Sweet baby traduction Turc
407 traduction parallèle
Isn't that a sweet baby?
Ne tatlı bir bebek, değil mi?
Poor, sweet baby.
Zavallı, tatlı bebek.
Poor sweet baby!
Zavallı yavrucak!
Stay right here, my sweet baby.
Tatlı bebeğim. Bekle.
My baby... my sweet baby.
Bebeğim... tatlı bebeğim.
He and Doc Pruitt will get along just fine now, sweet baby.
O ve Dr. Pruitt artık iyiler, tatlı yavru.
Hey, sweet baby?
Ne haber yavru kuş?
You hear your sweet baby daughter?
Küçük tatlı kızını duyuyor musun?
My sweet baby.
Canım bebeğim.
Sweet baby...
Tatlı şey...
My sweet baby.
Tatlı bebeğim!
My sweet baby
Benim tatlı bebeğim!
Oh... The space goes down, down, baby Down, down the roller coaster Sweet, sweet baby Sweet, sweet, don't let me go
Bugünlerde para çaredir her soruna ne mutlu bana eğer cebimde varsa.
He was such a sweet baby.
Öyle tatlı bir bebekti ki.
My heart, my sweet baby. No one plays with you?
Benim tatlı bebeğim, prensesim.
Oh, my poor, sweet baby.
Zavallı tatlı bebeğim benim.
Sweet baby.
Tatlı bebeğim.
That's right, this sweet baby was made in Grand Rapids, Michigan.
Evet, doğru. Bu tatlı şey Grand Rapids Michigan yapımı.
Sweet baby.
Cici bebek.
Oh, sweet baby Jane.
Seni nazik karı.
Poor, sweet baby.
Zavallı yavrucak.
For instance look at this sweet baby.
Mesela bak şu tatı bebeğe.
This sweet baby will put Hudsucker right back on top.
Bu tatlı bebek Hudsucker Endüstrisini zirveye taşıyacak.
An idea like this sweet baby doesn't just come overnight.
Bu tatlı bebeğin bir geceliğine gelmediği gibi bir fikir mesela.
Take a look at this sweet baby!
Şu tatlı bebeğe bir bak!
Oh, Vada, what a sweet baby book!
Vada, bebek için ne güzel bir defter bu!
My sweet baby lamb.
Benim tatlı bebek koyunum.
You've never felt like this before? Sweet, honey, baby, you mean...
Tatlım, canım, bebeğim, yani...
Put : "Something for your sweet tooth, baby, and all your other sweet parts!"
O zaman : "Yavrum, işte o tatlı ağzın ve diğer tatlı yerlerin için bir hediye!"
Got a roly-poly baby, sweet as I can find.
Elma pastası gibi tatlı bir tombulum var.
Good night, baby, my sweet.
İyi geceler bebeğim, tatlım.
Oh, baby, is this a sweet deal?
Burada 2000 dolar var.
There's my sweet old baby.
İşte benim bir tanem de geldi.
He is an exceptionally cute baby, with a sweet disposition.
Fevkalade şirin bir bebektir ve tatlı bir mizacı vardır.
A sweet man, but a mean baby.
Tatlı bir adam, ama cimri bir bebek.
JUST A BIG, STRONG, SWEET OLD BABY.
Büyük, güçlü, tatlı, ihtiyar bir bebek.
♪ You're gonna miss your sweet, little, lovin'♪ ♪ Baby daughter Michelle ♪ - ♪ Some of these days ♪
# Sevgili küçük kızını, tatlı Michelle'i arkada bırakacaksın. #
Apparently he'd written her all these sweet letters while at the same time, he was writing his mother he wanted to get a divorce and they've got a 2-year-old baby girl.
Ona güzel mektuplar yazarken, aynı anda, annesine de karısından boşanmak istediğini söylüyormuş. 2 yaşında bir kızları vardı.
He gave Sweet Sixteen the baby chicken. He didn't give it to me.
