From yourself traduction Turc
2,191 traduction parallèle
- You're running from yourself, Arthur.
- Kendinden kaçıyorsun, Arthur.
I consider him, apart from yourself the only man capable of making a major contribution to our field.
Onun mesleğimize hatırı sayılır bir katkı yapabilecek senin dışında tek insan olduğuna inanıyorum.
Come on. If you want personal information from the man, Why don't you ask him yourself?
Adam hakkında kişisel bilgi istiyorsanız, kendisine sorun.
Because no matter where you are, even if it's thousands of kilometres from home, you'll always be yourself and sometimes that's a pretty awesome thing.
Çünkü nerede olduğun önemli değil, evinden binlerce km uzakta olsan bile, her zaman kendin olacaksın, ve bazen bu harika bir düşünce oluyor.
Yes, Max Owens is cool, but if being cool is stealing from people and caring about nobody but yourself,
Evet, Max Owens havalı biri, ama havalı olmak insanlardan çalmayı ve kendin hariç kimseyi umursamamayı gerektiriyorsa,
If you want anything else from Bridgette's room, you're going to have to go get it yourself.
Bridgette'ın odasından bir şey istersen kendin gidersin.
Well, you can see for yourself, from the beginning, he was very defensive.
Kendiniz de görebilirsiniz. Daha başta, kendini korumaya çalışır bir tavrı vardı.
How will you keep from bumping into yourself?
Kendine çarpmadan durabilecek misin?
So you would take a swab from Paul, Ewan, Evie and yourself and you seal it up and send it to the lab in Glasgow.
Paul'dan, Ewan'dan, Evie'den ve kendinden idrar örneği al sonra da, Glasgow'daki laboratuara yolla.
The same way that you wear black to mask yourself from security cameras, Flattery can mask your intentions.
Güvenlik kameralarından sakınmak için siyah giysi giymen gibi hedefi övmen, asıl amacını maskeler.
The arrow of time is just the fact that you can always orient yourself moving from the past to the future.
Fizikçiler buna zaman oku derler.
[laughs] A little something to protect yourself from pirates?
Kendini korsanlardan koruyacak küçük bir şey mi?
To separate yourself off from the rest of humanity, is deeply, deeply tragic.
İnsanlığın geri kalanından kendinizi yalıtmanız, derin çok derin trajedi.
For me, what's exciting about the world is the range of ideas we can encounter, and to separate yourself off from that, from the rest of humanity, frankly, is deeply, deeply tragic.
Bana göre, dünyayla ilgili asıl heyecan verici şey, fikirler yelpazesiyle karşılaşabilmek iken ; insanlığın geri kalanından kendini soyutlamaksa, açıkçası derin, çok derin bir trajedi.
Be tougher to live with yourself knowing you could've stopped another home from getting hit.
İstesen başka bir evi saldırıya uğramaktan kurtarmış olabileceğini bilip de bununla yaşamak daha zor olur.
- You could distance yourself from it.
- Bunu onaylamadığını belirtebilirsin.
Henry, the safest way to get something from dad is to injure yourself.
Babamdan bir şeyler koparmanın en iyi yolu aciz düşmektir.
You'll want to die and save yourself from it.
Ölüp kurtulmak isteyeceksin.
- You can't just cut yourself off from a person, pretend your whole relationship never happened.
Yaşanılan onca şey varken onu bir çırpıda silip atamazsın.
Then brace yourself, fool, for this riddle comes from a mysterious, faraway land.
O zaman hazır ol, aptal, bu bulmaca gizemli uzak diyarlardan geliyor.
I'm wondering if you have some agency In stopping yourself from moving forward.
İlerlemeni durduran başka etkenler var mı onu merak ediyorum.
By pulling yourself from one side of the bike to the other, using the bars, you will make the bike wiggle.
Gidonu kullanarak kendiniz bir yandan diğer yana çekmek, motorun sallanmasına neden olur.
You've made the top 50 honors from the rank below the 10th percentile in a week but you plunged down back to yourself on the next exam, right?
Ama bir sonraki sınavda, tekrar aynı sıraya düşmüşsün.
If you feel cold, take my coat from the closet and cover yourself up.
Eğer üşürüm diyorsan, gardıroptaki paltolardan birini giyip uyumalısın.
To abstain from eating, and immersing yourself in books.
Yemekten kaçarak kitaplara gömülmen.
From when you were a child, you didn't think about yourself.
Çocukluktan beri kendini hiç düşünmedin.
... and if you are prepared, most of all to face and forgive some very difficult realities about yourself then the truth will not be withheld from you.
... hazırsanız, en önemlisi de kendiniz hakkındaki en zor gerçeklerle yüzleşip, affedebilecekseniz işte o zaman gerçek sizden saklanmaz.
You are stopping yourself from grieving.
Yas tutarak kendini durduruyorsun.
Greg, excuse yourself from the table by saying these exact words, "I don't know if I still have it, but let me check my files."
Greg, masadan ayrıl ve ayrılırken, tam olarak şunları söyle " Ben de var mı bilmiyorum?
So, Sandra Dean, tell me about yourself. Where are you from?
