One condition traduction Turc
1,600 traduction parallèle
Yeah, I'll help on one condition.
Evet, tek şartla yardım ederim.
We've got one condition.
Bir şartımız var.
I can give you your boat back only on one condition.
Tekneyi sana bir şartla geri veririm. Ne şartı?
On one condition. That you leave me in peace.
Tek bir şartla, beni rahat bırakacaksın.
On one condition.
Bir şartla.
But one condition.
Ama bir şartım var.
And I will do it on one condition.
Ve bir şartla yapacak.
We'll turn ourselves and the girl in under one condition.
Kızı ve kendimizi bir şartla teslim ederiz.
- I only have one condition.
- Sadece bir şartım var.
On one condition, though :
Tek bir şartla :
On one condition.
Bir şartım var ama!
- On one condition.
Bir şartla.
You can live and work for many years - on one condition :
Yıllar boyu çalışıp didinebilirsin, ama tek şartla :
But there's one condition...
Ama tek bir şart var...
- On one condition.
- Tek şartla söylerim.
I'll let you peruse my vast collection, on one condition.
Bütün koleksiyonuma bakmanıza izin veririm. Yalnız bir şartım var.
Just one condition.
Bir tek şartla.
I will listen to you on one condition.
- Seni bir şartla dinlerim.
On one condition.
Tek bir şartım var.
yes, on one condition... you can't see him anymore.
Evet. Bir şartla... Onu bir daha görmeyeceksin.
- Ok, only on one condition.
- Pekiyi o halde, bir şartla.
I won't say anything to anyone about your money in the grand caymans on one condition- -
Kimseye senin Cayman Adasında'ki parandan söz etmeyeceğim bir şartla..
On one condition.
Tek bir şartla.
Randy, I'm gonna let you have the receipt on one condition.
Randy bu fişi sana bir şartla veririm.
Before I sign this, I have one condition.
Bunu imzalamadan önce, tek bir şartım olacak.
Yeah, but under one condition.
Evet, ama bir şartla.
On one condition : you do the shlepping.
Bir şartla, taşıma işi size ait.
What if we're not dealing with one condition?
Ya tek bir hastalıkla uğraşmıyorsak?
Under one condition.
Bir şartla.
- But on one condition.
- Ama bir şartın var.
On one condition.
Tek bir şartla kabul ederim.
On one condition.
Bir şartla...
Well, Miss Brown, I will take this room on one condition.
Pekala, Bayan Brown, bu odayı tek şartla alırım.
One woman with a heart condition has gone to hospital, cases of shock, and we're giving malaria pills to everyone.
Kalp sorunu olan bir kadın hastaneye gitti, şok geçirenler var ve herkese sıtma ilacı veriyoruz.
To her I was already dead. One day my father was getting ready to go hunting and my mother helped harness the dogs, which was taboo in her condition.
Bir gün babam ava gitmeye hazırlanıyormuş ve annem de köpeklerin koşumlarına yardım ediyormuş, ki bu onun durumunda bir tabuymuş.
Though one in my condition dare not dream of it.
Rüyalarımda bile cesaret edemem.
All decks finally report condition one, sir.
Bütün güverte seviye bir için hazır, efendim
Make ship ready for combat jump. Set condition one throughout the ship.
Savaş sıçrayışı için gemiyi hazırlayın.
Secure for condition one.
Durum 1 sona erdi.
We've been ordered to scramble, condition one.
Birinci derece alarm durumuna geçmemiz emredildi.
She was the one doctor that never said that his condition was terminal... or fatal.
Onun durumunun ölümcül olduğunu söylemeyen... tek doktordu..
- I'm the one who uses the word "condition".
- Burada "şart" sözcüğünü sadece ben kullanabilirim.
On the condition that you tell no one whatsoever about this meeting.
Bu görüşmenin olduğunu kimseye söylememek şartıyla.
Trauma One, no condition listed yet.
Travma 1'de. Durumu henüz açıklanmamış.
One of the symptoms of this condition is blurred vision.
Bunun belirtilerinden biri de görüşte bulanıklıktır.
Set condition one throughout the ship.
Gemi genelinde birinci seviye alarm durumu.
that they were so dehumanized and so affected by seeing their fathers, particularly, beaten by Israeli defense forces, that the psychological condition is one of the dimensions of the conflict that is not widely understood.
Öylesine insanlıktan çıkartılmışlar ve özellikle, İsrail savunma kuvvetlerinin babalarını dövmesine tanıklık etmekten öylesine etkilenmişlerdi ki... Psikolojik durum iyice anlaşılmayan çatışmanın boyutlarından birisi.
No one in their right mind comes out of a coma and immediately asks to go home with an unknown condition, which means that either you're not in your right mind or it's not an unknown condition.
Aklı yerinde hiç kimse komadan çıktıktan sonra bilinmeyen bir durumla eve gitmek istemez. Yani ya aklın başında değil ya da bu bilinmeyen bir durum değil.
I repeat, set condition one throughout the ship.
Tekrar ediyorum. Gemi genelinde birinci seviye alarm durumu.
Just one condition.
Sadece... tek bir şartla.
His Highness began to meet with strange accidents one after another immediately after I reported his condition to you. The prince is descended from the gods.
Bunun yanında, Mon şu kadın koruma ve kendimin aynı şekilde düşündüğümüzü düşünmekten kendimi alamıyorum.
condition 63
conditions 22
conditioning 76
conditioner 20
condition red 17
conditioned 26
one can 19
one can only hope 19
one chance 31
one call 22
conditions 22
conditioning 76
conditioner 20
condition red 17
conditioned 26
one can 19
one can only hope 19
one chance 31
one call 22