I found that traduction Turc
9,520 traduction parallèle
And perhaps I found that peace you spoke of.
Belki konuşman sayesinde huzur bulmuşumdur.
I found that fucker in Puerto Rico.
O ibneyi Porto Rico'da buldum.
But the way he clutched that Bible and insisted that all the answers could be found within it?
Ama İncil'i bir tutuş şekli vardı ve tüm cevapların kitapta olduğunu söyledi.
I'm not sure if I'd have been on that jury I'd have found George Edalji guilty.
O jüride yer alsaydım George Edalji'yi suçlu bulur muydum bilmiyorum.
I mean, that's how I found my condo.
Ben dairemi öyle buldum.
I found out that this doctor did a poor job maintaining his e-mail accounts.
Epostalarını kontrol etmede biraz zayıf kaldığını farettim.
I don't know where he got the scenario that Director Cham In Suk made with much effort at ID ent., I don't know where you found and read Director Cha Min Seok's movie scenario but, the idol has said that if he doesn't get the main character there, he will never ever re contract.
Yönetmen Cha'nın yeni filminin senaryosunu nasıl okudu bilmiyorum fakat ona başrolü vermediğimiz sürece sözleşmesini yenilemeyi reddediyor.
Even if you do get found out don't forget that I had nothing to do with this.
Eğer yakalanırsan, seninle alakam yok unutma.
That's when I found out about the wealthy family of Seung Jin.
İşte o zaman zengin Seung Jin ailesini öğrendim.
Didn't you say that your father hid his whereabouts after splitting you guys apart? I found him.
– İkinizi ayırmak için babanın onu sakladığını sanıyordum. – Buldum onu.
I know if I found out that she lied to me, I'd be cool.
- Bana yalan söylemiş olsaydı böyle yapmazdım.
And then I found out that if I told them that your birthday was two weeks later, you missed the cutoff.
Sonradan öğrendim ki, doğum günün iki hafta sonra diyecek olursam kayıt için yaşın tutmayacaktı.
I found one that could be her.
- O kız olabilecek birini buldum.
I wanted to let you know we found that girl, laurel ayers.
O kızı, Laurel Ayers'ı bulduğumuzu sana haber vermek istedim.
I looked everywhere but I didn't find any place that deals in cyanide or found any children around Da Hae's age.
Her yeri araştırdım ama siyanürle ilgili bir şey bulamadım. - Da Hae'nin yaşlarında çocuk görmedim hiç.
The night that I found out, I went to Susan's house.
Haber aldığım gece, Susan'ın evine gittim.
Well, that, too, I found near Isaac.
Evet bunu da Isaac ile beraber buldum.
And to top it all off... I just found out that our little dead deputy is the son of the most successful drug lord ever.
Bunların da ötesinde, öğrendim ki ölen polis zamanın en başarılı uyuşturucu liderinin oğluymuş.
You're gonna end up right back in that trailer-trash park that I found you in.
Seni bulduğum karavan parkındaki o pisliğe geri döneceksin.
I'll tell people that I never found you.
- Sizi bulduğumu kimseye söylemem.
She wanted this antique Babe Ruth cookie jar that I found.
Bulduğum antika Babe Ruth kurabiye kavanozunu istedi.
That's what she said, but I found her badge.
Öyle demişti ama rozetini buldum.
I saw that footage of Christine and Eva when they found the egg and what happened next.
Christine ve Eva'nın, yumurtayı bulma görüntülerini ve daha sonra olanları gördüm.
But I would be remiss if I didn't thank you for that brilliant idea I found on that flash drive of yours.
Ama flaş belleğinde bulduğum parlak fikrin için sana teşekkür etmezsem olmazdı.
Look, I haven't found my Beyoncé yet, but I found a couple girls that's really good.
Beyonce'mi henüz bulamadım ama çok iyi bir kız buldum.
Somebody's looking for something, and I'm not sure that they found what they were looking for.
Birileri bir şey aramış ama aradıklarını bulduklarından emin değilim. Bir dakika?
