Long story short traduction Turc
451 traduction parallèle
To make a long story short, a member of the nouveau poor.
Uzun hikayenin kısası, sonradan fakirleşenler sınıfından biri.
To make a long story short, Lionnet now belongs to us.
Uzun lafın kısası, artık Lionnet bizim.
I ate everything the doctor forbade, and then... well, to make a long story short... shall we say, I fell asleep without realizing it.
Doktorun yasakladığı tüm şeylerden yemiştim ve sonra şey, uzun lafın kısası şöyle diyeyim, farkına varmadan uykuya daldım.
To make a long story short he arrives at the busiest time of the morning absolutely the busiest time and he says to me "jim, i've got an opportunity to corner..."
Neyse, uzun lafın kısası, sabahın en yoğun saatinde kesinlikle en yoğun saatinde geldi ve bana " Jim, elime çok iyi bir fırsat geçti- -
Make a long story short.
"Hikayeyi kısa kes"
To make a long story short... genius took the law school admission's test... but didn't score high enough to get into Harvard.
Dahi arkadaşım, hukuk fakültesi giriş sınavına girdi... Fakat, Harvard'a girmek için yeterli puanı alamadı.
To make a long story short six hours after they met...
Uzun hikayeyi kısa keselim. Tanıştıklarından altı saat sonra... Leydi Hazretleri aşık olmuştu.
We'll know tomorrow if they'll have to operate, and to cut a long story short, we don't have any, no.
- Röntgen çekmişler... ameliyata yarın karar verecekler... kısa kesmek gerekirse, hiç kerevizimiz yok, evet.
I'll make a long story short for you.
Ben özetliyorum tabii.
Shall I make a long story short?
Size kısaca uzun bir hikaye anlatayım mı?
To make a long story short,
Uzun lafın kısası,
To make a long story short, owing to you we have all evil in the world, staring from religious wars and ending with uterine cancer.
Uzun lafın kısası, dini savaşlardan rahim kanserine kadar dünyadaki tüm kötülükler sizin suçunuz..
- To make a long story short...
- Uzun lafın kısası...
So to make a long story short, a man had to set his leg that night.
Uzun lafın kısası birisi, o gece bacağını uzatmak zorunda kaldı.
To make a long story short I fell in love.
Uzun hikayeyi kısaltırsak ben aşık oldum.
To make a long story short, a couple had ordered a design for their anniversary.
Uzun lafın kısası, zengin bir çift evlilik yıldönümleri için bir plan ayarlamış.
- To make a long story short, no.
- Uzun lafın kısası, hayır.
To make a long story short : Peter started to run and run and run...
Peter koşmaya başladı koştu koştu...
I'm afraid, Miss O'Neil... my son ran this ad... and, uh, long story short, I need a nurse for my son.
Bu ilanı oğlum vermiş. Ve. Uzun lafın kısası, oğluma hemşire arıyorum.
To cut a long story short, I think I'll wash up and go to bed.
- Evet, kesinlikle maliyecileri.. Uzun lafın kısası ; .. şöyle bir temizlenip yatacağım..
" Officer, to make a long story short, we had this guy over for dinner.
Ne yani? " Uzun sözün kısası memur bey, bu adamı yemeğe davet ettik.
Okay. So - So to make a long story short - when we leave here tomorrow, I want you to come with us.
Pekala, kısa kesmek gerekirse yarın buradan ayrılırken bizimle gelmeni istiyorum.
To make a long story short, they've all become close.
Hikayeyi kısaltmak gerekirse, onlar iyice yakınlaştılar.
- Well, to cut a long story short...
- Kısaca anlatmam gerekirse- -
To make a long story short...
Uzun lafın kısası...
I'll make a long story short.
Ben özetliyorum tabii.
- To make a long story short we can't find it, because we can't see it.
- Uzun lafın kısası onu bulamıyoruz, çünkü göremiyoruz.
Okay, long story short -
Tamam. Sözün özü...
Well, to make a long story short, I decided the best way to prove that humans were the equal of Vulcans was to challenge him to a wrestling match.
