Frankly speaking traduction Turc
78 traduction parallèle
Frankly speaking, how pitiful I am!
Açıkçası çok acınası bir halim vardı!
Frankly speaking, who would step forward?
Saçmala kim adımını atar?
Frankly speaking you are my bosom friend you are the one I really trust
Dürüst olmam gerekirse, sen de benim can dostumsun Hayatta bir tek sana güveniyorum
And frankly speaking, I didn't save your life then.
Ve dediğim gibi, hayatını da kurtarmadım
Frankly speaking, Ko Chow is my undercover.
Senin anlayacağın, Ko Chow, benim ajanım.
Frankly speaking that's what I mean
Açıkçası evet. Var.
But, frankly speaking she can never become pregnant again.
Ama, açıkça söylemek gerekirse,.. ... bir daha asla hamile kalamaz.
- "Frankly Speaking" is a popular column.
"Frankly Speaking" çok sevilen bir köşe.
- It says "Frankly Speaking."
- "Frankly Speaking." diyor.
Frankly speaking, I could die of lust, at the sheer thought of this indescribable miracle, happening again :
Açıkçası, şaşkınlıktan ölebilirim, çünkü meşhur mucize yeniden gerçekleşti :
Frankly speaking, these are the occasions to share joys with all.
Açık sözlülükle konuşmak gerekirse bunlar tüm sevinçleri paylaşmak için fırsattır.
Frankly speaking, yesterday I saw how love can make a home a temple.
Açıkcası dün bir tapınak bir aile nasıl olur gördüm
I've been thinking with my gut since I was 1 4 years old... and, frankly speaking, I've come to the conclusion that my guts have shit for brains.
14 yaşımdan beri midemle düşünüyorum. Sanırım midemde beyin yerine bok var.
Well, frankly speaking...
Aslında, dürüst olmam gerekirse..
Know what? I've been waiting for this opportunity for many days Frankly speaking... so was I
günlerdir bu fırsatı bekliyordum açıkçası bende öyle
Well, frankly speaking, yes
Açık konuşmak gerekirse, evet
I understood right away, but, frankly speaking,...
Doğru şekilde anladım, ama, açıkçası...
I knew it from the start lt only takes another one to come along and then your heart tells you that frankly speaking, men are not all equal
Belliydi ta başından. Anlaman için bir başkasının çıkagelmesi gerekir. O zaman yüreğin söyler sana dürüstçe, bütün erkekler eşit değildir.
Frankly speaking, I'm Park, Sang-hyun.
Dürüstçe söylemeliyim ki, ben, Park, Sang-hyun'um.
Frankly speaking, none of you are going anywhere!
Açık konuşayım, hiç biriniz bir yere gitmiyorsunuz!
Frankly speaking, I am quite at a loss :
Açık konuşmak gerekirse ne yapacağımı bilmiyorum.
Frankly speaking, I feel for you.
Açık konuşmak gerekirse, size acıyorum.
Vijender, frankly speaking I have spent all my life's earning..
Vijender, dürüst olmak gerekirse hayatımın bütün kazancını..
Frankly speaking I'm never sure whether those people I had helped really appreciate what I've done for them...
Açıkçası kendilerine yardım ettiğim insanların bundan dolayı bana karşı takdir hisleriyle dolu olduklarından pek emin değilim.
Frankly speaking, someone like him can turn real scary once they clean up!
Açıkçası, onun gibi birisinin gelip buranın bakımını ve temizliğini yapması...
frankly speaking, I find such attempts at humor most annoying.
Dürüst olmak gerekirse, öyle hareketler midemi bulandırır.
Frankly speaking, that's why I built this street.
Açık konuşursam, bu sokağı bu yüzden inşa ettim.
Frankly speaking...
Tüm içtenliğimle...
Frankly speaking, I know you don't welcome her recovery.
Açıkça konuşursak, kendine gelmesine memnun olmadığını biliyorum.
Frankly speaking, it's like rape victims. They want to forget, or even better, completely erase it from the memory.
