Down to business traduction Turc
778 traduction parallèle
Then let's get down to business.
O zaman saadete gelelim.
Now we'll really get down to business!
Şimdi büyük işe giriyoruz!
Now, let's get right down to business.
Şimdi işimize dönelim.
- Now, could we get down to business?
- Şimdi işimize gelelim mi? - Memnuniyetle.
Let's get down to business, Leeson.
İşimize bakalım Leeson.
Get down to business.
İşimize dönelim artık.
I'll get right down to business.
Hemen iş konusuna giriyorum.
Now that we've warmed up, it's time to get down to business.
Isınma turu bittiğine göre şimdi ciddi işlere geçelim.
- Well, shall we get down to business?
- Artık iş konuşalım mı?
- Let's get down to business!
- İşimize dönelim!
Mix yourself a drink and let's get down to business, eh?
Kendine bir içki hazırla, sonra da asıl konuya geçelim.
Down to business.
İşimize bakalım.
Let's get down to business.
İşe dönelim mi?
Well, let's get down to business.
İşten konuşmaya başlayalım.
Oh, you're over there. All right, let's get down to business.
Tamam, haydi işimize başlayalım.
Could we get down to business?
İşe başlayabilir miyiz?
- Okay, let's get down to business.
- Pekala, işimize bakalım.
Take your hands off my wife and let's get down to business.
Elini karımın üzerinden çek de işimize bakalım.
Now, let's get down to business.
Şimdi esas konuya gelelim.
Well, let's get down to business.
İşimize dönelim.
Suppose we get down to business?
Başlayalım mı?
You already said hello, so cut the yakity, and we'll get down to business.
Birbirinize merhaba dediniz. Gürültüyü kesin de işimize bakalım.
Let's get down to business. The list.
İşe geri dönelim.
Let's get down to business!
Hadi asıl işe başlayalım.
Now, tomorrow you'll get down to business.
Yarın çalışmaya başlıyoruz.
Well, now ladies, suppose we get right down to business.
Şey, şimdi bayanlar, tutun ki biz hemen iş konusuna girdik.
Now put those guns away, and let's get down to business.
Şimdi şu silahları masaya koy, ve işe geri dönelim.
- ok, now let's get down to business.
- Pekala, artık işimize dönelim.
All right. Now let's get down to business.
Pekâlâ, simdi is konusalim.
Well, now that we're all here, let's get down to business.
Madem hepimiz buradayız sadede gelelim.
I suspect it's time to get down to business, Mr. Adams.
Sanırım artık işe koyulmanın zamanı, Bay Adams.
Let's get down to business, all right?
İşimize bakalım, olur mu?
However, I see you've all met, we might as well get down to business.
Neyse ki tanışmışsınız, artık işimize bakabiliriz.
Now, shall we get down to business?
Şimdi sadede gelelim mi?
Now, shall we get Down to business?
Şimdi konumuza dönelim mi?
So either get down to business or get off the pot.
Yani ya iş konuşun ya da hemen gidin.
Isn't it time we got down to serious business?
Ciddi işlerden bahsetmenin zamanı gelmedi mi artık?
I came down here to discuss business :
Buraya iş konuşmaya geldim.
Now you're here on business, so let's get down to it.
İşe dönelim. Çiftçiliği biliyor musun?
Them that goes down to the sea in ships and has business in the great waters these men see the works of the Lord and his wonders in the great deep.
Gemilerle denize açılanlar, okyanuslarda işleri olanlar Tanrı'nın gücüne şahit olurlar.
It's one of the more annoying parts of this business. The prosecution will always try to tear down the character of the defendant.
Bu işin en baş ağrıtıcı yanlarından biridir ama davacı davalının karakterini sökmeye çalışır.
Just 36 hours ago I was down there, crossing that lobby on my way to work, minding my own business, looking forward to my first vacation in years.
Üzerinden daha 36 saat geçmedi, aşağıdaydım lobiden geçerek işime gidiyordum, kafamda başka bir şey yoktu. ... yıllardır ilk defa tatile çıkacağım için sabırsızlanıyordum.
Listen, Leo, you go down to your business tomorrow, And I'll be there, and I'll see to it
Dinle Leo, yarın işinin başına dön, ben de yanında olacağım.
You'll probably think it wasn't any of my business, Leona... and I suppose it wasn't, but anyway at 6 : 30 that next Thursday... I went down to South Ferry.
Bunun beni ilgilendirmediğini düşünebilirsin, Leona ve sanırım ilgilendirmiyordu ama yine de Perşembe günü 6 : 30'da Güney feribotuna gittim.
Now let's get down to the details of business.
Şimdi şu işin detaylarını konuşalım.
You want me to close down my business?
İşime son vermemi ister misin?
Imagine a girl in show business today, wanting to settle down and raise a family.
Düşünsene gösteri dünyasından bir kız çıkıp yuva kurmak istediğini söylüyor.
We have to close down for the holidays, lay the cast off and business is bad.
Tatillerde oyunculara izin verip, ara vermek zorundayız, işler kötü.
Getting down to own business and...
Kendi işimiz olacak ve...
Now, in case you didn't hear, I run the Double S Ranch now and my first order of business is for you to get that fence down.
Duymamışsınızdır diye söylüyorum, Double S Çiftliğini artık ben işletiyorum ve işimle ilgili olarak ilk yapmam gereken de senin çiti yıkmanı sağlamak.
You don't expect me to turn down a business opportunity.
Böyle bir iş fırsatını geri çeviremezdim.
down to 41
to business 36
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
to business 36
business 577
businessman 37
businessmen 24
business as usual 75
business or pleasure 40
business is booming 22
business trip 19
business is business 82
business partners 16
business is good 48
business partner 23
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the road 38
down the line 26
down the stairs 50
business is good 48
business partner 23
down the street 38
down on your knees 79
down the hall 119
down low 42
down the road 38
down the line 26
down the stairs 50
down on the floor 28
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down in one 23
down now 22
down there 402
down the hatch 65
down below 33
down the drain 18
down you go 36
down here 450
down on the ground 130
down in one 23
down now 22