O zaman, Sandra Dean, bana kendinden bahset.
Well, I'm always open to interesting proposals, especially from enterprising young women like yourself, so go right ahead.
İlginç önerilere her zaman açığımdır, özellikle de senin gibi genç ve girişimci bayanlara, yani devam et.
We do like the fans and enjoy reading the publicity about us, but from time to time, you don't realise that it's actually about yourself.
Bu bir bedel. Hayranlarımızı seviyoruz ve hakkımızda yazılanları okumaktan keyif alıyoruz. Ama zaman zaman yazılanların... aslında sizin hakkınızda olduğunu fark edemeyebiliyorsunuz.
By not putting the wig on, you are setting yourself and me apart from my friends, which is a controlling and hostile gesture.
Peruk takmıyorsun, kendi kendine kurgular kuruyorsun ve beni arkadaşlarımdan ayırıyorsun ki bu denetleyici ve düşmanca bir hareket.
So, um, where do you see yourself, say, in 15 years from now?
Kendini bugünden itibaren 15 yıl içerisinde nerede görüyorsun?
I am so dishonored that the very hour you take it off again? We charge you that you have contrived to take from Rome all seasoned office, and to wind yourself into a power tyrannical, for which you are a traitor to the people.
Seni Roma'da yerleşik yönetim düzenini bozarak tüm yetkiyi zorbalıkla üstlenmeye kalkışmakla ve bu şekilde halka ihanetle suçluyoruz!
Society must be protected from individuals as dangerous as yourself.
Halk, sizin gibi tehlikeli insanlaardan korunmalıdır.
You know what? You can wheel yourself from here.
Artık kendi başınıza da gidebilirsiniz.
If she's earn such love and admiration from one so kind and gentle as yourself, I should never speak faultily of her.
Eğer sizin gibi iyi ve nazik biri tarafından bu kadar seviliyor ve övülüyorsa onun hakkında yanlış şeyler söylememeliyim.
Before you get all pious, ask yourself, uh, who you stole it from?
Peşin hükümlü olmadan önce, bir kendine sor, uh, sen kimden çaldın?
Look, I don't want you to isolate yourself from the rest of the school.
Kendini okulun geri kalanından tecrit etmeni istemiyorum.
You know what it's like to feel something so strong that every day you have to keep telling yourself your dad's gonna come back and take you away from this shithole.
Bu nasıl bir histir biliyor musun? Çok güçlü. Her gün kendine durmadan babanın geri geleceğini ve seni bu bok çukurundan kurtaracağını söylemek.
I wanted to protect you from hurting yourself.
Yaralanmayasın diye seni korumak istemiştim.
Set out the items from your bag, take a bite, make yourself comfortable and we shall have our chat.
Çantanızı boşaltın, bir lokma bir şey yiyin, kendinizi rahat hissedin ve sonra sohbet ederiz.
Suppose I was to tell you that if you could bring yourself to unlatch your hands from around your brother's throat, you could have life everlasting?
- Sana şöyle desem mesela : "Ellerini kardeşinin boğazından çekmeyi başarabilirsen sonsuz hayata kavuşursun."
Buddy, don't close yourself off from new things.
Evlat, kendini yeniliklere kapama.
from now on I ocuparé you not sólo ocúpate yourself, I'm fine mamá, really.
Sana bakıcam artık - Kendine bak sen
I guess you just got to go inside yourself to wherever the singing comes from, and write from there.
Bence sadece yüreğine inmelisin ve şarkın nereden gelirse gelsin yüreğinde yazmalısın.
All that effort you spent freeing yourself from your old identity, to suddenly give everything over for something lesser - - for a relationship!
Eski kimliğinden kurtulmak için harcadığın onca çaba bir anda basit bir ilişki için vazgeçtin!
I know how busy you must be, Mr. Kord, which means this thing must be really important if you came all the way from Chicago to lead up the lost and found yourself.
Bu demek oluyor ki bu şey çok önemli. Özellikle de Chicago'dan gelip onu bulmayı istediğiniz göre.
From what I'm seeing, it looks like you gave up on yourself first.
Benim gördüğüm önce senin kendinden vazgeçtiğin.
Isn't it true, Mr. X, that you are slandering this innocent Mafioso to distract from your own felonious past, including a crime you made up yourself called "burgle-arson-arceny"?
İddialar doğru mu Bay X? Kendi suç geçmişinizi unutturmak için ki bunlara kendi uydurduğunuz adla "soy-yak-kaç" suçu da dahil bu masum mafyaya iftira atıyorsunuz.
yourself 387
yourself included 25
from now on 1905
from the bottom of my heart 69
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from here on out 107
yourself included 25
from now on 1905
from the bottom of my heart 69
from your perspective 17
from new york 38
from the very beginning 50
from the heart 21
from the future 31
from here on out 107
from time to time 154
from the past 16
from here on 55
from the start 66
from what i hear 195
from where 295
from your wife 16
from this moment 32
from you 300
from a distance 46
from the past 16
from here on 55
from the start 66
from what i hear 195
from where 295
from your wife 16
from this moment 32
from you 300
from a distance 46