At the hotel traduction Turc
4,293 traduction parallèle
The people at the hotel gave us a story about you and another man and her, all sexing together in a pile.
Sonra oteldekiler de, senin, onun ve bir adamın daha bir odada seks yapma hikâyelerinizi filan anlattılar.
I'm at the hotel.
Hayır, ben hoteldeyim.
And soon, she was back at the hotel and ready for her spiritual experience.
Ardından, otele döndü ruhani deneyimine başlamaya hazır ve nazırdı.
You mean people staying at the hotel?
Yani otelde kalan insanların mı?
Did you find that at the hotel?
Onu otelde mi buldunuz?
I'll see you at the hotel.
Otelde buluşuruz.
I told you to stay at the hotel.
Sana otelde kalmanı söylemiştim.
Now they're coming back to Lamorna and staying here... .. at the hotel.
Lamorna'ya döndüler, şimdi burada otelde kalıyorlar.
We were supposed to meet at the hotel, but he didn't show up.
Geçen gece buluşmamız gerekiyordu ama ortadan kayboldu.
He works at the hotel.
Bu, Alessandro.
Split shifts at the hotel this morning so I can make the Event tonight.
Oteldeki arkadaşla vardiyaları değiştirdik, böylece, akşamki anmaya katılabileceğim.
I'll see you back at the hotel.
Seninle otele döndüğünde görüşürüz.
I'm a guest at the hotel.
Otelde kalıyorum.
We'll discuss this back at the hotel.
Otele gittiğimizde tartışırız.
He's staying at the hotel.
Otelde kalıyor.
I'll play it to you back at the hotel.
Otele gidince sana çalacağım.
Uh, back at the hotel, the doc did her whole... transcendental thing on me.
Otele döndüğümüzde, doktor üzerimde şu transendental şeyini denedi.
Or find a witness at the hotel who saw you?
Veya hotelde seni görmüş bir tanık bulmak?
You think Billy's at the hotel?
Billy hotele mi gitmiştir sence?
No, no, no. Put her up at the hotel for now and tell her that...
Otele yerleştir ve ona şunu söyle...
So how did he get the job at the hotel, huh?
Peki bir otelde neden çalışıyor?
We're at the hotel.
Oteldeyiz.
He mentioned the suicides at the hotel, back when we first started.
Oteldeki intiharlardan bahsetmişti bana,... ilk başladığımızda.
We could stay at the hotel.
Otelde kalabilirdik.
One minute I was at the hotel with Mr Rook and then I just...
Bir an Bay Rook ile oteldeydim ama sonra...
Your gal got the drop on my idiot nephew Tito back at the hotel.
Otelde kadının aptal yeğenim Tito'dan erken davranmış.
Shawn, I need to ask you something, and I'm sure this is just me overthinking things, but, um, yesterday you were at the hotel.
Shawn, sana bir şey sormam lazım. Bu tür şeyleri kafaya takan sadece benim ama dün oteldeydin.
- Desk clerk at the hotel?
- Oteldeki resepsiyonist mi?
I was at the hotel dining room about to eat.
Otelin restoranında yemek yemek üzereydim.
That's Audrey's cell phone. It's at the hotel.
Audrey'in telefonu, otelde.
I'm really hoping that Audrey's stuff is still at the hotel.
Audrey'in eşyalarının hala otelde olduğuna inanıyorum.
- Yet he's adamant he didn't arrive at the hotel - until 2 : 30.
- Ancak adam saat 2 : 30'a kadar otele gelmediğinde ısrarcı.
And that is the rumor that has reached them at the hotel that the President is dead.
Oteldeyken gelen bu dedikoduya göre Başkan'ı kaybettik.
At the hotel?
- Oteldeki mi?
I'll be staying at the Mayfair Hotel.
Ben Mayfair Hotel kalacaklar.
No, I need to stay at this hotel where the competition's being held!
Hayır, bu otelde kalmalıyım. Müsabaka burada olacak!
It was historic and there was museums, but the thing that stood out for us was that they... we would stay at this hotel with an indoor pool, and it was just the biggest deal in the world for us.
Tarihiydi ve müze vardı, fakat sorun şu ki dikkatimizi çeken, onlar... İç mekan havuzu olan otelde kalacağız ve bu bizim için bu dünyadaki en iyi teklif
- You spent the night at a hotel.
- Geceyi bir otelde geçirdin.
I barely managed to get my feet on the ground before I was shanghaied to that schmooze dinner at the Grand Hotel. That suited me well after that damned airline food.
Grand Otel'deki o boş yemeğe zorla götürülmeden önce ki iğrenç havayolu yemeğinden çok daha iyiydi yolunu bulup işimi güçbela sağlama almıştım.
Is there anybody at the Hotel Olympos who's not a criminal?
Olympos Oteli'nde suçlu olmayan biri var mı?
She's a student at the academy of royals working on her Hospitality major here in the hotel.
Kız, Royal Akademi öğrencisi ve bu otelde turizm mastırını yapıyor.
However, twice a year, he would emerge from his armed castle to take meetings at a hotel in the city.
Ancak her yılda iki kez şehirdeki bir oteldeki toplantıları için zırhlı kalesinden dışarı çıkıyordu.
There was a beautiful bar at the top of the hotel.
Otelin üst katında güzel bir bar vardı.
I need 200 teachers at the Cotesworth Hotel.
Cotesworth Oteli'ne 200 öğretmen gönderin.
It's gonna be at the Agua Verde Hotel and Casino in Santa Ynez.
Parti Santa Ynez'deki Agua Verde Otelinde olacak.
George Atzerodt is to kill Vice President Johnson at the Kirkwood House Hotel.
George Atzerodt, Başkan yardımcısı Johnson'ı Kirkwood House Otelinde öldürecek.
Thanks in part to papers found in Booth's room at the National Hotel, Lewis Powell and Mary Surratt are jailed in Washington.
Kısmen Booth'un National Oteldeki odasında bulunan belgeler sayesinde Lewis Powell ve Mary Surratt, Washington'da hapse atılır.
When he was in the army, he was stationed at a hotel in
Ordudayken, Manhattan'daki..
- Sir, there's been a murder at the Palace Hotel.
- Efendim, Palace Otel'de bir cinayet işlenmiş.
Every time they ask me to envision, like, my inner spirit or a fucking forest with a unicorn riding through it or some shit like that, the only thing that I can ever think of is the view from the penthouse at the Hard Rock Hotel in Vegas.
- Her defasında, içsel dünyama inmemi söylediklerinde, ya da ormanda yürüyen boynuzlu atı falan hayal etmemi istediklerinde, benim düşündüğüm tek şey Vegas'ta çatı katından gördüğüm Hard Rock Otel'in görüntüsü.
President and Mrs. Kennedy arrived in Fort Worth from Houston late last night to an enthusiastic reception from huge crowds and spent the night in Suite 850 at Hotel Texas, downtown.
Başkan ve Bayan Kennedy Houston'dan Forth Worth'e dün geç saatlerde coşkulu bir kalabalık eşliğinde ulaştılar ve geceyi şehir merkezindeki Teksas Oteli'nin 850 no'lu suitinde geçirdiler.
at the movies 19
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the airport 47
at the moment 453
at the time 529
at the house 47