English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / On one condition

On one condition traduction Turc

774 traduction parallèle
If you want me in, fine, but we do it on one condition :
Eğer katılmamı istiyorsan, tamam Ama bir şartım var.
but on one condition : That you change your clothing.
erkek gibi giyinmeyi bırakır mısın?
But I'll do it on one condition... that you're there to give me away, darling.
Ama bunu tek şartla yaparım. Kiliseye senin kolunda girersem.
Although you don't deserve it I'm going to see Pacquito, on one condition.
Hiç hak etmiyorsun ama, gidip Pacquito'yla görüşeceğim, bir şartla.
We'll call that quits and reinstate you on one condition :
Bunları unutup seni eski görevine bir şartla getirebiliriz :
I'll let you go on one condition.
Tek bir şartla bırakırım.
- Yes, on one condition.
- Evet. Bir şartla.
They're all yours on one condition.
Hepsi senindir tek şartla.
I will, on one condition.
Gideceğim. Tek bir şartla.
All right, I'll sign, but on one condition.
Pekala, imzalayacağım, ama tek şartla.
- It's a bargain on one condition.
- Bu tek koşullu bir anlaşma mı?
On one condition.
Bir şartla.
On one condition. "
Bir şartla. "
I'll think about it on one condition :
Yalnız bir şartım var :
- Except on one condition :
- Tabii tek bir şart dışında :
Yes... on one condition.
Evet... Bir şartla....
I promise not to tell Miss Jenkins... that your appendix was taken out years ago on one condition... that if you decide to grow another one, you'll do it during the day.
Apandisinizin yıllar önce alındığını Bayan Jenkins'e tek bir şartla söylemem. Eğer yeni bir apandis daha çıkaracaksanız, bugün içinde yapın.
- I'll come to your party on one condition.
- Partinize bir şartla gelirim.
I'll go, on one condition.
Tek şartla giderim.
On one condition.
Bir şartım var.
I'll stay on one condition.
Sadece bir koşulla sahneye çıkarım.
On one condition...
Bir şartla...
So I'll let you go... on one condition.
Bu durumda, gitmene izin vermem için geriye tek bir şart kalıyor.
It's a deal... but on one condition
Anlaştık... ama bir şartla.
You can stay and you can play on one condition.
Tek bir sartla kalip kumar oynayabilirsin.
So I'll take the job on one condition.
İşi bir şartla kabul ederim.
He will be my heir, but on one condition :
Mirasçım olur. Ancak bir şartla :
All right. On one condition.
Pekala, bir koşulla.
Whisper all your wishes into that ear and you will receive what you ask for. But on one condition.
Tüm dileklerini ona fısılda ne istersen gerçekleşecek, ama bir şartla.
I'll accept your proposal... on one condition.
Teklifini ancak bir şartla kabul edebilirim.
We'll give you chance... on one condition.
Bir şartla sana bir şans vereceğim..
- I'll help, but on one condition.
- Ama bir şartla bana bir söz vermenizi istiyorum.
But only on one condition.
Ama bir şartla.
Oh, all right. I'll stay, but only on one condition : I'll stay as long as it takes you to get another boy.
Pekala, siz başka birini bulana kadar burada kalacağım.
But on one condition.
Ama bir şartla.
On one condition.
Tek bir şartla!
- On one condition.
- Bir şartla.
On one condition.
- Bu durumda...
We'll agree to your taking charge on one condition, that I stay at the exchange point the whole time.
Daha sonra var içmek. Sorumluluğu senin almanı tek bir şartla kabul ediyoruz,... sonuna kadar değiş tokuş noktasında kalacağım.
Only on one condition.
Tek bir şartla.
- On one condition, we don't kill Mahidi.
- Bir şartı var, Mehdi öldürülmeyecek.
On one condition - everybody pays cash.
Bir şartla, her kes peşin öder.
Well, I will stay on one condition, and on one condition only.
Yalnızca bir şartla kalırım, yalnızca bir şartla.
On one condition, Prefect.
Başkan, tek bir şartla.
On one condition.
- Bu durumda.
On one condition.
- Tek bir şartla.
I will change the sentence of death to deportation... on one condition.
Verilen hükmü, ölümden sürgüne sadece tek bir koşulla değiştiririm.
On one minor condition.
Küçük bir şartla.
"in which it is found, on one sole condition." I'm reading the last will and testament.
Vasiyetin son cümlesini okuyorum.
"... On one sole condition :
... tek bir şartla :
Now, there's only one condition that I must insist on :
Sadece bir konuda şartım olacak :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]