Checking traduction Turc
9,612 traduction parallèle
Just checking up on the cure progress, and the good doctor here suggested I get a little check-up of my own.
Tedavinin nasıl gittiğini kontrol edeyim dedim, doktorumuz da muayene geçirmemi önerdi.
And you keep checking your watch, sir.
Sürekli saatinize bakıp duruyorsunuz bayım.
Checking.
Kontrol ediyorum. Taşikardi oluştu.
Are... are we triple-checking?
Üç kez kontrol edebilir miyiz?
Ah. I was checking the victim's credit card for plane ticket charges to see where she flew, and instead I found a lunch charge...
Kurbanın nereye bilet alıp uçtuğunu öğrenmek için kredi kartını araştırırken öğle yemeğini buldum ve- -
Just checking in.
Öylesine bir arayayım dedim.
Okay, we'll start by checking your vitals.
Pekala, yaşam organlarınızı kontrolle başlayalım.
- I didn't notice him. I was too busy checking out Hugo Boss on the corner.
Onu fark etmedim, köşedeki Hugo Boss'u kesmekle meşguldüm.
Sometimes it does things without checking with me first.
Bazen kontrolümün dışında hareket ediyor.
No more checking in with Ryan.
Ryan'ı kontrol etmek yok.
It's worth checking out.
Bakmaya değer.
Yeah, I was just checking in like I said I would.
Söylediğim gibi giriş yapıyorum.
I got a buddy of mine checking in on that.
Bir arkadaşım bununla ilgileniyor.
You were checking for approval.
Onaylayıp onaylamadığını kontrol ediyordunuz.
I'm methodically checking your back to see if someone may have inserted a tracking device under your skin that you don't know about, and you are hoping they did.
Belli bir yöntemle arkanı kontrol ediyorum. Sana önem veren birilerinin derinin altına... bir izleme cihazı koymuş olmalarını ve bundan senin senin haberinin olmamasını umuyorsum.
Checking on your shop?
- Dükkânı kontrole mi geldiniz?
Not if I'm checking to make sure you have enough hand-washing stations.
Yeterince el yıkama makinesi olup olmadığını kontrol ediyorsam değil.
Just checking in.
Kontrol edeyim dedim.
He was checking me out.
- Benimle flörtleşiyordu.
I'll get Gabriel that checking-account info tomorrow.
Yarın çek hesabı bilgisini Gabriel'a veririm.
The fact you are checking your text while you're doing it is already sad.
İşin aslı o işi yaparken mesajlarını kontrol etmen bile acıklı bir durum.
You need to start putting on pants around the house'cause Robbins keeps checking out your ass.
Evdeyken iç çamaşırların olmadan ortalıkta dolaşma. Robbins kıçını dikizliyor.
- I was just checking.
- Kontrol etmek istedim.
No, he's just checking in on us, making sure we're all right.
Hayır, her şeyin yolunda olduğundan emin olmak için bizi kontrol etmek istemiş.
I mean, Lieutenant, just checking in on you.
Yani Teğmenim, yalnızca sizi kontrol ediyorum.
Just checking on my partner.
Yalnızca ortağımı kontrol ediyorum.
What, are you checking the farm report? ( Horn ) Let's go.
Ne yani çiftlik haberlerini mi kontrol ediyorsun?
Steve, what's up? Joe's checking on the convoy.
Steve, ne oldu?
I'm showing no receivers or transmitters checking in, so it's either on the bomb or it's wired to it.
Alınan yada gönderilen bir sinyal yok, yani ya bombanın üzerinde yada ona kabloyla bağlı.
You checking up on me, Leon?
Beni kontrol etmeye mi geldin Leon? Ben iyiyim.
We're checking for prints, but... considering the note that he left on Wilseck was clean, I'm not holding my breath.
Parmak izi var mı diye kontrol ediyoruz ama Wilseck'in üzerindeki notun temizliğini düşünürsek umutlanmıyorum.
We got everyone's name, we're checking them out.
Herkesin adını aldık. Kontrol ediyoruz.
I'm checking the hotels in the area.
Bölgedeki otelleri kontrol ediyorum.
I know, but it's worth checking.
Biliyorum. Ama yine de bakmaya değer.
Well, we can't take any chances. We're checking every house in the area.
Riske giremeyiz, bölgedeki her evi kontrol ediyoruz.
Nobody's checking.
Kimse kontrol etmiyor.
CIA and Interpol are checking Sima's background, but so far they've got nothing on a woman that might be making nerve gas.
CIA Sima'nın geçmişini araştırıyor ama şimdiye kadar sinir gazı yapan bir kadın ile ilgili hiçbir şey bulamadılar.
I'm checking her stuff.
Eşyalarına göz atıyorum.
I was just checking.
- Sadece soruyordum.
I've been checking e-mails for two hours- - nothing.
2 saatir e postaları kontroll editoruz hiçbirşey yok.
Just a dude checking out some banned books.
Bazı yasaklı kitaplar dışında bir dost kontrolü.
My husband wants to open a checking account.
- Bunu ben hallederim. Kocam bir çek hesabı açmak istiyor.
She was checking the number.
Numaramın gerçek olup olmadığını doğruluyordu.
Yeah, oh, just checking to make sure there are no more remains below.
Aşağıda başka bir kalıntı var mı diye bakıyorum.
I keep checking my phone every three seconds, like a loser.
Salağın teki gibi 3 saniyede bir telefonumu kontrol ediyorum.
Is it the same with the first two victims? Uh, checking.
İlk iki kurbanda da öyle mi yapmış?
Checking.
Bakıyorum.
Typing and checking and typing and...
Yazıyorum ve bakıyorum...
I'm just checking if you need a patrol team to assist you with your busy case load today.
Sadece meşgul gününüzde size yardımcı olacak... devriye ekibine ihtiyacınız var mı diye merak ediyordum?
I'm checking you for bites and scratches.
- Ne yapıyorsun? Isırık ve çizik var mı diye seni kontrol ediyorum.
Yes, but I needed her up here checking protocols.
Evet ama ona burada protokolleri kontrol etmesi için ihtiyacım vardı.
checking in 81
checking up on me 20
check 1743
checked 90
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
checking up on me 20
check 1743
checked 90
checkmate 250
checks 46
checkers 22
checkpoint 27
check me out 64
check this out 1704
check in 65
check it out 2343
check that 66
check again 75
check it 331
check your phone 26
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33
check it out 2343
check that 66
check again 75
check it 331
check your phone 26
check out 29
check this shit out 23
check you out 38
check your e 33