English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ H ] / How about him

How about him traduction Turc

1,669 traduction parallèle
How about him?
Buna ne dersin?
How about him?
Peki ya bu?
How do you feel about him being murdered, will?
Onun öldürülmesi konusunda neler hissediyorsun?
I told him about my wife Grace, what a good woman she was and how lucky I was to have her.
Ona karım Grace'ten, onun ne kadar iyi bir kadın olduğundan... ve ona sahip olduğum için ne kadar şanslı olduğumu anlatmıştım.
Now, if you don't have the decency to let him go, how about this?
Onu rahat bırakacak terbiyen yoksa bile, şuna ne dersin?
Anyway, I told him about my fever and my insomnia and my brain problems- - you know, how I can't remember anything- - and he told me he thought I could be at the beginning of menopause.
Her neyse, ateş, uykusuzluk ve beyin problemlerimden bahsettim, biliyorsun birçok şeyi unutuyorum ve bana menopozun başlangıcında olabileceğimi söyledi.
Well, I mean, I don't--I don't know how he feels about it now, but if you're with him long enough, I guarantee the topic's going to come up.
Şey, O'nun şu anda bu konuda ne düşündüğünü bilemem, ama yeterince uzun süre birlikte olursanız bir gün bu konu kesinlikle gündeme gelecektir.
You know what? Since you and your family seem to see more of him lately than I do, how about you give him a message for me?
Sen ve ailen, onu benden daha çok görmeye başladığınıza göre ona sen benim için bir mesaj iletmeye ne dersin?
- How can you think about be with him?
- Onunla beraber olmayı nasıl düşünebiliyorsun?
How about we just give him a warning this time?
Bu seferlik sadece bir uyarı yapmaya ne dersin?
Buddy invited us in and he explained how he had defied all the doctor's expectations about him dying.
Buddy bizi içeri davet etti ve bütün doktorların.. .. öleceğini beklemesinden bahsetti.
How about him?
Bunu?
Well, the old-timers also talk about How popular that made him.
Kodamanlar aynı zamanda bu muhabbetin onu ne kadar popüler yaptığını da söylerler.
How about Anton when you bashed him over the goddamn head?
Ya Anton'ın kafasına geçirirken gösterdin mi?
Only then I hear him loud-talking to his boy about how they was running Alabama Anaconda up in ole girl all day long.
Ancak o zaman Alabama anakondası gibi dikilmiş sikiyle pörsümüş karıyı nasıl düzdüklerini duyabildim.
How did it feel about him?
Yapay zeka onun hakkında nasıl hissediyordu?
He's probably off in a ditch writing a term paper about how much smarter he is than me. I swear to God, the next time he corrects me on some nerd crap nobody cares about, I'm gonna pick him up and slam his head right through a...
... Muhtemelen bir çukurun içinde, benden zeki olduğuna dair dönem ödevi yazıyordur Yemin olsun, bir daha kimsenin umursamadığı gerzekçe bir konuda sözlerimi düzeltirse Onu kaldırıp kafasını yerden yere...
Or maybe you should call him and see how he feels about meeting you.
Bazı şeyleri araştırırım. Ne çeşit şeyler?
I couldn't tellhe extent of damage until I fluoroscoped him. How many pieces are we talking about?
Kaç parçadan söz ediyoruz?
MY MEMORY'S LACK OF RECALL JUST REINFORCES HOW LITTLE I KNEW ABOUT HIM.
Bir şey hatırlayamam onu ne kadar az tanıdığımı daha iyi gösteriyor.
To do the dirty work for him anyway. He was only boasting When he said about how he's gonna rip out
Purcell'in kalbini kendi elleriyle sökeceğinden bahsedersen yalnızca atıp tutuyordu.
I told him one story, like, months ago about how I used to love to play cello in middle school.
Ona aylar öncesinde bir kez ortaokulda çello çalmayı ne kadar sevdiğimi anlatmıştım.
No, you don't, but you're gonna owe my senatorial sibling one, right after I tell him about how you're spending your evenings bouncing on the corinthian leather with simon elder in the backseat of his german love machine.
Hayır, değilsin ama senatör kardeşime açıklamak zorundasın. Hem de akşamlarını zampara Simon Elder'ın Alman malı aşk makinesinin arka koltuğunda geçirdiğini ona söyledikten sonra.
I don't know what you're talking- - if you can't keep your mouth shut about our little arrangement, if you think you're gonna run to your boyfriend and get him to help save you, then clearly you don't know how to restrain yourself.Clearly... you don't understand what the stakes are.
