My rock traduction Turc
1,226 traduction parallèle
God is my rock, but he can't stop the thoughts from flooding my head, the memories from flowing.
Tanrı benim dayanağım, ama kafamdan düşüncelerin geçmesini engelleyemiyor, anılar akıp duruyor.
Hey, Bart, I fixed my rock tumbler.
Bak, Bart, taş yuvarlayıcımı tamir ettim.
Now get off my rock.
Şimdi benim kayamdan kalk.
"Where's my rock, bitches?"
"Malım nerde, kaltaklar?"
Surrender now, and I might be persuaded to find a nice rock to dump the rest of you on, after you remove your parasites from my crew, of course.
Şimdi teslim olursanız geri kalanınızı güzel bir kaya parçasına atmayı düşünebilirim. Tabii ki parazitleri mürettebatımdan çıkarmanızdan sonra.
Okay, all I need are my sea friends and little shiny objects and to lay on a rock and comb out my hair.
Bütün ihtiyacım olan denizdeki arkadaşlarım ve küçük parlak objeler ve bir kaya üzerinde saçlarımı taramak.
- That's my rock star.
- İşte benim yıldızım.
" O my dove, That hides in the clefts of the rock,
" Kaya kovuklarında...
She and her friends threw a rock through my window.
Birkaç arkadaşıyla birlikte pencereme taş attılar.
Ah, see, cool people know that he's more than a mellow hippie-dippy folkie, that he actually wrote some of Nico's best songs and was in fact her lover before he bored us with "Doctor My Eyes." That will separate the poseurs from the non-poseurs.
- Bu işten anlayan insanlar, onun basit bir " folk-rock şarkıcısı olmadığını bilir. Niko'nun en iyi birkaç şarkısını o yazmış. Onun sayesinde bu işi bilenlerle bilmeyenleri ayırt edeceğim.
I plan to be buried with all the good CDs and my'rock star'belt.
Hem iyi CD'lerim ve rock yıldızı kemerimle gömülmeyi planlıyorum.
I can't have my office reeking of rock.
Odamda kokain kokusu istemiyorum.
Well, you're very sweet, Mick. But the only rocking I wanna do is in my living-room chair surrounded by the world's greatest backup group, my family.
Çok iyisiniz Mick ama ben sadece oturma odamın sandalyesinde sizin gibi rock yapmak istiyorum.
That's my dad's address rock!
Bu babamın adres taşı!
- I can't believe in all the time I've known you that I've had to say this twice but my penis doesn't enjoy being sung to - Hey now, you're a rock star--
Rock yıldızısınız...
Yeah, for my friend who rocks.
Evet, Rockı seven arkadaşlarım için.
I mean, I have shot rock stars politicians, movie stars, my own vagina and this is the first time anyone has ever ever asked me for a re-shoot
Onu bize önemli gelen değerlerle yetiştirirdik. Diğer insanların görüşlerine saygı duymayı öğretirdik bizimkilerden farklı olanlara hariç tabii.
Well, my wife has me between a rock and a hard place.
Karım beni iki arada bir derede bıraktı.
When I got my new laptop I had to throw out all my files of rock'n'roll lyrics.
Yeni laptop aldığımda, rock'n'roll şarkı sözlerimi atmam gerekti.
You thinking, maybe if I jump, maybe if I find a rock to match my weight...
"Belki zıplarsam, belki kendi ayağımda bir kaya bulursam..." diye düşünürsün.
When I look under a rock, my gut reacts to what I see.
Bir taşın altına baktığımda gördüğüm şeylere midem tepki verir.
"Thou art Peter, and upon this rock, I will build my church."
"Sen Peter'sin, ve bu kayanın üzerine kilisemi inşa edeceğim."
"You rock me." "You rock my world." What- -?
"Siz beni salladınız." "Dünyamı salladınız." Ne- -?
Either I could behave like a real rock and roll loser and get drunk with my fat manager, or, when I hang up, I'll be flooded by invitations to a large number of glamorous parties.
Gerçek bir rock and roll serserisi gibi davranıp şişko menajerimle sarhoş olurum. Ya da, telefonu kapattığım anda bir dolu müthiş partiye çağrılırım.
So says my mineralogy expert, and I do not keep Rock-man Ray on the payroll just to yank my chain.
mineral uzmanımın dediğine göre güvenip onu görevinin başında tutmaya devam ediyorum.
Where is my humongous rock?
Benim koca kayam nerede?
And I'm gonna rock out with my cock out!
Budur hoşça vakit geçirmek benim için.
