I'm interested in you traduction Turc
1,286 traduction parallèle
Tomorrow I'm teaching an art class so if you two are interested in auditing you're definitely welcome.
Yarın, bir resim dersim var. Eğer katılmak isterseniz, kapımız size açık.
On myway back from the health food store, I made a quick stop on Earth... and picked up something you might be interested in.
Lokmandan geri dönerken azıcık dünyaya uğradım ve ilgilenebileceğin bir şeyler aldım.
So I was wondering if you might be interested in being a part-time private-duty caregiver for him.
Merak ettim de, acaba yarım gün onun kişisel, özel görevlisi olmak ister misin?
So if I can't persuade my daughter, you'd be interested in the job?
Kızımı ikna edemezsem, sen bu işle ilgilenir misin?
You see, once I confirmed that Marie was primarily interested in me as a sounding board for her problems, I just had to end it.
Sorunlarını çözebilmek için benimle birlikte olduğunu anladığımda. Bu ilişkiyi bitirmek zorunda kaldım.
Niles, Marie is a stunning woman with a body to die for, and you think all I'm interested in is her mind?
Niles. Marie, uğruna can verilecek bir vücuda sahip çekici bir kadın.
Welcome to the Internet, my friend. How can I help you? I'm interested in upgrading my 28.8 kilobaud Internet connection... to a 1.5 megabit fiber-optic T1 line.
28.8 kbps'lik Internet bağlantımı 1.5 megabit'lik fiber optik T-1 bağlantıyla değiştirmek istiyorum.
- Excuse me Mayor, but I just received some news that you might all be interested in.
Affedersiniz Vali, ama hepinizi ilgilendirebilecek bir haber aldım.
But you might be interested in what I'm doing now.
Ama şimdi benim ne yaptığımla ilgilenebilirsin.
You're the reason I'm not interested in men.
Erkeklere karşı ilgimin olmamasının sebebi sensin.
- Why adopt her? - You think I was interested in harming her?
Umarım bununla bir ilgim olduğunu düşünmüyorsunuzdur.
You know, I'm sure the A.C.L.U. Is gonna be very interested... In how you violated a blind woman's rights... By eavesdropping on her private phone call.
İnsan Hakları Örgütü'nün kör bir kadının özel telefon konuşmasını gizlice dinlemene oldukça ilgi duyacağına eminim.
I'm not interested in what you think, or even what I think.
Senin, hatta benim ne düşündüğüm umurumda değil.
Cole, I was really interested in what you told me at the hospital.
Hastanede anlattıkların merakımı uyandırdı.
I'm only interested in the facts in this case... and you and Bradley here are the only two people that can really help me out. Do you follow?
- Bu davada sadece gerçeklerle ilgileniyorum ve bu konuda bana bir tek siz ikiniz yardım edebilirsiniz, tamam mı?
I was hoping that maybe... you were interested in me.
inşallah yapabilirim... benden hoşlanıyor mısın? .
Sweetheart, you and I both know that deep down, you're only interested in your own climax.
- Tatlım, ikimiz de içten içe senin sadece kendi tatmininle ilgilendiğini biliyoruz.
See, I don't know that much about Buffy, but I'm interested in what she likes and, so far, well, the only thing that I know she likes is you.
Buffy hakkında fazla bir şey bilmiyorum. Ama nelerden hoşlandığını öğrenmeye istekliyim. Şimdiye dek sevdiğini bildiğim tek şey var :
If you're asking if I'm interested in cardiothoracic, yeah.
Kardiyotorasikle ilgilenip ilgilenmediğimi soruyorsan evet.
I'm afraid your friend Aeryn is no longer here, but there is someone else you may be interested in meeting.
Korkarım arkadaşın Aeryn artık burada değil ama tanışmayı isteyebileceğin başka birisi var.
It's not you or Crais I'm interested in, it's that glorious death machine of his.
İlgilendiğim şey sen ya da Crais değil, o görkemli ölüm makinası.
I mean, to be honest, he just seemed like he was a little more interested in hitting on you than helping your career.
Açıkçası önce sana asılmaya sonra kariyerine yardım etmeye niyetli gibi geldi bana.
You do realize that I'm interested in your brother.
Aslında Abinle ilgilendiğimin farkındasın değil mi?
Oh, Roz, I'm sure he knows you're not interested in him.
Roz onunla ilgilenmediğini eminim biliyordur.
I mean I think you're really sweet, but I'm just not interested in you like that.
Yani, bence çok şekersin. Ama seni bu yönde çekici bulmuyorum.