Neden bahsettiğini bilmiyorum- - Anlaşmamız konusunda dilini tutmayı beceremiyorsan... Sevgiline koşup yardım isteyeceğini seni kurtaracağını sanıyorsan kendini frenlemeyi beceremiyorsun demektir.
Because if you tell Wilson how you actually feel about him, about what happened to Amber, about your part in what happened, and he walks out the door anyway, if you make yourself vulnerable for once in your nerve-deadening, emotionally-obliterating...
Çünkü Wilson'a onun için ve Amber'a olanlar için gerçekte ne hissettiğini yaşananlardaki payını söylersen ve o da kapıyı vurup giderse- - Küstah, duygusal olarak tahrip olmuş hayatında kendini bir kez olsun savunmasız bırakırsan- -
Tell him how you feel about what he's doing.
- Konuş onunla! Yaptığı şey hakkında ne hissettiğini anlat.
But if you don't watch, how do you know about him?
Programı izlemiyorsan, onu nereden biliyorsun?
How about if we get him on that Moment of Truth show?
"Moment Of Truth" programına çıkarmaya ne dersin?
And how about I toss Vince an EP credit and 50 Gs because I like him?
Vince'e bölüm başı kâr ve 50 bin dolar versem?
– How about I move him downstate?
Downstate'e nakledilsin istemez misin?
How about we send him to Transylvania?
Transylvania'ya göndersek nasıl olur?
how are you gonna teach him about his heritage?
Kutsal topraklarını nasıl bilecek?
How can you make such a fuss about him going to a hostess club twice?
Ne diye kadın iki kere konsomatris'e gitti diye yaygara yapıyorsun.
How do you know about him?
Onu nereden tanıyorsun?
How about we be fair and share him in four pieces? Oh yeah!
Ya da onu dört eşit parçaya bölsek.
I would have asked him how he felt about what this company did.
Şirketi hakkında ne düşünüyordu?
How about wishing yourself immortal first and then ressurecting him yourself?
Önce kendine ölümsüz yaptırıp sonra adamı sen diriltsen olmaz mıydı?
The good part of them will vanish inmediately thinking about his money, how to get money straight from him, do you have hundred, do you have two hundred, and then they're not any more as good as the idea about good people is.
Büyük bir bölümü parası ve bu paranın ondan nasıl koparılabileceği hakkında düşünüp bir anda yok olup gidecek. "Yüz liran, iki yüz liran var mı?" derken artık "iyi insan" kavramının tanımındaki kadar iyi bir insan değillerdir.
– How about if I come in myself and tell him?
- İçeri gelip kendim söylesem?
I didn't read Cosmo's latest article on how to please my man... because I don't read those magazine articles and, quite frankly... I haven't really been too concerned about pleasing him.
Cosmo'nun erkeğimi yatakta nasıl memnun edeceğim konusundaki son makaleleri okumadım... çünkü o dergileri ve makaleleri okumuyorum ayrıca... onu memnun etme konusunu o kadar dert etmiyorum.
And all I got to tell him are stories about how rich, white people live.
Tek yapabildiğim, ona, zengin beyazların nasıl yaşadıklarına dair hikayeler anlatmak.
No matter how I feel about him, we cannot be together.
Ne hissedersem hissedeyim birlikte olamayız.
I watched him fucking bleed to death just like you did, so don't give me this shit about how I don't care.
Senin gibi ben de onun kan kaybından öldüğünü seyrettim o yüzden bana umursamıyorum ayağı çekme.
How you feel about him.
Onun için hissettiklerinden bahset.
How can they just forget about him like this?
Onun nasıl orada unutabilirler ki?
Father broke down and cried when I talked to him, talking about how he couldn't protect himself, couldn't protect his kids.
Onunla konuştuğumda baba ağlamaya başladı kendini, çocuklarını koruyamadığından bahsetti.
It's sick. To be fair, she didn't know how I felt about him.
Adil olmak lazım, benim ona karşı olan duygularımı bilmiyordu ki.
When all's said and done... Would that change how we really feel about him?
Şöyle bir bakıp düşündüğünde ona olan hislerimizi değiştirir miydi?
I was, like, just trying to argue with him so he would just, like, you know, chill, but, uh- - how about you stop babbling, just tell us what happened to them?
Ona laf anlatmaya çalıştım ama, sanki sakin gibiydi ama... Gevezeliği bırakıp onlara ne olduğunu anlatır mısın?
- How about we talk to him?
- Onunla konuşsak?
How about the fact that I found him first?
Ama onu ilk ben buldum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]