In his head traduction Turc
3,371 traduction parallèle
- They may just be following the ideas he has in his head, locations that are familiar to him.
Kafasında kurdukları aynen gerçekleşiyor ama gerçekleştiği yerler onun bildiği yerler oluyor olabilir.
Just, just one big globular mess of food cells in his head.
Aklında yemek hücreleri kocaman bir çember çiziyor.
They locked him up. They put a metal chip in his head, for God's sake.
Onu kitleyip kafasına metal bir çip yerleştidiler.
Wiggins had shrapnel in his head, didn't he?
Wiggins'in kafasında şarapnel vardı, değil mi?
Oh, you want to get in his head?
Demek kafasına girmek istiyorsun?
I'll get in his head.
Ben girerim.
Whatever he's doing, it makes sense in his head.
Her ne yapıyorsa, kafasında mantıklı geliyor.
You're putting thoughts in his head... thoughts that are not in his best interest.
Eminim ki heyecanlanacaklar.
This one's deadly. Nobody moves or I put a hole in his head.
Kimse kıpırdamasın yoksa kafasına delik açarım.
I think he's just got it in his head that if he can show you how cool he is, then you'll realize you made a mistake.
Sanırım aklınca eğer sana ne kadar havalı olduğunu göstebilirse, senin hata yaptığını anlayacağını sanıyor.
The man has a bullet in his head.
Adam, başından yaralandı.
- He may have a bullet in his head, but it's still his lawn, Sally.
Başından yaralanmış olsa da güney bahçesi onun bahçesi!
He's sitting there telling me all this stuff with a stupid arrow in his head.
O saçma ok girmiş kafa ile karşımda oturmuş, bana bu saçmalıklardan bahsediyordu.
In his head, he may believe that he's already involved in a personal relationship with Flynn.
Kafasının içinde Flynn ile kişisel bir ilişki yaşadığını düşünüyor olabilir.
I sometimes wonder what he believed as Stalin's thugs were dragging him off to put a bullet in his head.
Bazen merak ederim, Stalin'in fedaileri sandığı kişiler acaba kafasına bir mermi sıkmaya mı çekiyorlardı onu?
But when I got down to the ranch, Papi's boys was throwin his head around in a bag.
Ama çiftliğe vardığımda Papi'nin adamlarının onun başını bir çantaya koyduklarını gördüm.
When he was near me in the woods, he was trying to worm his way through the spikes in my back trying to get inside my head.
Ormanda benim yanımdayken arkamdaki dikenlerden böceği takarak beynime ulaşmaya çalışıyordu.
But he used to do me dad's head in, cause he'd turn up with like a wagon... With like load of his mates in it just turning up...
Ama bu babamın canını sıkardı çünkü bir araba dolusu arkadaşıyla beraber gelirdi.
But if you do that in a hospital waiting room, it will be the little div that's going in with a pan on his head, who's screaming and saying his head's throbbing. That's what I'm saying.
Ama bunu bir hastanenin bekleme odasında yaparsanız önce alınacak olan hasta, kafasında bir tencereyle çığlık atarak başının zonkladığını söyleyen kişi olacaktır.
So someone punched him in the nose before his head got caved in?
Yani birisi kafası kırılmadan önce burnuna yumruk mu atmış?
You keep saying you have Jake's best interests at heart, but this whole time, the company you work for has had a target on his head.
Bunları sürekli Jake'in iyiliği için yaptığını söylüyordun ama en başından beri çalıştığın şirketin hedefinde Jake'in aklından geçenler vardı.
to keep America safe and Democratic and free, and you don't want to disturb my pretty little head with all that thinking, or tell them that I don't want to spend my nights sleeping next to a man who gets erections in his sleep
Amerika'nın güvende, demokratik ve özgür kalmasını sağlamanın yeni yollarını düşünürken geç saatlere kadar uyumadığını ve benim şirin kafamı rahatsız etmek istemediğini söyle. Ya da geceleri Olivia Pope'u hayal ederek ereksiyon olan bir adamın yanında yatmak istemediğimi söyle.
He's locked himself in the house with a gun to his head.
Başına silah dayalı bir şekilde kendini eve kilitlemiş.
I prefer my assistant G.M. overstepping to trying to guess what's going on in his damn head.
Müdür yardımcısının kafasından neler geçtiğini tahmin etmeye çalışmaktansa çizmeyi aşmasını tercih ederim.
I mean, Chris has his head so far up his butt these days...
Yani, Chris'in aklı zaten bu ara hiç başında değil.
That's a lot of salary to pay for a man who's gone into hiding, plus food and drink and a roof over his head, and who knows how much in hush money to keep his location a secret.
Saklanmaya çalışan bir adam için ödediği büyük bir meblağ. Kalacak bir yer ve yeme-içme masrafını ekle. Kaldığı yeri gizli tutmak için verdiği sus payını düşün.
