Like father traduction Turc
6,799 traduction parallèle
Like father, like daughter.
Babasına bak, kızını al.
Like father, like son.
Armut gerçekten de dibine düşüyormuş.
You see, Finn like Father, you've always despised our supernatural existence.
Tıpkı babamız gibi, Fin doğaüstü varoluşumuzu her daim hor gördün.
Like father.
Babam gibi.
Like father, like son!
Oğlu da babası gibi!
I know what it's like to grow up without a father.
Babasız büyümenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
Your father was wiped out by the crash of'29, and you would have done anything to get back to a home like this.
Senin baban 1929 yılındaki bir araba kazasında hayatını yitirdi ve sen de böylesi bir eve geri dönebilmek için elinden geleni ardına koymazdın.
You have the sickness like your father had before you.
Babanın hastalığı sende de var.
To think, I wasted all my hopes and dreams on another no-good drunk, like his father.
Düşünüyorum da, bütün umutlarımı ve hayallerimi işe yaramaz bir ayyaşa daha yatırmışım, aynı babası.
And that means my father doesn't like him.
Bu demek oluyor ki, babam ondan hoşlanmaz.
What's his relationship like with his father?
Babasıyla ilişkisi nasıl?
Like my father.
Babam gibi.
So when you say he's guilty like you're so sure just because you read the case file, who say my father is guilty and I'll hate you for that.
Yani, sadece dosyasını okuyup onun suçlu olduğundan emin olduğunu söylediğin zaman aslında babamın da suçlu olduğunu söyledin ve bu yüzden senden nefret ediyorum.
Bad luck, just like his father.
Sen kötü şansın, aynı babası.
What kind of father sends his daughter into harm's way like that, Alan?
Ne çeşit bir baba, kızını böyle tehlikeli bir durumun içine sokar, Alan?
Or are you going to keep it a secret from me like your father's heart attack?
- Kimdi öyleyse? Yoksa bunu da babanın kalp krizi geçirdiğini sakladığın gibi saklayacak mısın?
You look just like your father.
Tıpkı babana benziyorsun.
All an elaborate trap that you knew I would fall for because I trust you like a father.
Hepsi yutacağımı bildiğin bir tuzak içinmiş. Çünkü sana babam gibi güveniyordum.
Oh, God, I sound just like my father when I was a teenager.
Aynı ben gençken babamın konuştuğu gibi konuştum.
I didn't go to Milton Academy like your father.
Baban gibi Milton Akademi'ye gitmedim ben.
Others, like my father, say that they desire nothing less than the destruction of all mankind.
Digerleri, mesela babam, isteklerinin bütün insanligin yok olmasindan farkli olmadigini söylüyor.
I really like her dad, and we cannot date a father / daughter combo!
Babasından gerçekten hoşlanıyorum ve biz baba kız kombosu yapmayacağız!
Asher, he's got his father, and Wes, I don't know, but it seems like Annalise likes him.
Asher'ın babası var. Wes'i bilmiyorum ama görünüşe göre Annalise seviyor onu.
" Though he is not as father as you like.
"Senin gibi bir baba değil ama."
Like I said... I'm a father, too.
Dediğim gibi, ben de babayım.
Molly : What kind of father sends his daughter into harm's way like that, Alan?
Ne çeşit bir baba, kızını böyle tehlikeli bir durumun içine sokar, Alan?
All of my efforts to keep this family concealed, and yet debauchery like this has led father directly to us.
Ailemizin yerini gizli tutmak adına verdiğim tüm çabalara rağmen bu sorumsuzluk yüzünden babam bizi eliyle koymuş gibi buldu.
My father and my brothers fought like all the men had to.
Bütün erkekler gibi, babam ve kardeşlerim de savaştı.
Father, of course, slaughtered and consumed his own. Whereas you, you became pretentious and dull, much like this meal.
Babamız kendi türünü kılıçtan geçirip soyunu tüketti oysa sen gösterişçi ve sıkıcı bir hâl aldın.
What was that, a lie? Just like that ghoulish atrocity outside claiming to be my father back from the dead.
Yoksa bu da babam olduğunu söyleyip yeniden doğduğunu iddia eden adam gibi mide bulandırıcı acımasız yalanlarından biri miydi?
