From us traduction Turc
17,221 traduction parallèle
She's trying to draw him away from us,
Adamın dikkatini bizden uzaklaştırmaya çalışıyor...
There are compromises, hard choices, people who want from us more than we want to give them.
Vermemiz gerekenden daha fazla taviz, daha zor kararlar isteyecek insanlar.
I said they weren't that different from us.
Bizden farklı değillerdi demiştim.
He stole from us.
Bizden para çaldı.
Teresa, when life gave you a choice about what to do with the man that stole from us,
Teresa. Bizden para çalmış bir adama ne yapacağının seçenekleri arasından sen merhameti seçtin.
When life gave you a choice about what to do with the man that stole from us...
Hayat sana, bizden çalan adam için ne yapacağını seçme şansı verdiğinde...
You kept that from us?
Bunu bizden sakladın mı?
Question is, what is Hades trying to hide from us?
Soru şu ki, Hades bizden ne saklamaya çalışıyor?
I'm sure she lived a fruitful and fulfilling life far from us.
Eminim çok verimli ve tatmin edici bir hayatı olmuştur. - Bizden uzakta yani. - Anladım.
A troll has come into our village and taken from us a beloved princess.
Bir trol bizim köyümüze geldi ve o değerli prensesimizi bizden aldı.
Cat do all this and have some asshole take it from us.
Her şeyi hallet sonra itin teki gelip elimizden alsın.
I called you a thief because you, sir, have stolen from us.
Sana hırsız diyoruz bayım çünkü bizden çalıyordun.
They steal from us, here and there.
Bizden çaldılar. Burada da, orada da.
I'm saying Carlos took everything from us, Jesse!
Bunu mu söylüyorsun? Carlos her şeyimizi aldı diyorum Jesse!
If you tell us what you know, we can protect you from Stern.
Bize bildiklerini anlatırsan seni Stern'den koruyabiliriz.
Look, you can keep all the secrets you want from me, but I am going to be straight with you because this affects us.
Bak, benden istediğin kadar sır saklayabilirsin ama seninle birlikte gideceğim çünkü bu bizi etkiliyor.
We read the brief on the Poughkeepsie cell that you want us to infiltrate, and, honestly, they are years away from being a threat.
Girmemizi istediğiniz Poughkeepsie hücresine ait özeti okuduk. Onların tehdit olmakla alakaları yok.
But most of it magically migrated from Dyad... before they locked us out.
Ama çoğu büyülü bir şekilde Dyad'dan buraya uçtu. Bizi kapı dışarı etmelerinden önce.
Protect us from what?
Neyden korumayacaklar?
But those guns could help protect us from whatever else is out there.
Ama o silahlar disarida olacaklara karsi bizi koruyabilir.
And maybe you could be honest with us about where you're from.
Sen de bize nereden geldiğin konusunda doğruları konuşabilirsin.
Well, if that's the case, what else from the time-stream might be in here with us?
Madem öyle zaman akışından buraya başka neler gelebilir?
She's trying to stop us from shutting down the Core.
Çekirdeğin gücü kesmemize engel olmaya çalışıyor.
Axel, cover us from the roof.
Axel, bizi çatıdan koru.
I promise, from now on we get what you ration us.
Söz veriyorum. Bundan sonra sadece payımıza düşeni alacağız.
She hid you away from all of us.
Seni hepimizden uzaklara sakladı.
We will spill in there like a million insects from everywhere at once, and we will kill those things like they have been killing us for three years, without mercy!
Her taraftan tek seferde milyonlarca böcek gibi üstlerine üşüşecek ve üç yıldır bizi öldürdükleri gibi o şeyleri merhamet etmeden öldüreceğiz!
You've been trying to shut us down from the jump, and you can't!
Başından beri bizi kapatmaya çalışıyorsun, ama yapamazsın.
The truth is, Iris, I don't know what this is between us or where we go from here.
Aramızda nelerin olduğunu ya da ne olacağını bilmiyorum Iris.
I know from being in the Speed Force that the universe is with us, not Zoom.
Hız Gücü'ne girip çıktım, biliyorum. Evren bizim arkamızda, Zoom'un değil.
We designed these headphones to protect us from the pulse.
Bizi titreşimden koruması için bu kulaklıkları tasarladık.
Hades went to a lot of trouble to keep us from learning his story.
Hades, hikayesini öğrenmeyelim diye çok uğraştı.
- Because they shopped our deal and got a better bid from another appliance maker, so Maleant's out, they fucked us.
- Anlaşmamızı ifşa edip başka bir üreticiden daha iyi bir teklif almışlar. Yani Erkek Karınca artık yok, ağzımıza ettiler.
It's not, it's meant to protect us from him.
Onu değil, bizi ondan koruyacak.
Away from what's behind us for now.
- Şimdilik arkamızdakilerden uzağa.
Yeah, Diane, some drug dealer from 2013 found a time machine and gave us this Molly.
Evet, 2013'ten bir uyuşturucu satıcısı zaman makinesi icat edip getirdi.
You can't stop us, us from the future!
Bizi durduramazsın, gelecekten gelen biz!
In the amount of time that it took for us to get from that office to right here, every VC in the Valley knows about this.
Ofisten buraya gelene kadar Vadi'deki bütün VC'lerin haberi oldu.
I just wanted to say, I understand why some people were absent from this process, that life doesn't give us a manual to deal with these situations, right?
Söylemek istediğim, bazı insanların bununla neden başa çıkamadıklarını anlayabiliyorum. Çünkü hayat bunun için size bir kılavuz vermiyor, değil mi?
It's that you don't know me. I just got back from the US.
Amerika'dan yeni döndüm.
And it wasn't just us, it was everybody from the company.
Sadece bize değil, firmadaki herkese.
She is a vascular surgeon visiting us all the way from sunny California.
Güneşli California'dan bizi ziyarete gelen bir damar cerrahı.
Julian warned us to stay away from his friends.
Julian arkadaşlarından uzak durmamız için uyarmıştı bizi.
Bless us, Lord, and these thy gifts that we are about to receive from thy merciful bounty, through Jesus Christ, our Lord.
Senin merhametli lütufundan... almak üzere olduğumuz bu hediyeler... aracılığıyla İsa Aşkına bizi kutsa Tanrım. Amin.
Look, you can't insulate us all from life.
Bak, hayattan hepimizi soyutlayamazsın.
He sends us emails from time to time from various internet cafés, saying he's OK and not to worry about him.
Zaman zaman çeşitli internet kafelerden... bize e-posta gönderiyor, iyi olduğunu ve onun için endişelenmememizi söylüyor.
So, when he gets back from work later, we'd like for you to help us keep him calm, make sure everything goes smoothly, so nobody else gets hurt.
Bu yüzden daha sonra işten dönünce, sizden onu sakin tutmanızı istiyoruz. Her şeyin sorunsuz gittiğinden ve kimseye zarar gelmediğinden emin olmalıyız.
I spent months moving my Emperor from one hiding place to the next, and you still found us.
Aylarca imparatorumu saklandığımız bir yerden diğerine götürdüm ama yine de bizi buldunuz.
In the end, the change in us always comes from God.
Sonuçta, içimizdeki değişim daima Tanrı'dan gelir.
We're from heaven, both of us.
Biz Cennet'teniz, ikimiz de.
We haven't heard from them since they left, and could you let us know soon as you get this?
Gittiklerinden beri onlardan haber almadık acaba bunu dinler dinlemez bize haber verebilir misin?
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use these 22
used to be 136