Down the stairs traduction Turc
1,665 traduction parallèle
Sure, he was wearing a Santa suit, and he fell down the stairs. I mean from when he was alive, Clay.
Elbette, Noel baba kostümü giyiyordu, ve merdivenlerden düştü.
Looked like more he fell down the stairs... and landed on somebody's fist. Well, these bullies at school have been bothering him. Hey, shorty, how was school today?
Tüm ekosistemler baskı altında olduğundan, zararlı böcekler çoğalıyor.
I saw them running down the stairs.
İkisini merdivende gördüm.
And I'm wondering how I'll get down the stairs
Ve merdivenlerden nasıl ineceğim, merak ediyorum.
A father was teaching his little son to be less afraid, to have more courage, by having him jump down the stairs.
Bir baba, oğlunun içindeki korkusunu bir nebze olsun azaltmak ve onu cesaretlendirmek için, ondan basamaklara çıkıp atlamasını ister.
Nice and slow down the stairs, OK?
Yavaşça merdivenlerden aşağı iniyoruz.
I was thrown down the stairs, and fell onto some sacks, like potato sacks.
Beni merdivenlerden aşağı attılar, ve çuvalların üstüne düştüm. Patates çuvalları gibi bir şeyler.
I'm torn between breaking your neck here and taking you and throwing you down the stairs.
Burada boynunu kırmakla seni merdivenlerden aşağı atmak arasında kararsızım.
I thought he must have fallen down the stairs.
Merdivenlerden aşağı düşmüş olabileceğini düşündüm.
Old people often fall down the stairs.
Yaşlı insanlar merdivenlerden çok sık düşerler.
But you could fall down the stairs, bust yourself up, you might get murdered...
Ama merdivenlerden düşebilirsiniz boynunuzu kırabilirsiniz ya da öldürülebilirsiniz.
He was a medic, and we carried him downstairs on a stretcher. And the Cammack was still on top of him while we're carrying him down, still trying to get him back going, all the way down the stairs.
O bir doktordu, adamı bir sedyeyle aşağıya taşıdık ve Cammack ise adamın tepesinde tüm koridor boyunca onu hayata döndürmeye çalışıyordu.
Tell her I'm dead and throw her down the stairs.
Ona öldüğümü söyle ve onu merdivenlerden aşağıya yuvarla.
I think he fainted and fell down the stairs.
Verity.
A few days ago, a guy falls down the stairs, head turns a complete 180.
Sonra merdivenlerden bir adam düşmüş. Adamın başı 180 derece dönmüş.
According to her husband, she fell down the stairs.
Kocasına göre, merdivenlerden düşmüş.
And when he comes down the stairs at 05 : 00 p.m., and I told him to be prompt, and we gotta make sure that he...
Merdivenlerden aşağı öğleden sonra 5 gibi geldiğinde ona çabucak takas etmemizi söylerim böylece...
Edwin comes down the stairs?
Edwin merdivenlerden aşağı mı gelecek?
As I was coming down the stairs Selim Abi was yelling.
Ben merdivenlerden inerken Selim abi bağırıyordu.
Push it down the stairs.
Basamaklardan itin.
I ran to help when I see this guy, like, booking it down the stairs.
Yardıma koşarken merdivenlerden inen bir adam gördüm.
I was halfway down the stairs.
Merdivenlerden iniyordum.
Did somebody push you down the stairs?
Biri seni merdivenlerden aşağı mı itti?
Sam. Yeah, and I fell down the stairs at school, and it broke.
Okulda merdivenlerden düştüm ve kırıldı.
Now take a left and go to the end of the hallway and down the stairs.
Şimdi sola dönün ve koridorun sonundaki merdivenlerden inin.
- Are you asking me did he throw me down the stairs?
- Bana mı soruyorsun, - beni merdivenlerden o mu yuvarladı?
Our banker is heading down the stairs.
Banker merdivenlerden iniyor.
That explains why they were so chummy when they came down the stairs.
Bu, asagi kata indiklerinde neden arkadasça göründüklerini açikliyor.
They said you fell down the stairs?
Ne oldu? Merdivenlerden düştüğünü söylediler?
Go down the hall, down the stairs to the basement.
Koridoru takip et ve merdivenlerden bodruma in.
He stepped in her blood, walks into the bathroom to clean off the knife, back out into the hallway down the stairs.
Kızın kanına basmış, bıçağı temizlemek için banyoya gitmiş, sonra da koridordan merdivenlere gitmiş.
Kick me down the stairs.
Beni merdivenlerden aşağı yuvarla.
She's walking down the stairs.
Merdivenlerden iniyor.
- you're next in line. - Like, if he falls down the stairs?
- Merdivenlerden düşerse falan mı?
She slipped and she fell down- - her head was bouncing down the stairs ;
Kaydı ve düştü. Kafası merdivenlere çarptı.
It's not like Megan was trying to throw her down the stairs.
Megan onu merdivenlerden itmek istememiş.
I tripped and fell down the stairs, OK? I got a lot of homework to do, so don't bother me.
Oklahoma'da dönümlerce mısır tehlike altındaydı.
The way out is just down those stairs.
Çıkış şu merdivenlerin sonunda.
I ran down here to hide and I heard someone on the stairs.
Saklanmak için buraya kaçtım. Sonra merdivenlerden ses geldi.
Down the corridor, up the stairs, first on the right.
Üst katta, koridorun sonunda, sağdan ilk kapı.
My cousins and I ran up and down the wooden stairs.
Kuzenim ve ben tahta merdivenlerde koşturup dururuz.
Then, as I went down, I spotted Mr Neville on the stairs.
Aşağıya inerken Bay Neville'i merdivenlerde gördüm.
The transporters are down and there's a lot of stairs.
- Taşıyıcılar çalışmıyor ve bir çok merdiven var.
Then, knowing staff are never noticed, you slipped down the back stairs disguised as a maid.
Sonra personelin dikkat çekmeyeceğini bildiğinden hizmetli kılığında arka merdivenlerden aşağıya indin.
Up the stairs and down the hall and into the bedroom.
Yukarı kata. Oradan da yatak odasına.
I don't know how I'm gonna make it up and down all the stairs at the coliseum.
Kolezyum'da merdivenleri nasıl çıkıp ineceğim bilmiyorum.
First there was your father falling down the stairs, now your brother?
Görünüşe göre, trajik kazalar, nereye gitseniz sizi bir şekilde takip ediyor. Önce babanız merdivenlerden aşağıya düştü, şimdi de erkek kardeşiniz.
I've fallen down the fucking stairs, you silly cow!
Siktiğimin merdivenlerinden düştüm, salak karı!
What did the wife say when she was pushed down the basement stairs?
Bodruma itilen kadın ne der?
I think that he was struck in the head before he fell down those stairs.
Sanırım merdivenlerden düşmeden önce kafasına vurulmuş.
They now feel that he may have sustained a blow to the head before he fell down your stairs.
Merdivenlerden düşmeden önce kafasına bir darbe aldığını düşünüyorlar artık.
down the street 38
down the hall 119
down the road 38
down the line 26
down there 402
down the hatch 65
down the drain 18
the stairs 24
stairs 128
down on your knees 79
down the hall 119
down the road 38
down the line 26
down there 402
down the hatch 65
down the drain 18
the stairs 24
stairs 128
down on your knees 79
down low 42
down on the floor 28
down below 33
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41
down on the floor 28
down below 33
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down to business 31
down now 22
down in one 23
down to 41