin, but we are Berlin.
Buraya taşınıp Berlin olduğunu sanan çok insan var. Ama Berlin biziz.
He kind of, like, ignores me when we're around his friends, and sometimes I think that he's just...
Arkadaşlarıyla birlikteyken beni görmezden geliyor. Bazen düşünüyorum da...
Look, man, if you really think you messed up with Nicki this morning, why don't you just invite her back here and have a do-over?
Nicki karşısında kötü duruma düştüğünü düşünüyorsan her şeyi baştan almak için buraya çağırsana?
It was kinda funny,'cause sometimes he'd just sit there and watch TV for four hours. And you'd think he wasn't creating, but he'd be playing guitar while he was doing that or think up stuff later, and then you'd go out for a few hours, and you'd come back, and there was a painting on the wall, or there was a big comic strip or whatever.
Bu çok komik çünkü bazen orada öylece oturup dört saat TV izlerdi, bir şey üretmediğini düşünürsünüz ama bunu yaparken gitar çalıyor veya bir şeyler düşünüyor olurdu sonra birkaç saatliğine gidip geldiğimde duvara bir resim veya karikatür çizmiş olurdu, bir şarkı yazıp kaydetmiş olurdu.
and just like that 171
and just in time 18
and just so you know 170
and just for the record 41
and just 169
and just remember 20
and just now 18
and just so we're clear 26
and just to be clear 26
just think about it 312
and just in time 18
and just so you know 170
and just for the record 41
and just 169
and just remember 20
and just now 18
and just so we're clear 26
and just to be clear 26
just think about it 312
just think 328
just thinking 91
just think of it 30
think 1581
thinking 451
thinks 21
think positive 41
thinking of you 30
think about it 2390
thinking about you 18
just thinking 91
just think of it 30
think 1581
thinking 451
thinks 21
think positive 41
thinking of you 30
think about it 2390
thinking about you 18
think fast 106
thinking about it 70
think it over 186
think about this 117
think about that 140
think it through 42
think nothing of it 57
think carefully 51
think about what i said 29
think about something else 16
thinking about it 70
think it over 186
think about this 117
think about that 140
think it through 42
think nothing of it 57
think carefully 51
think about what i said 29
think about something else 16