English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ R ] / Real cool

Real cool traduction Turc

260 traduction parallèle
That was real cool.
Çok iyiydi.
Real cool guy.
Sıkı herif.
" and I thought you looked real cool.
Bence çok müthiş görünüyordun.
Laury is a real cool little singer. I'm takin'her to New York with me.
Laury çok iyi şarkı söylüyor.
A real cool town
Ah Paris!
It's real cool.
Burası gerçekten harika.
Real cool
Çok serinkanlı
Sometimes nothing can be a real cool hand.
Bazen kötü bir el de şanslı bir el olabilir.
- Baby, it's cool, real cool.
- Çok güzel, bebeğim gerçekten iyi.
I was real cool.
Çok soğukkanlıydım.
Makes you feel real cool.
Bu şimdi rahatlatır seni.
I believe that's "real cool," master.
Sanırım o "soğukkanlı" olacak, efendim.
I was trying to be real cool and casual.
Soğuk biri gibi davranıyordum.
No, that's a real cool joke there.
İyi bir şakaydı.
But until you go, you're gonna be real cool.
Ama gidene kadar uslu durmalısın.
Real cool, Steve.
Bu harika, Steve.
Cool you British are real cool.
Çok iyi! Seni gidi İngiliz gerçekten çok iyisin.
- Real cool, man.
- Çok iyiydi, ahbap.
We gotta take this real cool.
Bunu soğukkanlı bir şekilde halletmeliyiz.
Oh, yeah, I'd look real cool picking up that special date in the old bus.
Flörtümü otobüsle alırken çok havalı görünürüm herhalde.
Just outta school Like I'm real real cool
Sadece okulun dışında Gerçek harbi biriyim
Well, I'm real cool about helping out and everything but how do I get out of this thing?
Sana yardımcı olmak konusunda ve diğer şeylerle ilgili sorunum yok, ama bu şeyden nasıl çıkacağım ben?
Everything's real cool.
Gerçekten.
So anyway, one night she plays it real cool.
Her neyse, Elois bir gün herife yaptıklarını ödetmiş.
- Yeah, real cool.
- Cidden hoş geldi.
She was real cool, too.
O da gerçekten iyiydi.
We're gonna play this real cool.
Çok serin kanlı rol yapacağız.
Yeah. Real cool.
Evet.Gerçekten havalı.
Man, that was real cool.
- Gerçekten de harikaydı.
You were real cool.
Çok iyiydin.
Come on, tell us, Mom. What's he gonna be like? He's gonna be real cool, right?
Söylesene anne, nasıl biri olacak?
He's got a real cool car.
Kıyak bir arabası var.
Buddy said Glenn thinks you guys are real cool.
Buddy'ye göre bu Glen sizden çok hoşlanmış.
Your mom's being real cool about it.
Annen bana çok iyi davranıyor.
It sounded real cool in my head but I haven't got a clue how I'm going to find him.
Düşününce harbiden karizmatik oldu ama hala onu yakalayabilecek bir ipucu bulamadım.
But you're real cool.
Ama sen çok sakinsin.
What real cool!
Çok havalı!
Well, it was cool at first. It felt real soothing.
Epey ferah gelmişti.
Doug Liman who was directing the pilot y know his opinion meant alot to me and so I'm leavin and Doug's like before you leave I wanna talk to ya real fast an I was like oh cool maybe he'll like, a pat on the back
Herhalde sırtımı sıvazlayacak diye döşündüm. Bana berbat olduğumu, sesimi biraz daha ayarlamam gerektiğini ve çok kötü oynadığımı söyledi. Okumalar tek kelimeyle rezaletti.
Look, you can have your concerned and wonderful dinner with all your cool friends and the real popcorn and the tree and cranberries and everything, send Christmas cards to each other on recycled paper.
Sen harika yemeğini mükemmel arkadaşlarınla al, ve patlamış patlamış mısırı ağacı ve kızılcıkları, ve Noel kartlarınızı geri dönüştürmeli kağıtlarla gönder.
- Hey, I'm cool, buddy. I'm not a real security guard.
- Ben gerçek güvenlik elemanı değilim.
If you put orange on someone who has a blue undertone... which would be the pink, or cool, family... then their face will get real pale... or they'll look real tired... or they'll get a lot of ruddiness come out on their face.
Derisinde mavi tonu olan birine, yani pembe veya soğuk aileye mensup birine turuncu giydirirseniz suratlarında çok donuk veya derileri aşırı kırmızı bir renge bürünüyor.
So they told me everything was cool... and they started treating me real nice, a little too nice.
Sonra herşeyin yolunda olduğunu söyleyip..... bana iyi ve kibarca davranmaya başladılar, hem de fazlaca kibar.
You're in a real place called the Cool World.
Cool World adındaki gerçek bir yerdesin.
Cool World's real?
Cool World gerçek mi?
Nothing in this world can give you that real deep cool.
Yeryüzünde hiçbir şey bu derin sıkı duyguyu veremez.
Reform school turned out to be real cool, so don't sweat it.
Islahevi iyi bir yer çıktı. Takma kafana.
You say it's the real thing, that's cool.
Sence gerçek hayat buysa, sorun yok.
Do you have to be a Century 21 real estate agent to wear the cool jackets?
Şu havalı ceketlerden giyebilmek için Century 21 emlakçılarından biri mi olmak gerekiyor?
But real heroes know when to play it cool.
Ama gerçek kahramanlar ne yapacağını bilir.
It's not like those real musicians who think they're so cool and hip.
Gerçek müzisyenlere benzemiyorlar Şu kuruntulu ve küstah olanlara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]