Or nothing traduction Turc
4,751 traduction parallèle
But, Lloyd, we don't have a phone number or address, or nothing.
Ama, Lloyd, elimizde bir telefon numarası ya da adres yok, hiçbir şey yok.
Woo! Let's go double or nothing.
Hadi, ya iki katı ya da hiç.
I mean, I ain't gonna quit or nothing, not till I'm sure, but...
İşi bırakmayacağım. en azından emin olana kadar.
I just want you to know, he wasn't a big drinker or nothing.
Sadece bilmeni istiyorum ki, o sağlam bir içici değildi ya da başka bir şey.
Alright, double or nothing.
İki katı veya hiç.
So from now on, it's all or nothing, Okay?
Şu andan itibaren Yani, hep ya hiç, Tamam?
This is all or nothing. This is a fight to the death.'
Bu, ölümüne bir savaştır.
- Or nothing.
- Yoksa hiçbir şey.
Don't want you to get killed or nothing.
Bir şey öldürmenizi istemiyorum.
All or nothing.
Ya hep ya hiç.
- It's double or nothing.
- Ya iki katını verirsiniz ya da babayı alırsınız.
Hey, you see how I do it, right? No check-in or nothing. I just walk through the door, through the lobby, man.
Görüyorsun ya nasılda işleri hallediyorum çek-in falan filan, kapıdan geçer girerim direk anahtarı verirler bana anlatabiliyor muyum?
So I chose the ICU, because with each patient It is all or nothing.
Ben yoğun bakımı seçtim çünkü bütün hastalar ya batarsın ya çıkarsın durumunda.
It's not like I said stuff to him or nothing.
Ona hiçbir şey söylemiş değilim.
Don't sneeze on it or nothing.
Üstüne hapşırma falan olmasın.
I don't know if Frankie's told you, but I don't have any cash or nothing like that.
Frankie size söyledi mi bilmem ama, bende nakit para falan bir şey yok.
It's 15 or nothing.
Son 15 olur.
Double or nothing.
İki katına bahse girelim.
So long as nothing is done in a cheap or degrading way.
Sonra biraz memelerini diller, kıçını tokatlarım.
And no matter how many women you sleep with, or cars you buy... nothing will be enough to fill the hole inside you... where something real should be.
Ne kadar kadınla yatarsan yat, ne kadar araban olursa olsun veya ne kadar elbisen olursa olsun hiçbirisi içindeki doldurulması gereken boşluğu doldurmak için yeterli değildir.
Boys, no matter where we go or what we achieve... nothing's gonna come close to what we have right here.
Çocuklar, nereye gidersek gidelim, ne yaparsak yapalım hiçbir şey burada sahip olduğumuz şeyle kıyaslanamaz.
Nothing to do with his mansion or his posh fucking car.
Malikanesi ve cafcaflı arabası yüzünden değil yani.
It was nothing that you guys had done or not done,'cause frankly, I hadn't seen you in action.
Bu yaptıklarınızla veya yapmadıklarınızla ilgili değildi. Dürüst olmak gerekirse, sizi çalışırken hiç görmemiştim.
If she's in love with this boy and she wants to marry him then there's nothing you or I can do about that but I don't believe that she is.
Eğer bu oğlana aşıksa ve onunla evlenmek isterse, o zaman senin ya da benim bu konuda yapabileceği bir şey yok ama aşık olduğunu sanmam.
Nothing else or... not even as much as yesterday?
Ya başka birşey... dünkü kadar bile değil mi?
So it's either be alone or be with people that I feel absolutely nothing for.
Ya yapayalnız olacağım ya da hiçbir şey hissetmediğim insanlarla olacağım.
And since I'm not allowed to call, text or even e-mail him, there's nothing I can do.
Ve o günden beri ondan ne bir telefon ne mesaj ne de e-posta aldım. Yapabileceğim hiçbir şey yok.
Or do I say nothing?
Hiçbir şey söylemesem mi?
I'm dying, and you're gonna be here... and you're not gonna have anyone to look after, or hover around... and you're not gonna be a mother anymore, and I'm sorry... but there's nothing I can do about that.
Ben ölüyorum. Siz burada olacaksınız ve dikkat edeceğiniz ya da üstüne titreyeceğiniz biri olmayacak ve sen de artık anne olmayacaksın. Üzgünüm ama bunu engelleyemem.
