I see something traduction Turc
3,564 traduction parallèle
Okay, I see something.
Tamam bir şey görmem gerekiyor.
Did I see something, or did I not?
Bir şey gördüm mü, görmedim mi?
Because I see something in you, something I haven't seen for a long time.
- İçinizde bir şey gördüğüm için. Uzun zamandır görmediğim bir şey.
I see something horrible.
Korkunç bir şey görüyorum.
Every time I think I see something clearly now it just disappears.
Ne zaman bir şeyi net olarak gördüğümü düşünsem ortadan kayboluyor.
I see something.
Ben bir şey görüyorum.
I see something in you, Teddy... something that maybe you don't see in yourself right now.
Sende bir şeyler görüyorum, Teddy. Şu an kendinin bile göremediğin şeyler...
Out of the corner of my eye, I see something moving.
Gözümün ucuyla hareket ettiğini gördüm.
Hey, wait. I see something.
Bekle bir şey gördüm.
Now, I know it's moving quick, but I'm the kind of person when I see something I want, I stop at nothing to get it.
Hızlı geliştiğini biliyorum, ama istediğim bir şey gördüğümde onu elde etmek için gözünü budaktan sakınmayan biriyim.
I see something.
Birşey görüyorum.
I can see something!
Birşey görüyorum!
And so, the possibility that he was also using the mirror as an unknown dimension whereby he needs to have the mirror to see certain things within his paintings is definitely something which I think we need to explore.
bu nedenle mümkündür ki resimlerinde de ayna kullanılarak ortaya çıkarılabilecek, bilinmeyen boyutlar, yansımalar kullanmış olabilir, kesinlikle araştırıImamız gerektiğini düşündüğüm bir durum.
Yeah, I'm just trying to see something way more real than God, like... a dragon.
Evet, Ben sadece Tanrıdan daha gerçek Bir şey görmeye çalışıyorum, ejderha gibi.
I can see you're in the middle of something very important here, so I'll let you know how it turns out.
Burada çok önemli bir işle uğraştığın belli o yüzden sana sonucu daha sonra söylerim.
I can see when something's bothering you.
Bir seyin canini siktigini gorebiliyorum.
Whenever I would see her, it seemed as though... something was going wrong.
Onu ne zaman görsem sanki hep bir şeyler yanlış gidiyor gibi olurdu.
I thought we were just gonna chat, and so when I finally got to the end of my story, you said something like, "The reason I wanted to come and see you " is that I have something kind of important to tell you. "
Sadece laflayacağız sanmıştım,... sonunda konuşmam bitince,... şöyle dedin, "Buraya seni görmeye gelme sebebim sana söyleyecek önemli bir şeyin olması."
I don't know if it's a personal record for myself, or something to be made into a piece for others to see at some point.
Kendime saklayacağım bir kayıt mı olacak yoksa bir noktada başkalarının da izleyeceği bir şeye mi dönüşecek bilmiyorum.
Now they're doing something at the rear of the vehicle which I-I can't see.
şimdi aracın arkasında birşeyler.. yapıyorlar. ben.. göremiyorum.
I'll go over the code again, see if I missed something.
Kodları tekrar gözden geçirip atladığım bir hata var mı diye bakarım.
Thank you. You make me see if I'm passionate about something and cannot give it up,
Teşekkürler görmemi sağladığın için eğer bir şeye tutkunsam ve vazgeçemiyorsam,
Say, I don't know if I was supposed to see this or not, but there was a plate of something going around, people offering little pills.
Ne gördüğümü pek anlayamadım ama tabak gibi bir şeyin içinde etrafta dolaşıp insanlara küçük haplar ikram eden birileri vardı.
I mean, her husband saw some terrifying something, and then we show up a few minutes later, and we don't see anything at all.
Sonuçta kocası korkunç bir şey gördü sonra birkaç dakikada biz geldik ve biz hiçbir şey göremedik.
You see, I'm something of a magician.
Sihirbazım da biraz.
You might see something I missed.
Benim görmediğim bir şeyi görebilirsin.
- Something I hope to never see my son wearing.
- Oğlumun asla bunu takmadığını.
That's not something that you see from clients in general and certainly not something you would expect to see from a young man, and I truly appreciated it.
