English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I got her

I got her traduction Turc

13,957 traduction parallèle
You were too busy to talk for five minutes, so I got her a makeup kit.
Senin beş dakika konuşacak vaktin yoktu, ben de ona makyaj seti aldım.
I just want to clear it up while I got her in a courtroom.
Hazır o mahkemeye çıkmışken bu işin çözülmesini istiyorum da.
- I got her.
- Ulaştım.
- I got her.
- Tamam bende.
All right, I got her coffee every morning.
Her sabah ona kahve getirdim.
I'll bet that you told her and then quickly, your relationship got physical, huh? You wanted Alice, she wanted the cabin.
Sen Alice'i istedin, Alice kulübeyi istedi.
No forwarding address, but I got an A.D.A. to sign off on a warrant for her cellphone.
Posta adresi yok, ama cep telefonunu takip için... izin aldım.
Whatever you decide to do, whether you're with me or not, You got to know this... I loved her.
Benimle veya bensiz, ne yapmaya karar verirsen ver şunu bilmelisin ki onu sevdim.
Prepped all night, only got two hours of sleep, but I can tell you every single moment of what's gonna happen in that court today.
Bütün gece hazırlandım, sadece iki saat uyudum ama bugün mahkemede olacak her şeyi sana söyleyebilirim.
I walked up and I said, "I've got this girl. " I'll blow her fucking brains out if you come out with a gun. "
İleri çıktım ve "Elimde bu kız var, silahlarla çıkarsanız sikik kafasını patlatırım" dedim.
But as for her... I chose her because she looked good on my arm and she got what she could out of me.
Ama ona gelince, onu seçmemin nedeni koluma taktığımda iyi görünmesi ve benden alabileceğini almış olmasıydı.
I got each and every toilet in comfort taking that shit from all your little asses and sending it down the pipes till it reaches a place where no one thinks about it and no one smells it.
Her tuvalet rahat,... küçük kıçlarımızla sıçıyoruz ve bokumuz boruların içinden bir yere ulaşıyor. Kimse bunun hakkında düşünmüyor. Ve hiç kimse kokmuyor.
I got me a nice, warm spot like an old hound right there at the fireplace by her feet.
Şurada şömine başında yatan yaşlı av köpeği gibi kendime hoş, sıcak bir yer buldum.
When I've got her, and we get her outside...
Onu getirdiğimde dışarı çıkarıyoruz ve...
I've got a new wharf everywhere now.
Artık her yerden yeni rıhtımlar alıyorum.
I tell you what, I swear at one point... at one point I looked down, I got the top of her head, and I thought she was going to pull me cock off in her hand and fucking throw it out of the window.
Valla bir an geldi aşağı baktım elim kızın başının üstündeydi ve eliyle sikimi koparıp camdan atacak sandım.
Firefly thinks I'm her sidekick, so I got trusty status.
- Herhalde. Firefly yardımcısı olduğumu düşünüyor, bu yüzden iyi benim durum.
Anyways, I tripped out on that for a couple hours, but I got cheered up after a took a picture of the kitties messing around in my little hoodie.
Her neyse, birkaç saat buna takıldım ama, kapşonumda oynayan kedilerin fotoğrafını çektikten sonra biraz neşelendim.
Anyway, I think Sarge would like him if he actually got to know him, so during the bachelor party, I need you to show him the real Adrian.
Her neyse, bence Sarge onu gerçekten tanıyabilse severdi, bu yüzden de bekarlığa veda partisinde ona gerçek Adrian'ı göstermelisin.
I got a hookup on the outside, so I can get anything for a price.
Dışarıda bağlantım var, para karşılığı istediğim her şeyi getirtebilirim.
So, I left a couple of messages on her answering machine, messages which may have sounded threatening, and which I assume you've got hold of.
Ben de telefonuna 2 mesaj bıraktım. Bu mesajlar biraz tehditkar görünüyor olabilir. Zaten sizde de vardır diye tahmin ediyorum.
I'm gonna take everything you got, Ronald Wilkerson.
