English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / My son

My son traduction Turc

50,994 traduction parallèle
But after I was finally released from prison... my son hardly knew me.
Nihayet hapishaneden çıktığımda oğlum beni tanımıyordu.
I don't care what my son did.
Oğlumun ne yaptiği umurumda değil.
I want my son.
Oğlumu istiyorum.
Oh, my son.
Ah oğlum.
I don't care what my son did.
Oğlumun ne yaptığı umurumda değil.
He's my son.
O benim oğlum.
He's my son.
Benim oğlum.
That's my son! Leave him alone!
Onu rahat bırakın!
He's my son. He's not a thief.
O benim oğlum, hırsız falan değil.
My son isn't a thief.
Oğlum hırsız değil.
You're forgetting about the part where you almost got me and my son killed.
Oğlumun ve benim ölümüme sebep olduğun kısmı atladın.
You killed my son.
Oğlumu öldürdün.
He killed my son!
- Oğlumu öldürdü!
And my son... When he was 17, my son was diagnosed with bipolar disorder.
Oğlum da... 17 yaşındayken bipolar bozukluk teşhisi kondu.
You were so obsessed with Michael that you would risk my son!
- Michale'a kafayı o kadar taktın ki benim oğlumu riske atıyorsun!
Let my son go.
Oğlumu bırakın gitsin.
Just let my son go.
Ama oğlumu bırakın da gitsin.
I'd never hand over my son.
- Oğlumu asla vermem.
He's an evil man and he's got my son.
O kötü bir adam ve oğlumu kaçırdı.
You sure this is where my son is?
Oğlumun burada olduğundan emin misin?
Now where is my son?
Oğlum nerede?
But you have nothing to fear, my son.
Ama korkmana hiç gerek yok oğlum.
Give me back my son.
Oğlumu bana geri ver.
And my son, he falls in love with another man.
Ve oğlum da başka bir erkeğe aşık oldu.
- Okay? This is my wife, my son.
Burada benim karımdan, benim oğlumdan bahsediyoruz.
With luck, both your friend and my son will be free within the hour.
Şansımız yaver giderse, arkadaşınız ve oğlum bir saat içinde özgür olacak.
He wasn't my son.
O benim oğlum değildi.
I swear on my son and your husband's graves, it wasn't me.
Çocuğumun ve kocanın mezarı üzerine yemin ederim ki, ben değildim.
That boy, who stood next to Wallace when he was shot then pointed the finger at my son, worked for you.
Wallace vurulduğunda yanında olan ve sonra da gözleri oğluma çevirten şu çocuk senin için çalışıyordu. "Şu çocuk"...
He felt like my son. because he was.
O bana oğlum gibi hissettirdi. Bana oğlum gibi hissettirdi. Çünkü öyleydi.
A release from my service, that I might return home.
Görevime son verecekti. Evime dönecektim.
We are close to capturing your son, Ms. Masterson, and I will do my best to have you see him.
Oğlunuzu yakalamaya yaklaştık ve onu görmeniz için elimden geleni yapacağım.
Oh, she reviewed my last Superintendent Jolliphant rather favourably, so I sent flowers to thank her, and we stayed in touch.
Onu nereden tanıyorsun? Benim son kitabım Müfettiş Jolliphant'ı oldukça olumlu bir şekilde eleştirmişti
This is my last day as assistant coach.
Bugün zaten yardımcı koçluğumun son günü.
So what if you're my friend's son? I'll kill you.
Arkadaşımın oğlu olsan da seni öldüreceğim.
My last relationship lasted two years.
Son ilişkim iki yıl sürdü.
And the last one of you two to tell me who gave the order to murder my friend never sees dry land again.
Ve son ikiniz bana söyleyecek misiniz? Kim arkadaşım öldürmek için emir verdi kim Bir daha asla kuru araziyi görmez.
I got two bottles of sunblock with my last paycheck.
Son maaş çekimle iki güneş kremi aldım.
Kept telling myself this was gonna be my last lie.
Kendi kendime bunun son yalanım olacağını söyleyip durdum.
During the summer before my senior year, I got lucky.
Son sınıftan önceki yaz... NETFLIX ORİJİNAL FİLMİ... şans yüzüme güldü.
It was when you told me security would escort me to my car because I was being sacked.
En son güvenlik arabanıza kadar eşlik edecek dediğinizde görüşmüştük çünkü kovulmuştum.
Instead, I want the last words you ever hear to be my solemn vow.
Bunun yerine duyacağın son sözler benim yeminim olacak.
- My last meal would be a whole box of'em.
Son yemeğim onlardan bir kutu olacak.
and now in two weeks'time, 14 days, I'm off my medication.
Nefes zorluğu çekerek son on ayımı kanepeye bağımlı geçirdim ve şimdi iki hafta, 14 gün içinde ilaçlarımı bıraktım.
- And splitting my lip does that how? - Son of a bitch Kaniel Outis keeps playing, doesn't he?
- Orospu çocuğu Kaniel Outis bir türlü rahat durmuyor, değil mi?
I have 10 minutes before my rounds, so I thought I would sneak you a-these.
Vizitten önceki son 10 dakikam, sana bir selam vermek istedim.
- You took my son from me.
- Oğlumu benden aldınız.
My husband was gunned down in the middle of the street, - my own son framed.
Kocam sokak ortasında vurularak öldürüldü, öz oğluma tuzak kuruldu.
This is my son, Charles.
Bu oğlum Charles.
He was my son.
O benim oğlumdu.
He was my son.
Oğlumdu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]