Life insurance traduction Turc
857 traduction parallèle
I sold Bertie his life insurance.
Bertie'ye hayat sigortasını ben satmıştım.
Now, Monsieur La Valle, as for Madame Colet's life insurance, it totals one million francs.
Madam Colet'in hayat sigortasına gelirsek Mösyö La Valle... toplam bir milyon frank tutuyor.
- l want to get my life insurance policy.
- Hayat sigortası poliçemi alacağım.
Funny thing, Gabby. His life insurance for $ 5000 is made out to you.
Gabby, 5000 dolarlık hayat sigortasını sana bıraktı.
Pardon me, Gentlemen. I represent Jupiter Life Insurance.
Jüpiter Hayat Sigortalarını temsilen buradayım.
This way, she don't even get no life insurance.
Şimdi sigorta parası bile alamıyor.
Bragana had life insurance.
Bragana'nın hayat sigortası varmış.
Insurance... life insurance?
Sigorta... hayat sigortası mı?
Oh, just like life insurance?
Ooo, hayat sigortası gibi?
Well, I get darn sick of trying to pick up after a gang of fast-talking salesmen... dumb enough to sell life insurance to a guy... who sleeps in the same bed with four rattlesnakes.
Dört çıngıraklı yılanla yatan bir adama sigorta yapacak kadar aptal hızlı konuşan satıcı çetesi beni hasta ediyor.
Even his life insurance all goes to that daughter of his.
Hayat sigortasını bile kızına ödenecek şekilde yaptı.
I have some life insurance, a $ 1 5,000 policy.
Hayat sigortam var. 15.000 dolarlık poliçe.
Nothing but a miserable little $ 500 equity in a life insurance policy.
500 dolar değerinde bir hayat sigortası dışında hiçbir şey.
Old Mair couldn't sell life insurance to a ghost.
Yaşlı Mair hayalete bile hayat sigortası satamaz.
This year I mortgaged the ranch so I could keep up my life insurance... so I could borrow on my insurance...
Bu yıl, hayat sigortamı devam ettirmek için çiftliği ipotek ettirdim.
You're willing to put up the money as life insurance, that if the world ends, you'll be among the few to reach this new world.
Paranı bu işe hayat sigortan olarak koymaya isteklisin. Alacak olduğun garanti bu yeni dünyaya ulaşma şansına sahip olan az sayıdaki insanın arasında olmak olacak.
You're our life insurance.
Sen bizim hayat sigortamızsın.
Frankie carry any life insurance, Mrs. Neall?
Frankie'nin hayat sigortası var mıydı, Bayan Neall?
Mr. Lagana is an excellent life insurance agent.
Bay Lagana kusursuz bir hayat sigortacısıdır.
It was Dreyer's life insurance.
Dreyer'ın hayat sigortasıydı.
Your wife has mysteriously disappeared... and you have a $ 25,000 life insurance policy.
Karınız gizemli bir şekilde kayboldu ve sizin 25,000 Dolarlık hayat sigortanız var.
He applied for his life insurance only five years ago.
Babam hayat sigortası yaptıralı beş sene oldu.
And you can check with the most critical authorities of all... Greg's life insurance underwriters.
Ve ayrıca Greg'in hayat sigortasını hazırlayan sigortacılardan da kontol edebilirisin.
She did away with nine patients... for the life insurance, with almost as many different poisons.
Her çeşit zehri kullanarak hayat sigortaları için dokuz kişiyi öldürmüş.
It's my wife's life insurance policy.
Karımın sigorta poliçesi.
Oh, the draft board, the Navy, a life insurance physical.
Askeri mülâkat, Deniz Kuvvetleri, bir de hayat sigortası muayenesi.
I sold lighters, washers, curling irons, ties... and even life insurance.
Çakmak, ütü, kravat, saç maşası hatta hayat sigortası bile sattım.
Oh, Consonancy Life Insurance.
- Şu sigortacı adam mı?
They have life insurance. If one dies, the other one makes a lot of money.
Belki de öldürüp bütün paralara konmak istemiştir.
Life insurance, Inspector.
Hayat sigortası Komiser.
Life insurance.
Hayat sigortası.
The 50 thou, the old boy's life insurance.
50 bin, eski kocanın yaşam sigortası.
Your fear that I's secret take in my grave... is the best life insurance I can wish.
Benim gizli olduğum korkusu benim mezarımı alıyor... İsteyebileceğim en iyi hayat sigortası.
With the 1.5 million yen from my life insurance, construct a tomb for me and my husband.
Hayat sigortamın 1.5 milyon yen'iyle kocamla bana bir mezar inşa edilsin.
In a moment, your husband will finally have life insurance.
Yakında kocan senin faydalanman için, hayat sigortası yaptıracak.
the life insurance policy you sent me.
Yani masamda, bana gönderdiğin hayat sigortası bulunuyor.
I've been in touch with you About the, uh, life insurance.
Hayat sigortası için sizinle konuşmuştum.
Well, to recap : about a year ago your husband took out a life insurance policy at our Athens office with you as the beneficiary and you have stated you know nothing about it.
Özetle, kocanız bir yıl önce Atina büromuzda, sizin hak sahibi olduğunuz bir hayat sigortası yaptırmış ve siz bundan haberiniz olmadığını belirttiniz.
You're here to cash in Kurt's life insurance :
Buraya Kurt'un hayat sigortasını tahsil etmeye geldin :
And did your wife, by any chance, have life insurance?
Peki karınızın hayat sigortasını da yaptınız mı?
First of all, find out if he took out life insurance on his wife.
Önce, karısına hayat sigortası yapmış mı yapmamış mı öğrenin.
It's the fear of facing two fried eggs alone some night,... with no TV and no life insurance.
Yaşam sigortası ve televizyon olmadan yapayalnız, iki pişmiş yumurtayla yüzleşme korkusu.
Better than selling life insurance, isn't it?
Sigorta pazarlamacılığından iyidir, değil mi?
Life insurance?
Sigorta mı?
I'm Johnson of American Life and Accident Insurance.
Ben, Amerikan Ferdi Hayat Sigortası'ndan, Johnson.
A chambermaid saves his life, and he's grateful enough to leave her his insurance.
Bir kat hizmetçisi hayatını kurtarıyor... o da minnettarlığını göstermek adına sigorta nafakasını ona bırakıyor.
That brand-new $ 10,000 insurance policy Nick Smith took out on his life.
Nick Smith'in yaşam sigortası poliçesi, yepyeni, tam 10 bin dolarlık.
His life, his work and all the events after he went to the insurance office to raise money on your policy.
Hayatı, işi ve poliçenizden para çekmek için sigorta ofisine gittikten sonra olan tüm olaylar.
I know facts like this because I work for an insurance company, Consolidated Life.
Bunları biliyorum çünkü Birleştirilmiş Yaşam adlı bir sigorta şirketi için çalışıyorum.
By an insurance company who would have had to pay a lot more... if the General had lost his life.
General'in ölmesi durumunda daha fazla ödeyecek olan bir sigorta şirketinden.
The insurance guy told me that you took out a... a life-insurance policy on his life. $ 1 million?
Sigortacı bana dedi ki, ona bir yaşam sigortası satın almışsın. 1 milyon dolarlık.
insurance 186
insurance policy 26
insurance fraud 22
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30
insurance policy 26
insurance fraud 22
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life sucks 30