Lt's nothing traduction Turc
168 traduction parallèle
Nothing. lt's nothing. Darling, what's wrong?
Sevgilim, sorun ne?
- lt was nothing at all. - lt's clearing up, I think.
Hava açıyor galiba.
It's nothing. lt's only
Yok birşey. Sadece...
- lt's just a cold. - The doctor says it's nothing serious.
- Doktor mu geldi?
I'm sorry about our- - lt's all right. lt was really nothing.
Üzgünüm, aramızdaki... Sorun yok. Gerçekten birşey değil.
- lt's nothing.
- Önemli değil.
- lt's got nothing to do with Junior.
- Bu, Junior ile alakalı bir şey değil. O, her kimse
You won't have any trouble, no matter what Doc told you, no matter what the whispers, nothing you can't handle.
Doc'un sana anlattıklarından Hiç sorun çıkmayacak, Fısıltılar ne derse desin, size birşey yapamazlar.
He's broke. lt cost nothing.
Beş parası yok. Bedava gibi bir şey.
Maria has nothing to do with what happened. lt's all nonsense!
Burada olanlarla Maria'nın hiçbir alakası yok. Bütün bunlar saçmalık!
- Lt's nothing.
- Ciddiye alma.
No, it's nothing, really. lt's nothing.
Hayır, bir şey yok. Hiçbir şey yok.
Pass the word back : no talking, no whispering, no nothing, just walk quiet. Mm.
- Konuşmak yok, fısıltı yok, hiçbir şey yapmayın- -... sadece sessiz yürüyün.
- No, no. lt's nothing.
- Hayır. Önemli bir şey değil.
There was nothing. There was no flash of light, nothing!
Hiçbir şey yoktu, bir ışık parıltısı, hiçbir şey.
- lt's nothing.
- Mühim değil.
- Ooh, nothing, Ma. lt's all right.
- Hiçbir şey anne. her şey yolunda.
The answer is no. lt's nothing against you, but the answer is no.
Cevabım hayır. Yanlış anlama ama cevabım hayır.
Plus one Dutch SS battalion - nothing.
Bir tabur da Flaman Nazisi. Sinek vızıltısı.
Nothing. lt's good.
Hiçbir şey. Güzel.
Waitingfor2 days is nothing. lt's because not onlyfood andwine are the best, even fruits are chosenfromthe bestinthe world!
3 gün beklemek bişey değildi. Çünkü.. sadece yemek ve şarap en iyisi değil, meyveler bile Dünyanın en iyi yerlerinden seçilmiş!
And don't do anything to me, lt's really nothing,
Uzun bir aradan sonra tekrar karşılaştığımızda, birbirimizi ne kadar farklı selamlamıştık. Öyle değil mi? Neyse...
The bread shortage has nothing to do with the war. lt's a ploy...
Ekmeği depolamalarının savaşla ilgisi yok. Bu sadece bir numara.
" Some marriages may start off unhappiIy... lt's wrong to assume marriage will bring nothing but happiness
"Bazı evlilikler mutsuz başlayabilir... " Evliliklerin mutluluktan başka bir şey getirmeyeceğini sanmak yanlıştır.
That Maldor's nothing but a flash in the pan.
Maldor parıltılı bir Pan * dan başka bir şey değil.
That's nothing. lt's child's play compared to that big mole you got on your neck.
O ne ki? Boynundaki büyük ben ile karşılaştırıldığında çocuk oyunu kalır.
Nothing. lt's...
Hiçbir şey.
No, no. lt's nothing, really.
Hayır, hayır. Yok birşey, gerçekten.
- lt's nothing.
- Yok bir şey.
No. lt's nothing.
Hayır, bir şey yok. Şanslısın.
When you have nothing else to sell... lt's easy to be all high and mighty.
Ben bunu yaptım. Satacak başka şeyin yoksa...
Because nothing brings out the lustre of original records better than intense, searing heat.
Orijinal plakların ışıltısını yüksek ısıdan daha iyi ne çıkarabilir ki?
I gave her an ultimatum, and there's nothing I can do. lt's a machine.
On ultimatom verdim, ve yapabilecek bişey yok. Hepsi kayıtlı.
There's nothing I like better than the glow of murder in a young fella's eyes.
Hayatta en sevdiğim şey... bir delikanlının gözündeki cinayet pırıltısıdır.
- lt's nothing to do with me.
- Benimle ilgisi yok.
Nothing. lt's perfect.
Olur. Harika.
God, no, nothing like that. lt's just that we've been shopping all day and I still don't know what to do about Mr. Hall.
Hayır, Bay Hall konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
- Let me handle this. lt's nothing.
- Ben hallederim. Bu birşey değil.
- lt ´ s nothing.
- Yok bir şey.
'l figured if I went on your show, I had a pretty good chance of getting it back.'lt's obvious you know nothing about this show, or how to treat women.
Canlı yayında söylersem belki geri alırım diye düşündüm. Bak Vinnie, bence sen bu programı hiç tanımıyorsun. Kadınlar nasıl davranacağını da bilmiyorsun.
- lt's nothing!
- Bir şey olduğu yok!
- lt's nothing.
- Önemli bir şey değil.
I don't know. lt's probably nothing.
Bilmiyorum. Sanırım hiçbir şey.
- lt's got nothing to do with this.
- Bunun konuyla hiç alakası yok.
For now, there's nothing about this contest I love. lt's beautiful.
Şimdilik, bu yarışmayla ilgili sevdiğim hiçbir şey yok. Çok güzel.
lt`s nothing. lt`s all off.
Hiçbir şey. İptal edildi.
Nothing. lt's just... lt's everywhere I look now.
Yok bir sey ama... Her yerde buna rastliyorum.
Nothing. lt's just...
Bir şey yok. Sadece...
Nothing. lt's just...
Yok birşey. Yine de...
Nothing like a fire to keep away the blistering heat.
Bayıltıcı sıcağı unutturmak için harlı bir ateşten iyisi yoktur.
- Nothing. lt's just... unusual.
- Hiç. Sadece alışılmadık.
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127
nothing so far 85
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109
nothing like that 311
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127
nothing so far 85
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109
nothing like that 311