English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / He isn't dead

He isn't dead traduction Turc

357 traduction parallèle
He isn't dead!
Ölü falan değil!
No, he isn't dead. And he isn't a he
Hayır sağnve erkek de değil.
He isn't dead. 1 don't believe that.
O ölmemiştir. Buna inanmam.
He's dead drunk, isn't he?
Körkütük sarhoş, değil mi?
- Jackie's dead too, isn't he?
- Jackie de öldü değil mi?
- He isn't dead yet.
- Hayır ama, bu haftaki maaşı aldım diyordu, daha bu sabah. - Henüz ölmedi.
Your gentlemen friend is dead, isn't he?
Erkek arkadaşınız öldü, değil mi?
He's dead, isn't he?
Öldü, değil mi?
But he is dead, isn't he?
Ama o öldü, öyle değil mi?
- Well, he isn't dead.
- Hayır, ölmedi.
- But he isn't really dead.
- Ama aslında ölmedi Bay Pierce.
- What do you mean he isn't dead?
- Ne demek aslında ölmedi?
He isn't dead yet, Grisby's alive.
O daha ölmedi, Grisby yaşıyor.
He's dead, isn't he?
O öldü, öyle değil mi?
He's dead, isn't he?
ÖIdü, ölmedi mi?
Danny's dead... Isn't he?
- Danny öldü, öyle değil mi?
He ought to be dead, but he isn't.
Öldürecek karar ama yaşıyor.
He's dead, isn't he?
Öldü değil mi?
He isn't dead?
Ölmemiş mi?
You can stop worrying about Verber.'Cause he isn't dead.
Verber hakkında endişelenmeyi kesmelisin. Çünkü o ölmedi.
Well, he isn't dead.
Şey, ölmemiş.
Our baby's dead, isn't he?
Bebeğimiz öldü, değil mi?
Maybe he isn't dead.
Belki de ölmemiştir.
He's dead, isn't he?
Bir ölü, değil mi?
Jonathan's dead, isn't he?
Jonathan öldü, değil mi?
My father dead, isn't he?
Babam. Öldü, değil mi?
- He's dead, sir, isn't he?
- Öldü, değil mi?
- Isn't he dead?
- O ölmemiş miydi?
Spyro's dead, isn't he?
Spyro öldü, değil mi?
- Your husband's dead, isn't he?
- Kocan öldü, değil mi?
Is he dead or isn't he?
Ölmüş mü, ölmemiş mi?
Because Tony isn't dead, is he?
Çünkü Tony ölmedi, değil mi?
He's dead, isn't he?
O öldü, değil mi?
Tell me he isn't dead! Tell me he's alive!
- Bana onun ölmediğini söyle, onun canlı olduğunu söyle.
- He isn't dead?
- Ölmedi mi?
He isn't dead.
Ölmedi.
He isn't dead, Maggie.
Yaşıyor, Maggie.
No. He isn't dead.
Hayır, hala yaşıyor.
They say he isn't dead.
Dediklerine göre ölmemiş.
I know you said we weren't to ask any questions but Daddy isn't... isn't dead, is he?
Bu konuda soru sormamızı istemediğini biliyorum ama babam... O ölmedi değil mi?
Maybe he isn't dead.
Belki ölmemiştir.
Couldn't that mean that he isn't dead?
Ölü olmadığı anlamına gelmez?
But that isn't proof that he is dead.
Ama, bu öldüğünü kanıtlamaz.
He is dead, isn't he?
Öldü, değil mi?
He's really dead isn't he?
Gerçekten öldü değil mi?
He's still dead isn't he?
Ölü işte, değil mi?
He isn't dead, they just irritated him.
Daha ölmemiş, onu sinirlendiriyorlar.
Well, he's as good as dead, isn't he?
Ama ölmüşten beter oldu değil mi?
- Isn't he dead?
- O ölmedi mi?
- But isn't he dead?
- Ama o öldü.
He--he's dead, isn't he?
O... öldü, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]