English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Play dead

Play dead traduction Turc

375 traduction parallèle
- Play dead chump, tail me to my joint.
Bozuntuya verme budala. Takip et bakalım beni.
The Fords aren't the only ones you gotta play dead for.
Ölmüş numarası yapacakların sadece Ford'lar değil.
- Why did you have to play dead?
- Ölü numarası niye?
Apparently, the only performance that will satisfy you is when I play dead.
Herhalde hoşunuza gidecek tek rol bir ölüyü oynamam olur.
We'll just roll over and play dead and let'em shovel dirt in our faces.
Ölü taklidi yapıp üstümüze kürekle pislik atmalarına izin vereceğiz.
There was nothing to do but play dead in the mud.
Çamurda ölü takliti yapmakdan başka bir çaremiz yoktu.
- Why not have Lurch play dead?
- Neden Lurch ölü numarası yapmıyor? - İyi fikir.
Play dead.
Ölü numarası yapın.
Look, we can't play dead, Ennis.
Ölü taklidi yapamayız, Ennis.
Just play dead!
Sadece ölü taklidi yap!
Heel, roll over, play dead!
Cici köpek Uzanda ölü taklidi yap!
First I gotta play dead.
Bu sefer silahlıyım.
Play dead!
Kaybol!
Don't teach him to roll over and play dead.
Ona, yuvarlanmayı ve ölü numarası yapmayı öğretme sakın.
And when one is dead... One should play dead, I say!
Ve biri öldürüldüğü zaman, ölü kalması gerekir, diyorum.
When you played cowboys and Indians as a kid, you'd point go "bang, bang" and the other kid would lie down and play dead.
Çocukken Kızılderili-Kovboy oynarken parmağını uzatırsın "bang, bang" dersin, diğer çocuk da ölmüş gibi yeter düşer.
'I decided to play dead.
'Ölüyü oynamaya karar verdim.'
You play dead well, agreed?
Niye bu kadar erken öldün? Bir daha yapalım.
I haven't spent a lifetime fighting just to turn over and play dead now.
Şimdi devrilip ölü rolü yapmak için savaşmadım ben hayatım boyunca.
Decided to play dead?
Ölüyü oynamaya mı karar verdin?
"Let go. Play dead."
hadi, ölü numarası yap diyor.
- Let's play dead.
Hadi ölüm oyunu oynayalım.
Play dead.
Ölü taklidi yap.
Play dead!
Kıpırdama!
Come on, scumbag, don't play dead.
Haydi aşağılık herif.
But I'm not going to roll over and play dead.
Fakat işin peşini bırakmayacağım öyle hemen pes etmeyeceğim!
Play dead!
Ölü rolü yap!
Ain't nobody can play dead like me, Ernest.
Hiç kimse bir ölüyü benim gibi oynayamaz Ernest.
- Play dead!
- Bunu ye!
In a situation that may slightly embarrass the White House, your idea is to play dead.
Beyaz Saray'ı rahatsız edecek bir durumda, senin fikrin ölümle oynamak.
I'm not accusing him of foul play, but two people are dead and I am chief constable.
Onu cinayetten suçlamıyorum ama iki insan öldü ve ben emniyet müdürüyüm.
Three dead men to keep company, and play host to every fly in Burma.
Yanlarında da Burma uçuşlarına eşlik eden üç kişinin cesedi var.
Ss I walked out on the streets of Laredo I walked out on Laredo one day I spied a cow puncher wrapped up in white linen wrapped in white linen as cold as the clay beat the drum slowly and play the fife lowly play the dead March as you carry me along take me out to the prairie and lay the sod over me
Sokaklarında yürüdüğüm Laredo'dan günün birinde ardıma bakmadan ayrıldım Bir kovboya gözüm takıldı konulmuş beyaz örtünün içine sarmalanmış buz gibi soğuk kefene Beni uğurlarken ölüm marşıyla davulları ağır çalın, düdüklere yavaş basın Beni kırlara götürüp gömün, üzerimi çimle örtün Bu yalnız ve günahkar kovboyun...
Now, I'll play like I'm dead.
Ölü taklidi yapacağım.
The play is called "Dead Weight"
Oyunun adı "Yüksüz Ağırlık."
We'll even play a little tune for you, in honour of your dead, past, present and future.
Sizin için küçük bir parça bile çalacağız. Ölülerinizin geçmişin, bugünün ve geleceğin şerefine.
You like to play with the dead guy, don't you?
Ölü adamla oynamaktan hoşlanıyorsun, değil mi?
You're a dead duck here, you're powerless. We know about you and we don't want to play.
İşin bitik, hakkında her şeyi biliyoruz ve oyun oynamak istemiyoruz.
Play the dead march as they carry me along
Play the dead march as they carry me along.
Over there, I can't play because mom is dead.
Salonda oynayamıyorum, Çünkü annem öldü.
My poor cursed bell, why didn't you play requiem for our dead children?
Zavallı lanetli çan, neden ölü çocuklarımız için ağıt yakmıyorsun?
Even the dead have a part to play.
Ölüler bile kullanılıyor.
You and Whittington stay here and play with hairs and dead derelicts.
Sen ve Whittington burada kalır ve sahipsiz cesetler ve kıllarla oynarsınız.
His mother said, " You're not possessed and you're not almost dead, these games that you play are all in your head.
Annesi konuştu, " Ele geçirilmedin, ve ölmek üzere değilsin. Oynadığın bu oyunlar hepsi kafanın içinde senin.
When Othello is dead, the play is over.
Othello ölünce oyun sona erer.
Ms. Oliver, I think the role of the young, Marlene, Was sleep and play was dead. If noise heard someone approaching.
Bayan Oliver, sanırım Marlene'nin görevi birisinin geldiğine ilişkin bir gürültü işittiği taktirde sessizce uzanmak ve ölmüş gibi yapmaktı.
Well, I have it in mind to play a little game we never tire of... me mates and I, which I myself call Dead Man's Nag.
Pekala, zaten aklımda arkadaşlarımla oynamaktan usanmadığımız Ölü Adamın Eşeği adını verdiğimiz bir oyun oynamayı düşünüyordum.
I told you not to play with dead bodies.
Sana cesetlerle oynamamanı söyledim.
( GASPS ) It's all these dead creeps looking at me when I play.
Ben çalarken bu ölü pislikler bana bakıyor!
Fair play to ya, Your oul'fella will never be dead,
Başın sağolsun. Babanı hiç unutmayacağız.
Play dead.
Ölü numarası yap.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]