Sendeki her şeyi istiyorum, Ronald Wilkerson.
But she's got tits like helium balloons, So from her I'm willing to take it.
Ama onun helyum balonu gibi memleri var... o yüzden onun sorularına açığım.
but then she got so crazy and intense about it, so then, I just told her that I had sent it.
Ve ben de gönderecektim ama sonra bu konuda öylesine delirdi ki ben de ona gönderdiğimi söyledim.
Ms. Snodgrass. I got it all sorted out.
- Her şeyi hallettim, Bayan Snodgrass.
I'll tell you what, Gamby, we've got this bitch exactly where we want her.
Sana şunu diyeyim Gamby, o şırfıntıyı tam da istediğimiz yerde yakaladık.
- Yeah, she was, until Ray got her invested in something I know dick all about.
- Evet, öyleydi ta ki Ray gelip onu saçma sapan bir şeye imrendirene kadar.
I left word with her this morning to notify her about Theresa, but she never got back to me.
Bugün Theresa'yı haber vermek için aradım ama dönmedi.
I'd have more sympathy for you lot if you burned the flags of evil murderers instead of democratic countries every time you got offended.
Her gücendiğinizde demokratik ülkeler yerine bizi öldürüp bayrak yaksanız bile "sizleri" daha çok anlarım.
I got to say, in the end, ol'Dan really committed.
Ne yalan söyleyeyim, Dany gerçekten her şeyini vererek oynamış.
I've got her down as item 12.
Onu 12 numaralı kaleme bağladım.
I've got like 15,000 left.
Her şeyin finansmanını ben yaptım ve o zaman posta odası maaşı alıyordum. 15,000 dolar falan kaldı.
Going against him, you'd really want to make sure you've got all your I's dotted and your t's crossed.
Onu karşına alıyorsan, ciddi şekilde noktası virgülüne kadar her şeyi düşündüğünden emin olman lazım.
I feel since I've come to Paris... my life has got more and more conventional by the day, as, I suppose, have I...
Paris'e geldiğimden beri hissettiğim hayatımın her geçen gün daha geleneksel bir hâl aldığı. Tahmin ettiğim gibi oldu.
I got reason to kill her.
Onu öldürmek için gerekçem var.
I've got milk and everything.
Süt falan her şey var.
I can't believe how much poise she had after her car got hit. Yeah.
Araba kazasından sonra ne kadar sakin olduğuna inanamıyorum.
My God, I think she's got it all worked out.
- Tanrım, her şeyin çözümünü ayarlamış bence.
When things got really bad, I used to be able to split myself.
Her şey çok kötüye gittiğinde kendimi ayırabiliyordum.
I got to do prep anyways.
Her neyse hazırlıklı olmalıyım.
But as I'm working with her on this, then I got to know him.
Andrea'yla çalışmaya başladıktan sonra adamı da tanıma fırsatı buldum.
I - I've got it under control.
Kontrolümde her şey.
I've got every available deputy out searching for her.
Müsait olan tüm memurlar onu arıyor.
So when I got out, I tracked her down and I came for her.
Dışarı çıktığımda, izini sürdüm ve onun için geldim.
Every security system I ever cracked, every organization I ever compromised, every dollar I ever stole, they all got your fingerprints on them now.
Girdiğim her güvenlik sistemi uzlaştığım her organizasyon çaldığım her dolar tamamında senin parmak izin olacak.
How can I do that when he's got everything?
Her şey ondayken nasıl alacağım?
I only wish I'd been a better sister to her when she first got here.
Tek dileğim buraya geldiğinde ona daha iyi bir kardeş olmaktı.
So I got a bike and I started to ride my bike everywhere.
Sonra bir bisiklet aldım ve her yere sürmeye başladım.
- I've got fucking plenty of balls.
Herıf çok taşaklı.
We got your back. I just held her. What could I do?
Elini tuttum, ne yapabilirdim kı?
Tell her i got over. Tell her i'm okay. Nick says he's fine.
- Jess'e geçebildiğimi, iyi olduğumu söyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]