The plan did require Moss to put his own head in the noose.
Plan, Moss'un ilmeği kendi başına geçirmesini gerektiriyordu.
Duryodhan is behind all this I should break his head in two!
Bu işin arkasında Duryodhan var. Kafasını ikiye ayıracağım.
So I tell Disco I'll give him 10 bucks for every minute he holds his head in the Koi pond. Cost me $ 50.
Bu yüzden Disco'ya kafasını süs havuzunda tuttuğu her dakika için 10 papel vereceğimi söyledim.
You try anything, I put a bullet in the back of his head.
Bir şey denersen, kafasına sıkarım.
Except, in this cartoon, the Country Mouse gets a bullet in the back of his head.
Bu çizgi filmde Tarla Faresinin kafasının arkasına bir kurşun yemesi hariç.
In that film, the head of the drug cartel stored his illegal account information in the back of a painting.
Bu filmde, uyuşturucu çetesinin başı yasadışı belgeleri bir tablonun arkasında gizliyordu.
He probably hit his head on the door on the way in.
Muhtemelen içeri girerken kafasını çarpmıştır.
If he's planning on sticking his head in the oven, I should probably turn the propane on.
Eğer o başını fırına sokmayı planlıyorsa, belki de ben gazı açmalıyım.
He's in over his head, and he knows it.
O adam kafasının içinde ve bunu o da biliyor.
Someone bashed his head in.
Birisi basına sertçe vurmuş.
One being, you're fine with it, or ten, you just wanted to bash his head in?
Bir, bununla iyi misin ya da on, onun kafasını parçalamak mı istersin?
And I keep seeing his face over and over in my head.
Kafamda sürekli olarak onun yüzünü görüp duruyorum.
When I finally got all the cement off him, I found three blunt trauma wounds in the back of his head.
Üzerindeki çimentoyu temizledikten sonra kafasının arkasında üç tane darbe izi buldum.
The man in this flyer has a fake arrow through his head.
- Bu afişteki adamda kafaya giren oklardan var.
"he'll leave us all in a mess and put a bullet through his head." " It's always claimed that the Fuhrer was sent to us from God.
Bu tarz bir işkence bile Hitler'in halkın gözündeki değerini etkilemedi.
There is an iron in his damn head.
Lanet kafasına bir şiş var.
"If the worst comes to the worst in the war, " he'll leave us all in a mess and put a bullet through his head. "
Eğer savaş tamamen kötüye giderse bizi bu karmaşanın içinde bırakıp kafasına kurşunu sıkacak.
In the end, he got it into his head... that she was seeing someone else.
Nihayet kızı başka biriyle görünce kafasına dank etti.
I.38 was stolen and I stayed in the car, the gun to his head
Bir 38 kalibrelik çaldım ve arabaya oturdum. 14 saat boyunca tabancayı şakağıma dayalı tutup tetiği çekmeye çalıştım ve başaramadım.
Right in his fucking head, then it's like click-click-click.
Tam kafasından.
They said it looked as though his hair in the back of his head was pulled off.
Saçının burasından tutup başını suya soktuğunu söylediler.
So, only his head was dunked in the water?
Yani sadece kafası mı suya sokulmuş?
In the Battle of Green Fields, he charged the goblin ranks, he swung his club so hard it knocked the Goblin King's head clean off, and it sailed a hundred yards through the air and went down a rabbit hole.
Yeşilovalar muharebesinde, Goblin'lerin saflarına dalıp, tokmağını bir savurdu... Goblin Kralı'nın kellesi havada metrelerce uçtu ve gidip tavşanın gediğine giriverdi.
Till I bashed his head in.
Ta ki pekmezini akıtana kadar.
Any more than bringing his head back in a box would?
Kellesini kutuya koymayı tehdit ediyor daha ne yapsın?
in his bedroom 16
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his room 52
in his infinite wisdom 17
in his own way 38
in his defense 27
in his office 49
in his heart 21
in history 31
in his car 20
in his house 18
in his room 52
in his 52
in his way 22
in his eyes 23
in his case 29
in his hands 21
in his words 17
in his mind 49
his head 38
head 675
heads 381
in his way 22
in his eyes 23
in his case 29
in his hands 21
in his words 17
in his mind 49
his head 38
head 675
heads 381
headline 24
headquarters 78
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
headmaster 111
heads up 574
heading home 29
headquarters 78
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
headmaster 111
heads up 574
heading home 29
head of security 36
headed your way 16
head to toe 22
head out 16
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
head shot 21
head down 98
head back 19
headed your way 16
head to toe 22
head out 16
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
head shot 21
head down 98
head back 19
headmistress 58
heading out 31
heading south 26
heading north 21
heads down 44
heading east 20
headaches 102
head trauma 18
heading west 18
heading out 31
heading south 26
heading north 21
heads down 44
heading east 20
headaches 102
head trauma 18
heading west 18