English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Just wait

Just wait traduction Turc

11,508 traduction parallèle
We can't just wait around for Gabriel Waincroft to surface.
Gabriel Waincroft'un ortaya çıkmasını bekleyemeyiz.
If you think Agatha's shaken up now, ooh, you just wait.
Eğer Agatha'nın sarsıldığını düşünüyorsan, sadece biraz daha bekle.
Just wait.
- Bekle de gör sen.
LET'S JUST WAIT UNTIL BENSON SNAPS OUT OF IT.
Benson'ın kedilerden bahsetmesini bekleyelim.
So I'll just wait here, then?
Burada bekleyeyim mi, o halde?
Um, you know, if... if you just wait by the elevators,
Asansörün orada beklerseniz,
Just wait!
Sadece bekle!
Just wait, wait, wait, wait.
Bekle biraz, bekle, bekle, bekle.
Let's just wait for the outcome of Dobbs'post-mortem, eh?
Peder Dobbs'un otopsi sonuçlarını bekleyelim, ne dersiniz?
Just wait 3 days.
3 gün bekle.
We just wait for a helicopter?
Helikopteri mi bekleyeceğiz?
We could just wait until Ravi finishes his research.
Ravi araştırmasını bitirene kadar bekleyebiliriz.
I'll just wait here.
Ben beklerim.
Just wait for me.
Beni bekle.
Are you done yet? Just wait.
Daha bitmedi mi?
So Hyun, just wait a little longer.
So Hyun, biraz daha bekle.
Mom... just a little longer. Just wait a little longer. I'll be able to get a part-time job soon.
Anne biraz daha biraz daha bekle.
Just wait and see!
- Bekle de gör!
Just wait a little bit.
Biraz daha bekle.
Just wait a little while.
Biraz daha bekle.
So I'm sorry, but I can't just wait for you to make time to deal with this.
Kusura bakma ama şu an sana vakit tanıyacak halde değilim.
Just wait one second.
Bekle.
Jackson, I think... just wait, okay?
- Jackson, bence- - - Biraz bekle.
Oh, just wait until we've seen each other naked.
Birbirimizi çıplak görelim de önce. Acil buluşalım.
Just wait.
Bekle de gör.
Just wait a bit.
Birazcık bekle.
Go. The police are patrolling now, so just wait.
Polis şu an devriye geziyor, o yüzden lütfen bekleyin.
Okay, so I just wait for you to die, inherit the motorcycle, then ride it to your funeral. Axl!
Ölmeni bekliyorum, sonra motosiklet bana miras kalacak, binip cenazene geleceğim.
I should just wait for that special someone?
O özel kişiyi beklemeliyim değil mi?
Okay, just-just wait, h-hold on.
Tamam, durun biraz, bekleyin.
Just to wait for Dahe and Small.
Dahe ve Small`ı beklemek için durdum.
Fine. Just make sure you wait for the exchange.
Tamam ama değişimin gerçekleştiğinden emin olun.
I'll wait and eat with you. Goodness, you're just like my...
- Bekleyip seninle beraber yiyeceğim.
You just toss his dumb ass in the deep end, and you wait for him to sink.
Kıçını derine atarsın ve batmasını beklersin.
Wait, what-what just happened?
Durun ne oldu şimdi?
Oh, I'll just wait here.
Burada bekleyeceğim ben.
Wait a second - - what in the world did he just say?
Bir saniye. Bu adam ne dedi demin?
We just have to wait long enough for her...
Sadece yeterince beklemeliyiz onun...
Any clue why we don't just stay here and wait till they come back?
Neden burada kalıp dönmelerini beklemediğimizi açıklayabilecek olan?
But just so you know, you'll have to wait until after court.
Ancak şunu da bilin diye söylüyorum, duruşma sonrasına kadar beklemelisiniz.
Wait, you're just gonna turn and run?
Bekle, öylece dönüp kaçacak mısın?
Wait... what was that "Ah" just now?
Bir dakika... o "Ah!" neydi şimdi? Ne?
You said to wait just 3 days.
Üç gün bekle demiştin.
Please wait just a little longer.
Lütfen biraz daha bekleyin.
So, I'm just gonna sit here and... Wait for some divine intervention or whatever.
O yüzden burada oturacağım ilahi gücün kendini göstermesini bekleyeceğim.
Just trust me and wait.
- Bana güven ve bekle.
It's ingenious. Hire a mad man to unleash a catastrophic threat, and then wait just long enough for the world to panic.
Bir felaket tehdidini yayması için deli bir adam tut ve dünya panik olana kadar bekle.
Wait a minute. So you're telling me that you married a man who loves books, he looks just like the boy in the painting, and your name is Cynthia?
Kitapları seven bir adamla evli olduğunuzu bu resmin onun çocukluğuna benzediğini ve isminizin Cynthia olduğunu mu söylüyorsunuz?
Oh, wait, I just saw you yesterday.
Seni dün görmüştüm.
Wait. Just so we're clear, right,
Bi'dakka, şu işi bir açıklığa kavuşturalım.
I know, it's just... there's nothing we can do about it except... wait and pray, I guess.
Biliyorum, sadece dua edip beklemekten başka elimizden hiçbir şey gelmiyor sanırım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]