Don't mind us traduction Turc
278 traduction parallèle
Don't mind us Father.
Bize aldırma peder.
Don't mind us, Estelle
Sen bize bakma Estelle.
If Father doesn't mind going to Cora's for a while, why don't you come on a visit to us?
Babam bir süre için Cora'ya gitmeye razı olursa neden sen de bize gelmiyorsun?
- Don't mind us, Father.
Bize aldırmayın Peder.
You don't mind talking to both of us, do you? Oh, no.
- İkimizle birden konuşmanızda sakınca var mı?
Long as it is not us I don't mind.
Bizim üzerimize boşaltmadıkları sürece umurumda değil.
I don't mind doing this for you guys, for all of us, but don't try to help me, OK?
Bunu sizin için, hepimiz için yapmayı dert etmiyorum. Ama bana yardım etmeye kalkışmayın, tamam mı?
Don't mind us, Her Hauptmann.
Bana bak Her Hauptmann ;
- I hope you don't mind us waking you.
- Umarım bize kızmamışsındır.
Speaking of which, I'd like us to talk about your money, if you don't mind.
Mahzuru yoksa paran hakkında konuşmak istiyorum.
Don't mind about us.
Bizim için kendini üzme.
- Don't mind us, we're not here.
Bizimle ilgilenmeyin. Yokmuşuş gibi davranın.
- Don't mind us, we're not here!
- İlgilenmeyin, biz burada değiliz.
If you don't mind telling us, Mr. Capone... where were you when it happened?
Eğer sorun olmazsa Bay Capone olaylar sırasında nerdeydiniz?
Well, you don't mind us, preacher, we don't mind you.
Şey, siz bize aldırmayın peder, bizde size aldırmıyoruz.
If you'd care to give him a bash in the chops, don't mind us.
Ağzına bir yumruk atmak isterseniz, bize aldırmayın.
No, of course I don't mind Your father coming to live with us.
Yok canım, bizimle oturmasından niye rahatsız olayım.
Don't mind us.
Bizi umursamayın!
We are going there now if you don't mind you can come with us
Bizde sınıra gidiyoruz zaten istersen sen de bizimle gel
If he wants to make you a judge between us, I have no objection and I don't mind referring our quarrel to you.
Güzel, madem sizi hakem seçti, ben de itiraz etmiyorum. Kim olduğu hiç fark etmez, anlaşmazlığın çözülmesi için ben de sana güveniyorum Jacques Usta...
I'd rather like you to join us, if you don't mind.
Sakıncası yoksa senin de orada olmanı istiyorum...
Don't mind us, we are here for the excitement.
Takma bizi sen, Biz sadece curcunaya geldik.
I hope you don't mind us tying up the Captain like that, sir.
Umarım Kaptan'ı öyle bağlamamıza kızmamışsınızdır.
The way nature's been treatin'us, I don't mind cheating'her a little.
Doğanın bize nasıl davrandığına bakarsan, ben de onu biraz kandırmaya aldırmam.
I hope you don't mind us dropping in.
Umarım uğramamızın bir sakıncası yoktur.
Huh, now then, Mr Brady, if you don't mind, let us get on with our business.
Şimdi, Bay Brady... Eğer sakıncası yoksa, biz işimizi sonuçlandırmak istiyoruz.
And if you don't mind, some of us are trying to work.
Ve sakıncası yoksa şunu al, burada iş yapmaya çalışanlar da var.
Don't mind us.
Bize aldırış etmeyin.
I ordered for the both of us. I hope you don't mind.
İkimiz adına da söyledim.
- You don't mind us taking it from you?
Sizin için sakıncası yok mu?
I don't pretend to understand the female mind, but, uh, maybe she's doing this for us.
Kadın zihninden çok anlamam..... ama belkide bunu bizim için yapıyordur.
Are you sure you don't mind us stealing your new friends?
Yeni arkadaşlarınızı çaldığımız için alınamdığınıza emin misiniz?
I hope you don't mind us dropping in on you like this, but when I heard the Enterprise was to be in this sector, we took the first transport and here we are.
Umarım bu şekilde damlamamıza darılmazsın, ama Atılgan'ın bu sektörde olacağını duyduğumda, ilk nakliye aracına atladık ve işte buradayız.
Hope you don't mind us stealing away Simon for the evening.
Umarım bu gece Simon'ı ayarttığım için kızmadınız.
I hope you don't mind us looking around.
Umarım etrafa bakmamızın sakıncası yoktur.
I know you're assigned to another area, Scully but you're welcome to come aboard with us on this. That is, if you don't mind working in an area that's a bit more down to earth.
- Başka bir alanda görevlisin biliyorum Scully,... ama eğer dünyaya daha yakın bir alanda bizimle çalışmayı sorun etmezsen bize katılabilirsin.
Don't mind us.
Yokmuşuz gibi davranın.
All those nights that she spends over, she's assured us that you don't mind.
Geçirdiği bütün geceler için, sizin bunu sorun etmediğinizi bize garanti etti. Hayır.
Here, you don't mind taken one of us right quick, before we tie your arms?
Alın, kollarınızı bağlamadan çabucak bir fotoğrafımızı çekmenizin bir mahzuru olmaz herhalde?
That's why I let her identify us with the pictures. I hope you don't mind
O yüzden bizi resimlerle bağdaştırmasına izin verdim.
The dead don ´ t mind giving us a bit of light relief.
Ölüler bize yardım etmekten mutluluk duyuyorlar.
Don't mind us.
Rahatsız olmayın.
Thanks, don't mind us.
Teşekkürler, bizi sallama.
- Don't mind us.
- Biz yokmuşuz gibi.
You don't mind if the rest of us give you a little help, do you, Paris?
Onu kurtarmak için, geri kalanımızın da ufak bir yardımda bulunmasını sakıncası yoktur, öyle değil mi, Paris?
Don't mind us, ma'am.
Biz yokmuşuz gibi yapın hanımefendi.
Now, don't mind us.
Bize aldırmayın.
Don't mind us.
Bize aldırmayın.
If you don't mind telling us.
Anlatmanızda sakınca y oksa...
- Don't mind us, sir.
- Bize aldırmayın efendim.
I hope you don't mind us hunting so close to Lao territory. But the terrain here is perfect.
Umarım Lao arazisine çok yakında avlanmamız seni rahatsız etmez... ama buradaki arazi mükemmel.
don't mind 19
don't mind me 325
don't mind if i do 155
don't mind them 32
don't mind her 39
don't mind him 108
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
don't mind me 325
don't mind if i do 155
don't mind them 32
don't mind her 39
don't mind him 108
used 73
usagi 51
usher 82
usually 803
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21