Lafı uzatmayayım, insanların her açıdan Vulcan'larla eşit olduğunu kanıtlamanın en iyi yolunun, ona güreşte meydan okumak olduğuna karar verdim.
Uh, long story short, they have a sarcophagus.
Uh, uzun hikaye, onların bir taşmezarı var.
Long story short.
Kısa kesecek olursam.
Pray tell. Oh, long story short, I had this chance encounter that yielded a little clarity.
- Uzun lafın kısası, bazı seyleri açıklığa kavuşturma fırsatı yakaladım.
Okay, long story short.
Pekala, uzun lafın kısası.
So anyway, long story short, we picked up some English muffins on the way home and threw the wonder bread right in the trash.
Uzun lafın kısası, yoldan çörek alıp Harika Ekmeği çöpe attık.
Long story short, my "old lady" was -
Uzun lafın kısası, karımın başına...
To make a long story short, while she was supervising the unloading of her bags,
Uzun lafın kısası, indirilen valizlerinin başında dururken
Anyway, long story short,
Her neyse, uzun lafın kısası sanırım hamile olabilirim.
OK, long story short, he dumped me.
Kısaca özetlersek, vazgeçti.
Long story short, he lost both his gumballs.
Kısaca özetlersek, iki cevizi de aldılar.
Long story short- - section 4, row A.
kısım dört, A sırası.
Long story short... these are caps! All caps.
Uzun lafın kısası, bunlar kaplama, hepsi kaplama.
But you know what, here's a nice little phrase you might wanna learn in the future, it's called "Long story short."
İleride öğrenmek isteyebileceğin bir deyim var : "Uzun lafın kısası."
Long story short.
Kısacası :
Six inches forward, five inches back I got a- - I got an angry inch Long story short.
6inç dışarı, 5inç içeri artık, artık kızgın 1inç'im var uzun lafın kısası :
Yeah, long story short- - when I woke up from the operation, I was bleeding down there.
evet, uzun lafı kısası- - operasyon sonrası, ayıldığımda, kanıyordum.
No, it's a short story. It's been going on for a long time.
Hayır aslında kısa hikâye ama uzun zamandır devam ediyor.
I had just come out of a long siege with a short story.
O'nun hikayesi aslında kısaydı.
You want to hear a long, boring story about a short, boring woman, or you want your car fixed?
Kısa ve sıkıcı bir kadın hakkında uzun ve sıkıcı bir hikaye dinlemek mi istersin yoksa arabanın kurulmasını mı?
Well, to make a long story short,
Uzun lafın kısası ben maskara oldum senin de ecelin geldi.
Do you want the long story or the short one?
Uzun hikayeyi mi, yoksa kısa hikayeyi mi istersiniz?
I've been having a long chat with Susan about this being faithful to dead aunt thing, and, well, to cut long story short, she was being an idiot.
Uzun lafın kısası, aptallık etti.
long story 372
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shorts 41
short 461
shorty 285
shortly 55
shortstop 18
shorter 26
short hair 23
short round 22
short answer 29
shortcut 20
short and sweet 29
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short version 22
shortly after 26
long island 52
long live the king 168
short and sweet 29
short notice 16
shortness of breath 58
short of that 17
short for 27
short version 22
shortly after 26
long island 52
long live the king 168
long live the queen 48
long night 48
long time no see 414
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long live the emperor 20
long legs 25
long john 18
long hours 24
long night 48
long time no see 414
long time 721
long hair 55
long may she reign 18
long live the emperor 20
long legs 25
long john 18
long hours 24
long live 36
long live liberty 21
long day 136
long life 29
long gone 44
long way 22
long overdue 19
long enough 113
long shot 24
long time ago 200
long live liberty 21
long day 136
long life 29
long gone 44
long way 22
long overdue 19
long enough 113
long shot 24
long time ago 200
long distance 42
long way from home 17
long before 16
long ago 228
long term 23
long years 26
long walk 16
long way from home 17
long before 16
long ago 228
long term 23
long years 26
long walk 16