Genelde müvekkillerden böyle şeyler görmeyiz. Özellikle genç bir adamdan böyle bir şey yapması beklenmez. Bunu gerçekten takdir ettim.
When they go through something called the Woge, which is kind of like this emotional surge, that's when I can see them.
Woge denen bir şey yaparlarken. Duygu dalgalanması gibi bir şey. O zaman onları görebiliyorum.
You have been twisted by nature into something foul, and even I can see that you did not ask for it.
Doğa tarafından çarpık bir şeye dönüştürüldün,... ve bunu istemediğini ben bile görebiliyorum.
I'll have my guys take a look at it, see if they can work something out.
Çözüm bulabilecekler mi diye adamlarıma baktırırım.
Okay, so if I wanted to unload something like that, who would I go to see to broker a deal?
Peki, böyle bir şeyi satmak istesem kiminle görüşmeliyim?
Just a fresh set of eyes. I might be able to see something that the previous doctors have missed...
Önceki doktorların gözden kaçırdığı şeyi bulabilirim belki.
So the way I see it, Liv's a good person, and if a good person has to do something bad for the right reasons, I'm down... with... that.
Yani bana göre Liv iyi biri. İyi biri, doğru sebeple kötü bir şey yapıyorsa bana uyar.
You gave me quite a severe lecture the other day, and I'm here to see if there's something I might do about it.
Dün beni kaba bir şekilde azarladınız bugün de o konu hakkında bir şey yapabilir miyim diye bakmaya geldim.
I-I want you to see the ball as something easy to hit.
Topu, vurulması kolay bir şey olarak görmeni istiyorum.
I can see something's wrong.
Birşeylerin yolunda olmadığını görebiliyorum.
I like to see someone when I have something important to talk about.
Konuşacak önemli bir şeylerim olduğunda o kişiyle yüzyüze konuşmayı tercih ederim.
I feel as though I am part of something, something so thrilling, it's as though I can see the world changing before my eyes, and I can touch it, I can... make it happen.
Bir şeyin, heyecan verici bir şeyin parçasıymış gibi hissediyorum. Sanki gözlerimin önünde dünyanın değişmesini görebiliyorum ve ona dokunabiliyorum, olmasını sağlıyorum.
♪ That's something I would like to see ♪
* Çok görmek isterim bunu aslında *
I did see something.
Gerçekten bir şey görmüşüm.
It seems like every time I see you I'm thanking you for something, but I know you had a chance to leave, so...
Sanki seni her gördüğümde bir şey için teşekkür ediyormuşum gibi görünüyor ancak gitmek için bir şansın olduğunu biliyorum, yani...
Wow I can see something with a cloud of steam.
Vay, büyük buharlar püskürten bir şey görüyorum.
and I got to see something that surpassed anything I could've imagined for it..
Ama gördüm ki bazıları benim dünyamın kurallarına karşı gelmeye çalışıyor.
There's something else I want you to see.
Görmeni istediğim başka bir şey var.
Okay, this is something I got to see.
Tamam, bu tam görmek isteyeceğim bir şey.
But if something like this happens one more time... I'm going to investigate it to the end and see if this really is nonsense or not.
Fakat tekrra böyle birşey olursa... en dibine kadar inerim.
I just want to see the look on your face when you realize something.
Sadece bir şeyin farkına vardığında yüzünün alacağı ifadeyi görmek istiyorum.
Can I only see you if I have something to say?
Yalnızca diyecek bir şeyim olunca mı görebilirim seni?
So I have to go and help Nona with... something, but, uh, I'm gonna see you upstairs - in a few minutes, okay?
Nona'ya bir konuda yardım etmem gerekiyor ama birkaç dakika sonra yukarıda görüşürüz tamam mı?
And unless there's... something else holding you back, I hope to see you there.
Seni alıkoyan bir şey yoksa seni orada görmeyi umuyorum.
i see 10118
i see you 502
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see how it is 35
i see your point 119
i see love 28
i see what you mean 147
i see nothing 55
i see it in your eyes 21
i see you 502
i see what you did there 35
i see you every day 16
i see how it is 35
i see your point 119
i see love 28
i see what you mean 147
i see nothing 55
i see it in your eyes 21