Be sure traduction Turc
22,828 traduction parallèle
Thank you! I'll be sure to wear it like this next time.
Elbette aceleci davranmak istemem.
If they return, be sure to contact us.
Eğer geri dönerlerse, kesinlikle bizimle irtibata geçin.
- Which is a nice idea, to be sure.
- Jeff gizlilik sözü vermişti. - Emin olmak adına bu güzel bir fikir.
Uh, I'm gonna be sure and tell my nephew that next time he cries because his little brother crushed his tower.
Bir dahaki sefer yeğenlerim ağladığında, onlara anlatacak bir hikayem olduğundan artık eminim.
- Well then, I'll be sure to raise a glass of spiked cider - to your enigmatic ass.
O zaman gizemli kıçının şerefine elmalı şarap kaldıracağım, merak etme.
And how can you be sure you didn't lose it during one of those breaks?
Cihazı bu sırada kaybetmediğinize nasıl bu kadar eminsiniz?
- How can you be sure?
- Nasıl bu kadar eminsin?
With coffers still low from the Scottish war, we must be sure...
İskoçya savaşının geliri hâlâ düşük ve emin olmalıyız ki...
Next time, be sure to wear it.
- Evet. Gelecek sefer muhakkak tak.
Well, you be sure to let us know when you win the Nobel Prize for boysenberry.
Böğürtlen dalında Nobel Ödülü'nü kazanınca bize haber vermeyi unutma sakın.
I'd need a medical history to be sure, but, uh...
Emin olmak için tıbbi geçmişine bakmam lazım, ama...
Remember to apply it just before bedtime, and be sure to wash your hands before and after you use it.
Yatmadan önce alın ve kullanırken ellerinizin temiz olduğundan emin olun.
And let's just keep it an extra 30 seconds, just to be sure.
Emin olmak için de 30 saniye daha bekleyelim.
- Okay. - Yeah, be sure to let Robert know.
- Tabii, Robert'a haber ver.
I'm sure Her Royal Highness appreciates... there'll be important people at the reception tonight.
Prenses Hazretlerinin de bildiği gibi bu gece resepsiyonda önemli kişiler olacak.
He won't be harassing the patrons, we're making sure of it.
Müşterileri taciz etmez. Bundan emin olacağız.
I'm sure you'll be able to confirm that.
Bunu doğrulayabileceğinize eminim.
We all like to be our own masters, but I am sure we can find a way.
Hepimiz bağımsız olmayı isteriz ama bir yolunu bulacağımıza eminim.
- How can you be so sure? - If I may speak freely- -
Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?
Sure, yeah, that'd be good.
- Tabii, iyi olur.
You wanna be my Guinea pig? Sure.
- Kobayım olmak ister misin?
I get the feeling you wouldn't be standing here in front of my cruddy house in this low-rent neighborhood offering me an obscene amount of money if you were so sure she was going to dump me when she finds out who I am.
Anlamıyorum, anlamıyorum. Bana yönetici asistanı olduğunu söyledi. Yönetici asistanı mı?
I'm sure he'll be glad to know that you're still here.
Mantıklısın. Pek çok ortak ilgi alanımız var.
Yeah, I'm sure. As long as you have it, I know you'll be okay.
Evet, sende kaldığı müddetçe içim rahat edecek.
You may be wondering why they set it up that aliens must rule Fillory and I'm sure there is a great reason and nobody has any clue what that is.
Neden uzaylıların Fillory'i yöneticisi yapıldığını merak ediyorsunuzdur, ben geçerli bir sebepleri olduğundan eminim, ama kimsenin en ufak bir fikri yok buna sebep göstericek.
And I think that if he'd met you, he wouldn't be so sure that it's me.
Ve bence seninle tanışsaydı o kişinin ben olmadığımdan emin olurdu.
I'm not sure I really want to be home.
Evde olmak istediğime pek de emin değilim.
How can you be so sure?
Nasıl bu kadar eminsin?
I'm sure that they will be most agreeable, but the next time you threaten my plant...
Bunu makul bulacaklardır ama bir daha tesisimi tehdit edersen...
