Get the bags traduction Turc
321 traduction parallèle
Tell him he can get the bags.
Bavulları almaya gelebilir.
Come on, Roger, get the bags.
- Roger, çantaları al.
Better get the bags in the car.
Çantaları arabaya götürsen iyi olur.
Get the bags up!
Torbaları yukarı koy!
Come on, let's get the bags.
Hayır? Hadi çantanı alalım.
Get the bags.
Bavulları getir.
You go in, get the bags, and bring them to my table.
Sen de kabinden çantaları alıp masama getireceksin.
Wally, get the bags, huh.
Wally, takımları alır mısın?
Get the bags ready.
Çantaları hazırlayın.
Get the bags. Oh.
Valizleri halledin.
Marius, get the bags.
Marius, valizleri al.
Okay. Let's get the bags.
Haydi çantaları alalım.
I'll go get the bags.
Çantaları almaya gideceğim.
Fletch, get the bags, will you?
Fletch, çantaları alsana.
I'll get the bags.
Çantaları alacağım.
Get the bags.
Torbaları getirin.
Kids, get the bags.
Çocuklar, çantaları getirin.
- Billy, get the bags.
- Billy bagajları al
Could youse get the bags up here, pronto!
Başardık, çantaları acilen buraya gönderebilir misiniz!
Driver, Spanish accent : I'LL GO AND GET THE BAGS.
Ben gidip çantalarınızı getireyim, efendim.
Just get the bags to the room before they check out.
İnsanlar otelden ayrılmadan valizleri götür.
We'll take your limo, go get the bags, call Morton
- Limuzini alacağız. - Evet, limuzini alacağız. Git çantaları al, Morton'ı ara.
I'll get the bags and be right back.
- Evet. Bagajları alıp geliyorum.
Bill, would you get the senator's bags? COD Y :
Bill, senatörün valizlerini alır mısın?
Have the boy come up and get my bags, please.
Komi gelip bavullarimi alsin lütfen.
Get my bags. They're in the back.
Bavullarımı al.
Here, you watch the bags while I go get the tickets.
Al. Ben biletleri alırken bavullara göz kulak ol.
You bring the bags and I'll get the coupe.
Siz çantaları getirin, ben öbür arabayı alayım.
You, Fergus and the others, get the jester's bags!
Siz, Fergus ve diğerleri, soytarının çantalarını getirin!
Sack up four 50lb bags of brown sugar and get them on the loading platform.
25 kg'lık esmer şeker çuvallarından dördünü alıp yükleme noktasına getir.
Get the lady's bags out of the back and take them inside, please.
Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen.
When you get to the hotel, don't carry your bags.
Otele vardığında valizlerini kendin taşıma.
Pack your bags and get a move on to the train station.
- Valizini toplayıp tren garına gidiyorsun.
Michele, get all Mrs. Millett's bags out of the back and put them in the car.
Michele, Bayan Millett'in bavullarının hepsini bagajdan çıkarıp arabanın içine koy.
Come and get the bags.
Acele edin.
What's the difference as long as I get my bags?
Bavullara kavuştuğum müddetçe sinirli olup olmamam ne farkeder ki?
Get the saddle bags.
Semerleri getir.
Get the rest ofthe bags, Brett.
Diğer çantaları da getir.
l'll go to the hotel in the morning and get my bags.
Sabah otele gidip çantamı hazırlayacağım.
Go get the other bags I couldn't carry them all...
Git öbür poşetleri getir Hepsini taşıyamadım...
Let's just go and get our bags and then head straight for the airport.
Valizlerimizi alalım ve doğruca havaalanına gidelim.
We'll just put your bags up there after you've unpacked... get them out of the way.
İçlerini boşalttıktan sonra çantalarını yukarı koyalım... ayak altında durmasınlar.
Come on, Steve. Get some bags. I'll toss out Peg's dry cleaning and we'll make rooms in the trunk.
Sadece hav, hav, hav, teşekkür ederim, madam.
Get your bags to the door!
Çantaları kapıya getirin!
We can scarcely get at the water bags.
Su torbalarına ulaşamıyoruz.
Get the bags in the car.
- Bavulları arabaya koy.
That gives them enough time to get off the plane pick up their bags, and be walking out of the terminal as we roll up.
Böylelikle uçaktan inip valizlerini alıp terminalden çıkarlarken biz varmış olacağız.
One thing that you do get here in Brooklyn... which I now know from having driven around the country and looked elsewhere for it... you get plastic bags stuck in trees.
Brooklyn'de ağaçlara sıkışıp kalmış naylon torbalar görebilirsiniz. Bu beni gerçekten çıldırtıyor!
I brought the bags downstairs, I stopped to get you.
Çantaları aşağı getirdim, seni almak için durdum.
You know, I-I'll get the, the bags.
Ben en iyisi valizleri alayım.
Anyway, we'll get the sleeping bags out.
Her neyse, uyku tulumlarını çıkaralım. Biraz sıkış tıkış olmayacak mı?
get the fuck away from me 54
get the fuck out 266
get the fuck up 56
get the fuck out of my way 23
get the fuck out of my face 18
get the fuck out of my house 56
get the fuck off me 177
get the fuck off 35
get the fuck out of the way 26
get the fuck down 40
get the fuck out 266
get the fuck up 56
get the fuck out of my way 23
get the fuck out of my face 18
get the fuck out of my house 56
get the fuck off me 177
get the fuck off 35
get the fuck out of the way 26
get the fuck down 40