Tatlı onaltıya civciv verdi, ama bana vermedi.
♪ Let's Make Music Together ♪ Let's Make Sweet harmony ♪ Oh, Let's Make Music Together, baby
# birlikte müzik yapalım # # tatlı bir harmoni tutturalım # # oh, birlikte müzik yapalım bebeğim #
- ♪ Let's Make Music Together ♪ Let's Make Sweet Harmony ♪ Oh, Let's Make Music Together, baby
# birlikte müzik yapalım # # tatlı bir harmoni yakalayalım # # oh, birlikte müzik yapalım bebeğim # # tatlı bir harmoni yakalayalım # # oh, birlikte yapa...
♪ Oh, Let's Make Music Together, baby ♪ Let's Make Sweet Harmony Ho!
# oh, beraber müzik yapalım bebeğim # # tatlı bir harmoni yaka...
♪ Let's Make Music Together, baby ♪ Let's Make Sweet harmony
# birlikte müzik yapalım bebeğim # # tatlı bir harmoni yapalım #
I thought that was really sweet... her not saying anything about me crying like a big baby.
Koca bir bebek gibi ağlamam konusunda bir şey söylememesi bana çok hoş gelmişti.
No, Marguerite, my baby, please, my sweet.
Hayır, Marguerite, bebeğim. Lütfen, tatlım.
Oh, how could anybody think that sweet, precious baby... could ever be a burden?
Nasıl olur da herhangi biri, o tatlı, güzel bebeğin... yük olabileceğini düşünürdü ki.
Sweet hunterman, let's make a baby.
Tatlı avcı, hadi bebek yapalım.
You are one sweet thing, baby.
Çok tatlı bir şeysin bebeğim.
And that was some fine sweet potato pie, baby.
Patatesli turta çok lezzetliydi, bebeğim.
Baby, is the sweet ready?
Bebeğim, tatlı hazır mı?
Come on, baby move those sweet little cheeks'cause we gotta vamonos.
haydi, hayatım şu tatlı küçük yanakları kımıldat çünkü gitmeliyiz.
sweet baby jesus 17
baby 21692
babysitter 30
babylon 154
babysitting 19
babycakes 19
baby girl 496
baby got back 23
baby steps 95
baby face 20
baby 21692
babysitter 30
babylon 154
babysitting 19
babycakes 19
baby girl 496
baby got back 23
baby steps 95
baby face 20
baby boy 75
baby bird 51
baby doll 91
baby crying 125
baby panda 18
baby sister 16
baby talk 17
baby jesus 24
baby bro 20
baby brother 43
baby bird 51
baby doll 91
baby crying 125
baby panda 18
baby sister 16
baby talk 17
baby jesus 24
baby bro 20
baby brother 43
baby cooing 21
baby cries 113
baby coos 20
sweetheart 7491
sweetie 7869
sweet home 69
sweet 1935
sweets 394
sweety 68
sweet dreams 374
baby cries 113
baby coos 20
sweetheart 7491
sweetie 7869
sweet home 69
sweet 1935
sweets 394
sweety 68
sweet dreams 374
sweetness 71
sweethearts 30
sweet love 29
sweet cheeks 64
sweet boy 68
sweet girl 110
sweet prince 37
sweet guy 19
sweetface 20
sweetie pie 68
sweethearts 30
sweet love 29
sweet cheeks 64
sweet boy 68
sweet girl 110
sweet prince 37
sweet guy 19
sweetface 20
sweetie pie 68
sweet child 19
sweet mother of god 19
sweet ride 40
sweet lady 23
sweeties 21
sweetpea 18
sweet pea 162
sweet jesus 177
sweet kid 20
sweet potato 19
sweet mother of god 19
sweet ride 40
sweet lady 23
sweeties 21
sweetpea 18
sweet pea 162
sweet jesus 177
sweet kid 20
sweet potato 19