I never expected to be here, as I'm sure that none of you ever expected to be here either.
Burada bulanacağımı hiç düşünmezdim. Eminim siz de burada bulunacağınızı hiç düşünmemişsinizdir.
And anyways, for sure I won't be needing one tonight! And anyways, for sure I won't be needing one tonight!
Nasılsa bu gece içmeme gerek olmayacak!
Look, I'm not sure everything I said here makes sense, but... just be careful and respectful.
Söylediğim şeyler pek mantıklı olmayabilir ama dikkatli ve saygılı ol.
I'm not really sure, to be honest.
- Pek emin değilim, ne yalan söyleyeyim.
But I'm sure you'll be fine, I mean, you know the city pretty well, right?
Eminim halledersin. Şehri avucunun içi gibi biliyorsun değil mi?
Oh, sure. 'Cause that would be half of $ 300.
Tabii ya. 300 doların yarısı çünkü.
All I want to do is be faithful to the material and make sure it's executed to the promise of the script.
Benim tek istediğim malzemeye sadık kalmak ve metne uyduğumuza olduğuna emin olmak.
I mean, honestly, I'm not sure, but who could be?
Doğrusunu söylemek gerekirse emin değilim ama kim emin olabilir ki?
I'm sure it's quite an adjustment, but with your help, soon the residents will be fully trained...
Bir sürü eksiklikler olduğuna eminim ama yardımınızla birlikte stajyerler yakında eğitimlerini tamamlayacak...
Don't be so sure of yourself.
Kendinden bu kadar emin olma.
Pretty sure these tablets should be pink.
Hapların pembe olduğuna oldukça eminim.
So, instead, he found a way to make sure the building could only be 40 stories without reflecting poorly on him.
Onun yerine kendisine leke sürdürmeden binayı 40 kat yapmanın bir yolunu buldu.
If there's one thing I'm sure of, is that you and Savannah are going to be great parents.
Emin olduğum bir şey varsa o da Savannah ile harika ebeveynler olacağınız.
Like your dad wanted to be, I'm sure.
Eminim baban da bunu isterdi.
Because if I die, you'll die, but I'm sure you already figured out that when you take Stefan's scar, you'll be giving up your future with Elena.
I ölürsem, çünkü öleceksin, Ama zaten anladım emin ı'm. Eğer stefan adlı iz alırken o,
Are you sure we should be cleaning this up?
Sence temizlemek iyi fikir mi?
I'm not sure that I would use that term, but I think it might be possible.
O terimi kullanır mıyım, bilmiyorum ama bence bu mümkün olabilir.
And why would you be so sure of that?
Bundan nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki?
- How can you be so sure?
- Nasıl bu kadar eminsin?
And since we're going to be seeing a lot of each other, - I want to make sure it's not weird. - Yeah, yeah.
Çünkü daha uzun süre birbirimizle görüşmeye devam edeceksek... bunun garip olmamasını istiyorum.
But I'm pretty sure they can be trapped.
Ama hapsedilebileceğine eminim.
It's a large price to be paid, for sure.
Bu ödenecek büyük bir bedel, elbette.
sure 38285
surely 971
suresh 61
sure i'm sure 17
sure you can 218
sure you were 30
sure i can 72
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
surely 971
suresh 61
sure i'm sure 17
sure you can 218
sure you were 30
sure i can 72
sure you do 255
sure you will 57
sure we can 55
sure is 153
sure it is 177
sure i do 177
sure does 54
sure we are 22
surely not 99
sure i am 51
sure thing 785
sure you are 144
sure do 122
sure it is 177
sure i do 177
sure does 54
sure we are 22
surely not 99
sure i am 51
sure thing 785
sure you are 144
sure do 122
sure there is 44
sure we do 40
sure i will 32
sure he will 16
sure i did 54
sure am 51
sure they are 18
sure he is 30
sure it was 24
sure it does 32
sure we do 40
sure i will 32
sure he will 16
sure i did 54
sure am 51
sure they are 18
sure he is 30
sure it was 24
sure it does 32