Right down the middle traduction Turc
175 traduction parallèle
You've split us right down the middle.
Bizi tam ortadan böldün.
Roll it right down the middle.
Tam ortaya yuvarla.
Everything's split right down the middle.
Her şey yarı yarıya paylaşıldı.
Right down the middle, 50-50.
Yarı yarıya, 50'ye 50.
Right down the middle.
Pat diye.
- Right down the middle.
- Tam yarı yarıya.
Broken right down the middle by a fickle dame in a lace cap.
Tutarsız bir kadın tarafından tam ortadan parçalandı.
Right down the middle. If you're the right guy.
Tabii, doğru adamsan.
I suggest we split everything right down the middle, if that's all right with you.
Sizin için sakıncası yoksa herşeyi ikiye bölmeyi öneriyorum.
Right down the middle with it, Don.
Sağa orta kes, Don.
- Fifty-fifty right down the middle.
- Tamam Harry, ikimize de eşit.
He hit one 220 yards right down the middle.
Tam ortadan 200 metre vuruş yaptı.
I like a quick girl. Okay, right down the middle.
Zeki kadınları severim.
Right down the middle.
Tam sağ alta.
We're gonna split everything 50 / 50 right down the middle.
Her şeyi tam yarı yarıya paylaşıyoruz.
Right down the middle.
Tam ortadan!
We split it right down the middle, Colton. 50-50.
Ortadan ikiye böleriz, Colton. 50-50.
Yeah your fucking back Right down the middle.It's almost impossible to do
Aynen, sırtının ortası. Neredeyse imkansızdır.
Right down the middle.
Sağ alt tarafa.
Cuts your score in half right down the middle
Ortaklık elindekileri ortadan ikiye ayırır.
It had a crack right down the middle.
Tam ortasındaki çatlağa bak.
That last pitch was right down the middle.
Atılan son top tam ortadan geldi.
Banks has great speed. Right down the middle!
Banks Çok hızlı, sağdan ortaya giriyor
So, you know, I step up to the tee and I hit a beautiful drive right down the middle of the fairway.
Güzel bir düzlüğe çıktım ve ve kum üzerinden çok güzel bir vuruş yaptım.
He went right down the middle, smacking'his head on every beam.
Bu aradan düştü ve başını her basamağa vurdu.
Here's Olaf Sanderson right down the middle.
Olaf Sanderson sağdan ilerliyor
We can just work it together, split everything right down the middle.
Birlikte çalışırız ve her şeyi yarı yarıya paylaşırız.
- Right down the middle!
- Tam ortaya! - Hadi be!
Right down the middle of the gauntlet.
Kapanın tam ortasına düşecekler.
Right down the middle.
Her şey planlandığı gibi.
We get a chain saw, right down the middle and make two chairs.
Bir testere alalım ve ortadan keselim ve iki koltuk yapalım.
I'm split right down the middle, baby.
İkisinede eşit değeri veriyorum.
Split him right down the middle.
Onu ortadan ikiye böldüler.
We split everything right down the middle.
Herşeyi yarı yarıya kırışırız.
Right down the middle.
Tam ortamızdan kaçtı.
We split everything, everything right down the middle, 50-50.
Herşeyi ikiye böleriz, herşeyi tam ortadan ikiye, yüzde elli-elli.
Costs, expenses, profits--everything right down the middle.
Maliyetleri, harcamaları, karları--herşeyi tam ortadan ikiye böleriz.
Right down the middle?
Tam ortasından mı?
Right down the middle.
Tam ortasından.
Every time you push the play button the needle drops down right in the middle and always in the same spot.
Ne zaman oynatma düğmesine bassanız iğne tam ortaya doğru ve her defasında aynı yere iniyor.
Then we sat down to a little poker game... and you started bothering'me... right in the middle of a hand.
Daha sonra hızlı bir poker oynayalım dedik ki beni rahatsız etmeye başladın, tam oyunun ortasında.
I remember when we passed over Chicago, my copilot had all he could do to keep me from setting that plane right down in the middle of Michigan Boulevard.
Şikago'dan geçişimizi hatırlıyorum. Yardımcı pilot... uçağı Michigan Bulvarının tam ortasına indirmemem için çok uğraştı.
Don't you realize I have a production shut down right in the middle of shooting?
Çekimin ortasında filmi durdurmak zorundayım... farkında değil misin?
They shot him down, right there in the middle of the main street.
Onu orda, caddenin ortasında, öylece vurdular.
- Down with the middle class! - Right.
- Aynı orta sınıf gibi!
A big, giant hand is gonna reach in here, pick us up... take us away and put us down someplace... right in the middle of a whole bunch of women and whiskey.
Büyük, kudretli bir el buraya gelecek, bizi alıp uzaklara götürecek ve bizi ağzına kadar viskiyle kadınlarla dolu bir yerin tam ortasına bırakacak.
I mean, right in the middle of the shooting a citizen comes down, what's he gonna say?
Yani, tam ateş etmek üzereyken bir vatandaş çıkageliyor, ne diyecek?
We could never settle that tie. Jack and me split the school right down the middle.
kimi kandırdığını sanıyorsun?
You go to the right. - I'll go down the middle. - All right.
Sen sola, sen sağa, ben de ortadan.
Well, anyway, I was right in the middle of my speech when I looked down and saw the biggest, ugliest cockroach which ever spewed from the bowels of the Earth, crawling up my little leg.
Neyse, tam konuşmanın ortasındaydım ki aşağıya bir baktım, yeryüzünün o zamana kadar kustuğu en büyük, en çirkin hamam böceği, minik bacağıma tırmanıyor.
Right down the shaft, right smack in the middle of them.
Tünelden geçmiş ve saklandıkları yere gitmiş.
right down there 39
right down here 24
right down 21
the middle east 33
the middle 24
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
right down here 24
right down 21
the middle east 33
the middle 24
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
right foot 41
right back at ya 34