Kısacası tecavüz kurbanları gibi, yani unutmak istiyorlar ama kafalarından bir türlü atamıyorlar.
Frankly speaking, if your family has the means, you should bring her back.
Açıkça söylemem gerekirse, Eğer varlıklı bir ailen varsa, onu geri götürmelisin.
Frankly speaking, we didn't win.
Açık konuşmak gerekirse, kazanmadık.
Just try and get an interview of the terrorist guy. But frankly speaking i don't think anybody is inside the temple. Yeah.
Git terörislerle röportaj yapmayı dene.
Frankly speaking you're working for the sake of viewer ratings.
Açıkçası senin bütün derdin, izleyici reytingleri.
That kind of person Frankly speaking I'm quite happy because I have a brother.
Öyle bir insan açıkçası kardeşim olduğu için hayli mutluyum.
Frankly speaking, it was so hard.
Dürüst ol, bu çok zordu.
And I, frankly speaking, look do not go here without an invitation.
Açıkçası, buraya Yulya'dan habersiz giremeyiz.
I know I'm speaking bluntly, but frankly... this will save us both a lot of misery.
Sana çok hissizce konuşuyormuşum gibi geldiğini biliyorum ama açık sözlüyüm bu da bizi bir sürü ıstıraptan kurtaracak.
Well, speaking frankly, you suit our purpose in our chess game.
O zaman açık konuşalım. Oynadığımız bu satrançta bizim amaçlarımıza uygun bir taşsın.
Well, speaking frankly...
Açıkçası...
Speaking frankly between the two of us, you know, I'm just a little tired. Oh.
Howard, aramızda kalsın ama ben biraz yoruldum.
Mr. Horne, speaking frankly, is there trouble at home?
Bay Horne samimi olacağım. Evde huzursuzluk mu var?
- Speaking frankly?
- Söylüyorum bak?
Speaking frankly, I don't know what we can be expecting.
Açıkçası nelerin beklenmesi gerektiğini bilmek istemiyorum.
Of course, if we're speaking frankly, I don't know how long... -... that could actually be.
Tabii dürüst olmak gerekirse bunun ne kadar süreceğini tahmin edemiyorum.
By the way speaking frankly... I have never had dinner with a girl before.
Dürüst olmaktan söz açılmışken daha önce hiçbir kızla yemek yemedim ben.
Well, I mean, speaking frankly here, charles, I did find some of the math just a trifle subjective, your random apollonian networks in particular.
Dürüst olmak gerekirse, Charles matematiğinde birkaç şeyi sübjektif buldum. Bilhassa rastgele Apollon ağların.
I'm speaking frankly to you.
Size açıkça anlatıyorum.
And speaking frankly, commander, I just don't know how or why you think that i could straighten out this mess for you.
Açık konuşmak gerekirse, Başkomiser bu karışıklığı nasıl ya da neden düzeltmem gerektiğini anlaşmış değilim.
Speaking frankly, chief, you're the last person on earth I'd ever ask to cover my ass.
Açıkçası, Amirim... Dünya üzerinde beni korumasını isteyeceğim en son kişi sizsiniz. Tamam.
Frankly speaking God, I didn't get the time.
Tanrı açık sözlü, zamanım yok.
speaking 300
speaking of which 971
speaking foreign language 40
speaking arabic 43
speaking gibberish 33
speaking in spanish 40
speaking of 385
speaking japanese 35
speaking of that 54
speaking russian 71
speaking of which 971
speaking foreign language 40
speaking arabic 43
speaking gibberish 33
speaking in spanish 40
speaking of 385
speaking japanese 35
speaking of that 54
speaking russian 71
speaking spanish 222
speaking native language 27
speaking italian 37
speaking chinese 61
speaking of money 16
speaking french 145
speaking german 46
speaking in foreign language 17
speaking indistinctly 40
speaking mandarin 21
speaking native language 27
speaking italian 37
speaking chinese 61
speaking of money 16
speaking french 145
speaking german 46
speaking in foreign language 17
speaking indistinctly 40
speaking mandarin 21