English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Just waiting

Just waiting traduction Turc

4,065 traduction parallèle
And I'm just waiting for her to realize the mistake she made.
Ve hatasını anlamasını bekleyeceğim.
And I'm just waiting around for my new husband to have a change of heart.
Ben sadece yeni kocamın kalbinin Değişmesini Bekliyor olacağım.
It's just waiting to come out.
Sadece ortaya çıkmayı bekliyor.
We've dwindled to six guys, while RICO and this psycho marshal circles us, just waiting for us to make the next bad move.
RICO ve şu manyak şerif etrafımızda, bir sonraki hatamızı beklerken topu topu altı üyemiz kaldı.
They're just waiting for me to leave so they can arrest me.
Beni tutuklamak için disariya adim atmami bekliyorlar.
He's in a constant search for validation'cause everyone's just waiting.
Bu değişmez bir şey ve... sürekli bir onaylanma içinde çünkü herkes bekliyor.
You know, they're constantly just waiting for it to stop.
Herkes bunun durmasını bekliyor.
Absolutely. I-I was just waiting for, uh, Windsor to come down, maybe catch him off guard.
Ben de Windsor'un dışarı çıkmasını bekliyordum onu hazırlıksız yakalayacaktım.
Yeah, see, that is exactly what I said, Lavon, but out of deference to Lynly's wishes, I was... I was just waiting for the right time.
- Ben de tam bunu söylüyordum Lavon Lynly'ye saygımdan, doğru zamanın gelmesini bekliyordum.
No, we were just waiting for you so we could get started.
Hayır, başlamak için sizi bekliyorduk.
Just waiting for Tony to go pick him up.
Onu gidip almak için Tony'yi bekliyorum.
I was just waiting for Harvard to come in with some sort of a douche-related insult.
Sadece Harvard'tan bir tane daha pislik olmamla ilgili hakaret bekliyordum.
I was just waiting for the right time.
Doğru zamanı bekliyordum.
Some guy was just waiting for me at school, said you won the lottery.
Adamın biri okulda beni bekliyordu, lotoyu kazandığını söyledi.
I'm just waiting for the right moment, okay?
Yalnızca doğru anı bekliyorum, tamam mı?
Just waiting for district four to come in.
Gelecek dördüncü bölgeyi bekliyoruz sadece.
I'm just waiting for that day.
Yalnızca o günü bekliyorum.
I had been tracking him for weeks, just waiting to get the guy alone.
Onu haftalardır takip ediyordum. Adamı yalnız başına yakalamak için bekliyordum.
You're just waiting for death.
Sen sadece ölümü bekliyorsun.
Just waiting on you, Hon.
- Seni bekliyorduk, tatlım.
I heard from her coordinator, they are just waiting for you to decline this offer.
- Ne? Menajerinden duyduğuma göre yalnızca senin bu teklifi reddetmeni bekliyorlar.
And you just sitting there waiting on the bus.
Siz de orada oturup otobüsü bekliyorsunuz.
I was just thinking, if we're waiting around, maybe we could swing by Marion's bowling party.
Düşünüyordum da eğer bekleyeceksek Marion'ın bovling partisine gidebiliriz.
But I can't just sit around waiting for someone I love to die because of my stupid mistake.
Ama sırf aptalca bir hata yaptım diye sevdiğim birinin ölmesini öylece oturup bekleyemem ki.
Were you waiting up just to kick me out of your life again?
Hayatından beni tekrar atabilesin diye beni mi bekliyordun?
It's not just that, I-I feel like you're waiting for me or something.
Sadece bu değil, sanki beni veya benden bir şey bekliyormuşsun gibi hissediyorum.
I'm telling you, Barry, it's just sitting there waiting to be grabbed.
Diyorum sana Barry, orada öylece çalınmayı bekliyor.
I was just another weak man waiting to get fired or evicted or killed.
Kovulmayı, tahliye edilmeyi ya da öldürülmeyi bekleyen herhangi biriydim.
He's just been waiting for a chance to kill us all, okay?
Hepimizi öldürmek için fırsat kolluyor, tamam mı?
Just wait in the waiting room.
Sakin olun lütfen. Bekleme odasında bekleyin.
I can't just sit here while I'm waiting for you to come back.
Artık burada oturup geri dönmeni bekleyemem.
You're just a worn-out guy waiting outside of an elementary school, trying to intimidate an assistant state's attorney.
Sen sadece bir ilkokulun önünde bekleyen devlet başsavcı yardımcısını korkutmaya çalışan yıpranmış bir adamsın.
I just keep waiting for things to get back to normal.
Sadece her şeyin normale dönmesini bekliyorum.
I'm just sick and tired of waiting for bells to go off.
Burada her şeyin yoluna girmesini beklemekten sıkıldım.
Just lost a patient, and now I am waiting for more bad news.
Hastamı kaybettim ve daha fazla kötü haber bekliyorum.
I wanted you to know that... I understand that this separation isn't just some... waiting period.
Bilmeni isterim ki bu ayrılığın bir bekleme dönemi olmadığını anlıyorum.
I'm waiting for this wave of love to wash over me, and it's just not happening.
Aşk dalgasının beni sarmasını bekliyorum. Olmuyor bir türlü.
Maybe you just got tired of waiting for that to happen naturally.
Belki doğal yollarla ölmesini beklemekten bıkmışsındır.
Someone just turned my office into Swiss cheese, and my girlfriend is waiting for me.
Birileri ofisimi İsviçre peynirine çevirdi ve kız arkadaşım beni bekliyor.
Every day, I'm waiting for Sunday to come, so it's just me and you, the whole day.
Her gün Pazar gününün gelmesini bekliyorum. Böylece tüm gün sadece sen ve ben olacağız.
But he said the guy's just sitting in the car like he's waiting for someone.
-... adamın arabasında oturduğunu söylediler.
no waiting, just toasting.
- Bekleme yok, kadeh kaldırma var sadece.
Just... waiting for my next witness.
Yalnızca, bir sonraki tanığımı bekliyorum.
Well, I just hate waiting.
Beklemekten nefret ediyorum sadece.
I really wish I could just hang out in the waiting room smoking cigars with the other dads.
Keşke diğer babalarla birlikte bekleme odasında sigara içebilseydim.
I've just been waiting.
Bekliyordum.
What if mary's just moving From one waiting game to another?
Ya Mary bir beklme oyunundan diğerine gidiyorsa?
It's just stupid for me to sit around waiting for him to get hit by a car.
Böyle boş boş oturup, ona araba çarpmasını beklemek aptalca.
... vomit down her front, her legs in the air, waiting for someone to pick her up - and that was just her 18th birthday party!
... önü kusmuk içindeydi, bacakları havadaydı, birinin onu alması için gelmesini bekliyordu - ve bu onun 18. yaşgünü partisiydi
That's right, and this is my own People magazine from home and not from your waiting room just now, and why did you cancel the Christmas Carnival?
Aynen öyle ve bu evimdeki kendi People dergim. Senin bekleme odandan almadım yani. Ne diye Noel Karnavalını iptal ettin?
Let's not talk about me leaving or you waiting for me then. Let's just think about us.
Şuandan itibaren gitmek ve beklemek laflarını etmeyip sadece ikimizi düşünelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]