I'll take a sixer of Old Milwaukee or Lone Star, nothing snooty.
Altılı paket Old Milwaukee veya Lone Star olsun, öyle pahalı bir şeye gerek yok.
Then there was nothing wrong with the money or anything else.
O zamanlar para ya da başka bir şeyde sorun yoktu.
Or say nothing and die.
Ya da bir şey söyleme ve öl.
Nothing to do with the fish or the crab or your stone, sweetie.
Balıkla, yengeçlerle ya da taşınla ilgili değil hayatım.
Ahmadinejad or whoever, they take these poor street kids, who've got nothing, give them food or sweets or whatever. Indoctrinate them to spout this gibberish.
Ahmadinejad veya her kimse bu insanlar hiçbir şeyi olmayan... sokak çocuklarını alıyorlar ve onlara yemek veya şeker veya... herneyse onu verip bu saçmalıkları püskürtmeleri için onların beyinlerini yıkıyorlar.
I want you to know that we have nothing against Jews, Arabs or Chinese.
Ailelerinizin neler hissettiğini bilmek isterdim. Yahudilerin... Arap ve Çinliler'in...
It's probably nothing, but I think - - I should have another look at you in a month or so.
Muhtemelen bir şeyin yok ama bence bir ay kadar sonra tekrar bakmalıyım.
I know there's nothing cute or charming about me showing up on your doorstep.
Kapına gelmemde hoş ya da etkileyici bir şey olmadığını da biliyorum.
As God is my witness, this has nothing to do with me or my church.
Tanrı şahidimdir ki bunun ne benimle ne de kilisemle ilgisi var.
- Me? I want nothing, or little.
Ufak bir şey dışında hiçbir şey istemiyorum.
In this world, nothing is completely good or evil.
Bu dünyada hiçbir şey tamamen iyi veya kötü değildir.
Even if I wanted to help your friend Jack, there's really nothing you or I can do.
Arkadaşın Jack'e yardım etmek isteseydim bile ne senin ne de benim yapabileceğimiz bir şey yok gerçekten.
OK, it seems like I wanted all my money, which was nothing, I would say, at that time to go to the Nick Cave Memorial Museum a small but adequate room or rooms
Buna göre tüm paramın, ki o sırada hiçbir şey değildi Nick Cave Anıt Müzesi'ne gitmesini istemişim. Nick Cave Anıt Müzesi olarak kullanılacak küçük ama yeterli bir oda veya odalar.
Did you quit? Or did somebody figure out that a nigger running like he stole something ain't nothing new?
- Ya da bir şey aşırmış gibi koşan zenci olayının yeni bir şey olmadığını mı fark ettiler?
nothing on Minassian or heroin.
Minasyan veya eroinin sözü edilmedi.
Whether or not I can memorize this page in five minutes proves nothing.
Bu sayfayı 5 dakika içinde hatırlayıp hatırlayamamam hiçbir şeyi kanıtlamaz!
And there's nothing you can do or say that's gonna change my mind.
yapabileceğiniz hiçbir şey yok ve fikrimi değiştirecek bir laf da yok.
And that nothing, nothing leads back to me or the organization.
Ve hiçbir şey hiçbir şey beni o çeteye geri döndüremez.
Your Masters may have told you lies about me, or they may have told you nothing.
Sahipleriniz size hakkımda yalanlar söylemiş veya hiçbir şey söylememiş olabilirler.
Or are you gonna keep doing nothing for your family because it's father's day? Jesus!
Yoksa babalar günü diye ailen için hiçbir şey yapmayacak mısın?
So nothing we need to report directly to the president or vice president?
Yani direkt olarak başkana veya başkan yardımcısına ileteceğimiz bir şey yok öyle mi?
It's nothing to do with Copley-Barnes, or Domesday, or the rest of it.
Copley-Barnes'la da kıyametle de hiçbir şeyle de ilgisi yok.
or nothing at all 18
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing 25771
nothing to see here 87
nothing else matters 82
nothing to hide 21
nothing much 304
nothing more 611
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
nothing yet 509
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127
nothing so far 85
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109
nothing's changed 230
nothing to worry about 339
nothing happens 85
nothing fancy 88
nothing has changed 127
nothing so far 85
nothing serious 268
nothing will happen 77
nothing here 109