Let it pour traduction Turc
33 traduction parallèle
- If it's gonna rain, let it pour
- "If it's gonna rain, let it pour"
Never say when Never stop at plenty
"Never say when Never stop at plenty " If it's gonna rain, let it pour
"Let it pour"
"Yağması için ona izin ver."
Let it pour, big guy.
Boşalt içini, koca adam.
# Let it pour What we have is worth fighting for
Bırak üzerimize aksın Yaşadığımız, mücadeleye değer
♪ Let it pour ♪
# Bırak aksın #
Jamie, champagne all round. Let it pour.
Jamie, herkese şampanya su gibi aksın.
Pour it out and let's drink to your carpenter Patron Saint!
Haydi doldur da senin marangoz azizine içelim!
Let's pour it in him.
Ateş edin.
And of course they will let you pour petrol all over them and then Watch you put a match to it.
Tabii ki onlar bütün benzini üstlerine dökmene izin verecekler ve sonra yaptıklarını seyredeceksin.
Let me. It's lucky to pour your own wine.
Kendi şarabını koymak uğur getirir.
Let me pour some axle grease on it.
Dingili yağlamak lazım.
Hey, you guys, let's go make some acid and pour it on the sidewalk.
" Hey beyler, hadi gidip biraz asit yapalım ve kaldırıma dökelim.
Pour it on and let's hope we get to the jumpgate before they close the distance.
Bu yüzden onlar arayı kapatmadan atlama kapısına ulaşabilmeyi umalım.
- Let me pour it.
- Hayır, bana bırak.
Let me do it! - I'll pour it.
- Bana bırak.
- Let's go pour it on, Petey.
- Gidip onlara günlerini gösterelim, Petey.
It's going to pour with rain. Let's find somewhere to sleep right away.
Yağmur bastırıncaya kadar, kalacak bir yer bulalım.
Okay, now let's say I put a lean cuisine in a blender and I pour some beer on it.
Diyelim ki etsiz bir porsiyonu blendıra koydum ve üzerine bira ekledim.
Let's just pour it.
Boşaltalım işte.
- Here, let me just pour it for you.
- Ben doldurayım.
Let's add shit to the piss let's pour it in his mouth!
Hadi sidiğine bok ekleyelim, hadi bunu ağzına boşaltalım!
Pour some gravy on it, let the coyotes do the rest.
Üstüne de et suyu döker, gerisini de çakallara bırakırdım.
Let's pour it out.
Dökelim gitsin.
Let me just pour it for you.
İzin verin de doldurayım.
Don't pour it, mom, let go!
Dökme anne bırak!
Pour this sucker in and let's get it in the oven.
Bu şeyi içine dök ve fırına atalım.
Let me pour it on your face and your clothes and your hair!
- Olmaz! - Dur yüzüne, üstüne ve saçına dökeyim!
Let me sign my deal, pour my heart out to the special master, and get it over with.
Bırakın da anlaşmamı imzalayayım özel amire içimi dökeyim ve şu işi bitireyim gitsin.
She's gonna open that door and let it all just pour through.
Kapıyı açacak ve hepsi de direk içeri üşüşecek.
Congressman, it's me, Min-woo. Let me pour you a drink.
Meclis üyelerimle kadeh kaldırmak için geldim.
let it snow 35
let it shine 32
let it go 1247
let it be 131
let it burn 19
let it out 172
let it all out 51
let it ride 21
let it happen 23
let it ring 34
let it shine 32
let it go 1247
let it be 131
let it burn 19
let it out 172
let it all out 51
let it ride 21
let it happen 23
let it ring 34