So, I found the company that owns the cargo ship.
Kargo gemisinin sahibi olan firmayı buldum.
I found an old picture that Ed left for me, of him and my mother.
Ed'in bana bıraktığı annemle kendisinin fotoğrafını buldum.
Or that I've found thus far.
Ya da şimdiye kadar bulduğum bu şey var.
Found a requisition for the car in a DoD motor pool database that I do not have access to, but I accessed anyway.
Savunma Bakanlığı veri tabanında araç için bir kayıt buldum. Giriş iznim yoktu ama her zamanki gibi girmeyi başardım.
I found bloody fingerprints in the car that belong to this fine specimen of humanity.
Arabada kanlı parmak izleri var. Bu garip adama ait.
Oh, and I found the details to the meeting on Orlando's compound that we already knew about.
Orlando'nun arazisindeki buluşmayla ilgili detaylar buldum. Hepsini zaten biliyorduk.
Well... I think I've finally found something that will allow me to say to them with confidence,
Nihayet onlara güvenle söylememe olanak sağlayacak bir şey buldum sanırım.
I kept going to doctors until I found one that could help me.
Bana yardım edecek birini bulana kadar doktor doktor gezdim.
I happen to know that he found DNA underneath Rebecca's fingernails.
Rebecca'nın tırnaklarının arasında DNA örneği bulduğunu biliyorum.
No, but there's these wonderful little books that I found With step-by-step instructions.
Ancak ı her adımı yol gösterici bir kitap buldum.
When she found that I had it, she made fun of me...
Şimdi artık tekrar yerine getirilmesi.
Mary found hers, so she's back where she belongs and I have no doubt that she'll wake up again soon.
Mary kendininkini buldu ve şimdi ait olduğu yerde ve bir daha kendine gelir mi bilemem.
I just found out last week that Kryptonite exists.
Daha Kriptonitin var olduğunu geçen hafta öğrendim.
The other night, when I found out that my parents had been killed..... I completely lost a grip of who I was.
Geçen gün, anne babamın öldürüldüğünü öğrendiğimde varlığımın kontrolünü kaybettim.
I was holed up like this the day that your dad found me in the library at MIT.
Baban beni MIT'te kütüphanede bulduğunda da böyle kapanmıştım.
I just found out that I'm not a killer.
Daha yeni öğrendim Ben bir katil değilim.
I found out that he had been shot down Not long after that was taken.
Bunu çekindikten kısa süre sonra öldürüldüğünü öğrendim.
Well, I just bought a new start-up that actually found a way to generate electricity from stadium seats.
Aslında stadyum koltuklarından elektrik üretmenin bir yolunu bulan yeni bir şirketi satın aldım sadece.
I would've found that eventually.
Benim de aklıma gelirdi elbet.
I believe that was your company she found most disagreeable.
En çok rahatsız edici bulduğu şeyin senin tayfan olduğunu düşünüyorum.
I ran an analysis on the two fingerprints that McGee found on the chair at the crime scene.
McGee'nin olay yerindeki sandalyede bulduğu iki parmak izini analiz ettim.
No. But... I found prints on the handle that don't match Qasim's.
- Hayır ama üzerinde Qasim'e ait olmayan parmak izleri buldum.
I think I've found something that might help.
Yardım edebilecek bir şey buldum sanırım.
Boss, I-I found something that Dorney never got the-the chance to follow through on.
Dorney'in araştırma fırsatı bulamadığı bir şey buldum patron.
Clearly, you got more screwed over by that Mona stunt than I did, and if you found a way to forgive her....
Hatta Mona'nın planı sana daha çok zarar verdi ve sen onu affedebildiysen...
i found you 161
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found something 222
i found it 701
i found 117
i found someone 17
i found out 58
i found them 110
i found her 202
i found myself 20
i found him 265
i found something 222
i found one 42
i found a job 16
i found a 18
i found these 35
i found this 211
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
i found a job 16
i found a 18
i found these 35
i found this 211
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161