You all know I'm a pacifist, so I'm not interested in war in any way.
Benim barışsever biri olduğumu biliyorsunuz yani savaşın her türlüsüne karşıyım.
I'm not interested in her, if that's bothering you.
Eğer cannı sıkan buysa, onunla ilgilenmiyorum.
Because I'm interested in you.
Çünkü seninle ilgileniyorum.
I'm interested in why you feel punishing this man falls upon you.
Bu adamı cezalandırmanın niye sana kaldığını düşünüyorsun?
I'm not interested in turning you over to anyone.
Seni kimseye teslim etmek niyetinde değilim. Pekala...
I don't suppose that you'd be interested in preparing one of your famous desserts.
Sanırım şu meşhur tatlılarınızdan birisini hazırlamayı istemezsiniz.
If you're talking about Tharon you can tell him I'm as interested in what he has to say as I am in darning socks.
Eğer Tharon'dan bahsediyorsan, onun söyleyecekleriyle ancak örgü çoraplar kadar ilgilendiğimi ona söyleyebilirsin.
Listen, anybody asks you how I'm doing, you tell'em I'm doing marvelously well... I adore theatrical photography... and I will never again be interested in nightclub photographic concessionairing.
Eğer birisi sana nasıl olduğumu sorarsa onlara harika olduğumu söyle Teatral fotoğrafçılığa bayılıyorum ve gece kulüplerinde fotoğraf çekmekle bir daha asla işim olmaz.
- I'm not interested in dating you.
- Seninle çıkmak niyetinde değilim.
I'm here to see if you'd be interested in attending our school.
Buraya okulumuza gelmeyi düşünür müsün diye sormak için geldim.
I don't think you realize how hard I work... to get people interested in you- - to get you into the right hands.
Seni doğru ellere teslim edebilmek için... ne kadar çaba harcamadığımın, farkında değilsin...
That's real nice of you to ask, but I'm really only interested in staying'close to Maxie.
Teklifiniz çok hoş ama ben sadece Max'a yakın olmak istiyorum.
OK, I wanna show you what I'm really interested in.
Gerçekten ilgilendiğim şeyi göstereyim.
You were interested in platinum I believe, not gold?
Sanırım gold'la değil, platinum'la ilgileniyorsunuz, öyle mi?
I'm sorry. I'm not interested in anything you can offer me.
Affedersin, ama senden hiçbir şey istemiyorum.
I'm interested in politics but you never know
Politikayla ilgileniyorum ama bilemezsin ki
I guess he's no longer interested in you... huh?
Sanırım artık seninle ilgilenmiyor... ve senin canını bağışladı...
You really think I'm interested in you?
Seninle ilgilendiğimi gerçekten düşündün mü?
It doesn't mean that I'm not interested in you.
Bu. seninle ilgilenmediğim anlamına gelmiyor Jack.
Well, okay, I know, but let me tell you something, I'm not one of those guys who's only interested in scoring with chicks.
Tamam, biliyorum, ama sana şunu söyleyeyim ben o kızlarla sadece birlikte olmak isteyen adamlardan değilim.
- So, if you're only pretending to be interested in my music for other reasons... then I'm not interested.
- Eğer başka sebeplerden dolayı müziğimle ilgileniyormuş gibi yapıyorsan o zaman ilgilenmiyorum.
Maybe you could tell him I'm not interested in a serious relationship.
Belki siz ona ciddi bir ilişki aramadığımı söyleyebilirsiniz.
I'm interested in why you're ending it.
Neden bitirdiğinle ilgileniyorum.
You know, I don't think I'd be interested in the same Jan I knew.
Eskiden tanıdığım Jan'le ilgileneceğimi sanmıyorum.
I'm not sure you're the kind of person he's interested in.
Onun senden hoşlanacağına. pek eminim değilim.
You see, Colonel O'Neill, the truth is, I'm not just interested in outer space...
Görüyorsunuz, Albay O'Neill, gerçek şu ki, ben sadece dış uzayla ilgilenmiyorum...
i'm interested 154
in your mouth 17
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your mouth 17
in your dreams 215
in your 51
in your hands 23
in your heart 60
in your own time 47
in your house 29
in your face 181
in your own words 44
in your absence 21
in your room 49
in your own way 24
in your condition 33
in your bed 21
in your eyes 70
in your position 20
in your head 52
in your expert opinion 21
in your mind 62
in your room 49
in your own way 24
in your condition 33
in your bed 21
in your eyes 70
in your position 20
in your head 52
in your expert opinion 21
in your mind 62