He shall be rocking In my show
Benim şovumda rock yapacak
Oh, my boat hit a rock.
Teknem kayaya çarptı.
And i dipped my toe in the water and it felt solid and i... i thought, "what?" and he said, "it's rock right under the surface of the water, but it's so dark you can't see it."
Ve ne düşündüm? Ayağımın altında bir kaya olduğunu söyledi.
But I thought that, you know, if I got up on that stage and the spotlight was in my face, that maybe God would imbue my hands with the power of Stevie Ray Vaughn.
Ama sahneye çıkarsam, spotlar yüzüme vururken belki dedim Tanrı rock efsanesi Stevie Ray Vaughn'un gücünü ellerime verir.
Someone threw a rock at me as I got out of my car.
Arabamdan inerken biri bana taş attı.
That's my buddy Keith. He likes rock climbing.
Kayalık tırmanışı yapmayı sever.
I can never win, can I? I guess I can't. lt's like taking my head and beating it up against a rock.
Bu, kafamı elime alıp duvara çarpmamdan farksız.
It's enough so I could get my folks off that rock they've been forced to live on set them up someplace better, someplace warm.
Ailemi yaşamak zorunda oldukları o kayadan kurtarıp daha iyi, daha sıcak bir yere taşınmalarına yetiyordu.
It's enough so I could get my folks off that rock they've been forced to live on... set them up someplace better, someplace warm.
Ailemi yaşamak zorunda oldukları o kayadan kurtarıp daha iyi, daha sıcak bir yere taşınmalarına yetiyordu.
Leela, my precious rock dove!
Leela, değerli kaya güvercinim!
" You have been my inspiration, my rock, my light.
" Sen benim ilham kaynağımsın ışığımsın.
While my fellows cowered, I dared approach the strangely glowing rock.
Yoldaşlarım korkuyla kaçarlarken ben garip şekilde parlayan kayaya yaklaşma cesaretini gösterdim.
- It's rock-solid. - Monk, I have known... 15,000 criminals in my lifetime.
- Monk, hayatım boyunca... 15,000 kadar suçlu tanımışımdır.
My method beats 12-year-olds swallowing... 20 rubbers full of rock cocaine and swimming across the Rio Grande.
Benim yöntemim, 12 yaşındakilerin 20 paket kokaini yalayıp Rio Grande nehrine atlamalarından iyidir.
What happened to my little red rock?
Küçük kırmızı taşıma ne oldu?
I'll trip the rope, causing the rock to fall on my head.
Bu ipe takılarak taşın kafama düşmesini sağlayacağım.
I just wanted to let you know, the album for my Christian rock band, Faith + 1, is about to go platinum.
Sadece Hıristiyan Rock grubum Faith + 1'ın albümünün platin olmasına ramak kaldığını söylemeye geldim.
Cromwell was the English fuck who stole my ancestors'land... and the other ones are all from rock'n'roll songs.
Cromwell atalarımın topraklarını çalan İngiliz puşt diğerleri de rock parçalarından isimler.
Brent is what you call a sword after you hit a rock with it... or after my wife sits on it.
Bir kılıcı taşa vurduktan sonra ona Brent dersin ya da karım üzerine oturduktan sonra.
My bones are as hard as rock.
Kemiklerim kaya gibi sert.
I stopped trusting her after she stole my Pop Rocks in the third grade.
Üçüncü sınıfta pop Rock'larımı çaldıktan sonra ona güvenmemem gerektiğini anlamıştım.
Got a rock particle in my eye now!
Gözüme taş parçası kaçtı şimdi de.
I wanted to do the great standards, but my producer thought I was nuts to turn my back on rock'n'roll.
Standartımı yükselmek istiyordum. Ama yapımcım Rock'n Roll'a sırt dönmemin delilik olacağını düşünüyordu.
I think I'm gonna rock my baby-blue Jordans with it. What you think?
Altına mavi Jordanları çeksem diyordum. ne dersin?
rock 667
rocky 447
rockin 18
rocket 194
rocks 141
rockets 24
rockefeller 25
rock it 17
rocko 21
rock and roll 108
rocky 447
rockin 18
rocket 194
rocks 141
rockets 24
rockefeller 25
rock it 17
rocko 21
rock and roll 108
rock star 33
rock on 65
rock music 39
rock bottom 18
rock music playing 75
rock music plays 17
rocket man 23
rock' n' roll 52
rock'n'roll 16
my roommate 43
rock on 65
rock music 39
rock bottom 18
rock music playing 75
rock music plays 17
rocket man 23
rock' n' roll 52
rock'n'roll 16
my roommate 43