Our father woke up drunk and said, "Kublai, why are you grinding borts like a girl, when you should be out hunting deer?"
Babamız sarhoş bir şekilde uyanıp "Kubilay, neden kadınlar gibi kömür topluyorsun karaca avlamak için ne zaman dışarı çıkacaksın?" demişti.
Guilty of genocide, just like his father.
Soykırım suçlusu, aynı babası gibi.
- Sounds like you have the gift of his father.
- Görünüşe göre babanın bir hediyesi.
You'd think with a father like that Atticus would have a more Jewish name.
Böyle bir babayla Atticus'ın daha Yahudivari bir adı olmasını bekliyordun sanırım.
Oh, I'd like William Mason's father to have a good place.
William Mason'ın babası için iyi bir yer ayarlansın.
Dad's father's like a king.
Dedem bir kral gibi.
Live with this obscene privilege and pretend like there's no price to any of it, or protest on the streets against my own father.
Ağza alamadığım bu ayrıcalıkla, hiçbir bedel ödemiyormuşum gibi ya da sokaklarda öz babamı protesto etmiyorlarmış gibi yaşayacağımı sanırdım.
I want to be great hero like my father.
Ben de babam gibi büyük bir kahraman olmak istiyorum.
I-I didn't want my brother to be like my father, so... so let's not make the same mistake as our parents.
Kardeşimin babam gibi olmasını istemedim. O yüzden babamızın yaptığı hataları yapmayalım dedim.
Your father would be so happy... to see his two sons working together like this.
Baban iki oğlunun böyle birlikte çalıştığını görse çok sevinirdi.
And like my father said, I have to do everything I can to protect him.
Babamın dediği gibi onu korumak için her şeyi yapmalıyım.
Just like Yoon Kang's father.
Aynı Yoon Kang'ın babası gibi.
I answered quietly,'father, if I become a father, have a kid like me then I'll understand what it feels like to be you.'
Baba, bir baba olursam benim gibi bir çocuğum olur. O zaman senin gibi olmak nasıl bir şeymiş anlardım.
How could Father just desert us like this?
Babamız nasıl bizi bu şekilde terk eder?
My father lost our money when I was 13, and I-I found out what it was like to struggle, so instead of pursuing my dream, I chose this...
Babam bütün paramızı kaybettiğinde 13 yaşındaydım ve mücadele etmenin ne demek olduğunu öğrendim ben de hayallerimin peşinde koşmaktansa bunu seçtim...
Like, if we were anywhere else, anywhere away from your father, you know, we'd be...
Eğer başka yerde, babandan uzakta başka bir yerde olsaydık... - Bilirsin işte, biz...
- You went to my father, spoke to him like a little snake, hmm?
Babama gittin ve küçük bir yılan gibi onunla konuştun.
His life is more like an unfulfilled dream. He had to take care of his father's business at a young age..
Hayatı daha çok gerçekleşmeyen hayallerle doluydu.
He's like your father, dear.
O senin baban sayılır, canım.
We're like your father.
Biz senin baban yaşındayız.
The attacks look like a father-son assassination team.
Saldırılara bakılırsa baba-oğul bir suikast takımı kurmuşlar.
father 10424
fathers 85
father of the year 25
father brown 114
father and son 35
father jack 19
father christmas 18
father beocca 17
father abbot 27
father quinn 28
fathers 85
father of the year 25
father brown 114
father and son 35
father jack 19
father christmas 18
father beocca 17
father abbot 27
father quinn 28
father crilly 18
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like my father 47
like a virgin 32
like you mean it 28
like a dream 34
like a bird 44
like me 894
like a 442
like a baby 70
like a princess 21
like your brother 20
like an angel 29
like your dad 19
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like an angel 29
like your dad 19
like you and me 45
like i said 2538
like i told you 172
like you told me 16
like i care 29
like always 190
like you 1448
like you said 759
like hell 158
like yours 81
like us 230
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32
like you used to 18
like a fool 55
like hell 158
like yours 81
like us 230
like it or not 353
like the sun 18
like a cat 27
like your mother 32
like you used to 18
like a fool 55