So there i am traduction Turc
412 traduction parallèle
So there I am with a gun in my pocket, when, where the road bends toward Ravin Blanc, all of a sudden, what do I see?
Cebimde arkadaşım Bessoux'un bana verdiği bir Beretta tabanca vardı.
And so there I am on the first day, on the set. And there's this guy fucking me from behind, right?
İlk gün, setteydik ve çekim yapıyorduk beni arkadan beceren biri vardı.
So there I am telling him the story and the next thing his hand is jiggling in his pocket.
Ben ona hikâyemi anlatırken, o da cebinde bir şeyler karıştırıyordu.
- So there I am at Lorenzo's loading up my slice at the fixings bar. - Hey.
- Merhaba.
So there I am, actually biting the fingernails of the same hand that's holding the phone, not two minutes after I'm on with my mother.
Annemle konuştuktan iki dakika sonra....... ahizeyi tutan elimin tırnaklarını yemeye başlıyorum...
So there I am being nice to Alex... and she takes all of my friends and ditches me.
Ben orada Alex'e iyi davranırken o da tüm arkadaşlarımı alıp beni ortada bıraktı.
So there I am... drunk, and debating logic versus emotion with a smug and sober Vulcan.
Sarhoştum, kendini beğenmiş ve ayık bir Vulcan'la mantıkla duygunun farklarını tartışıyordum.
So there I am with this wet-behind-the-ears Rio flying back seat and I'm thinking,...
Bir defasında arka koltukta oturan Rio ile birlikteydim ve şunu düşünüyordum.
But I am not so pleased to think of it now... because there was the vital evidence... the clue to the whole business... right under my nose.
Ama şimdi bunu düşünmekten pek de hoşnut değilim. Çünkü hayati öneme haiz kanıt her şeyi açığa kavuşturacak ipucu burnumun dibindeymiş.
I am authorised to assure you that, so far, there is no reasonable cause for alarm.
Bana verilen yetkiyle, sizi temin ederim ki ; şimdiye kadar, korkmamız için makul bir sebep yoktur.
Maybe there's no use in my saying so but I'm not like you think I am.
Belki bunu söylememin bir anlamı yok ama ben senin düşündüğün gibi biri değilim.
So I lit out of there, and here I am.
O yüzden sıvıştım oradan. Ve işte buradayım.
There is no terror, Cassius, in your threats, for I am armed so strong in honesty, that they pass by me as the idle wind, which I respect not.
Korkutmaların boşuna Cassius, korkmam. Dürüstlüğüm öyle bir zırh ki benim savurduğun şimşekler yumuşak yeller gibi geçer üstümden, duymam bile.
Well, I am her niece, her only relative, so there's no reason why we should feel guilty.
Şey, ben onun yeğeniyim, onun tek yakını, kendimizi suçlu hissetmemize hiçbir neden yok.
I am a widow with a small monthly pension, so there'll be no question about the rent.
Benim küçük bir maaşım var, bu nedenle kira hiç sorun olmaz
So, when you open your own office, there I am, a shorthand secretary.
Böylece kendi büronu açtığında sekreterin ben olacağım.
These paintings, surely, are full or our ingenuity, of our brotherly feelings which make life so beautiful and friendly, but... I am trembling to say it, like a comical character in Chekhov, or a boy talking about love for the first time with his father, in these paintings there are our errors, we should take them off these walls and put them in the depot,
tabii ki şu resimler ustalıkla resmedildi, kardeşlik duygularımızla, hayatı güzel ve samimi oluşturan duygularla, fakat, titreyerek onu söylüyorum, Çehov'un komik kahramanı gibi, yada bir delikanlı gibi, ilk deva babasıyla aşktan bahsettiğinde... şu resimlerde, hatalarımız var,
I am glad, for your sake, that I was not there so that you may believe.
İman edesiniz diye, orada bulunmadığıma sizin adınıza seviniyorum.
- So am I... but I've got these customers coming in on the 11 : 30 plane... all the way from Akron, and I promised them I'd be there.
Ben de. Ama 11.30 uçağıyla ta Akron'dan gelecek olan müşterilerim var, onlara söz vermiştim.
Is it me, Jim, or am I so sentimental that I just have to keep believing that he's still alive out there in that mass of protoplasm?
- Spock. O protoplazma kütlesinin içindeyken Hâlâ yaşadığına inanmaya... devam edecek kadar duygusal mıyım?
So he tells me to pull over by making signs like these. There he is, only seven feet away, and there I am, a gun in my pocket. I wanted to shoot one myself before it ended.
Hemen oracıkta motosikleti bozulmuş, yırtık pırtık bir üniforma içinde saçları oldukça uzamış bir yaprak gibi titreyen bunak, yüzü solmuş bir Boche var.
I am disappointed and deeply concerned that there is no objective evidence to support my position. So far.
Üzgünüm ve endişeliyim, şu ana kadar savımı kanıtlayacak nesnel kanıt olmadığı için.
Thus, there is no reason for me to hand over my guest, when I am being coerced into doing so.
Teslim etmem için zorlanıyor olmama rağmen misafirimi teslim etmem için hiçbir sebep yok.
If there is some information that you need, I will be glad to help you, but as you can see, I am in the middle of dressing, so, uh, if you excuse me, I'll finish.
Eğer ihtiyacınız olan bir bilgi varsa, yardımcı olmaktan memnun olurum ama gördüğünüz gibi, üzerimi değiştiriyordum. Eğer izin verirseniz bitirmek istiyorum.
Okay, there's no flight out until 12 : 30 tomorrow so I'll send Louise on JAL and you and Dusty can go on Pan Am, all right?
Pekâlâ, yarın 12 : 30'a kadar uçuş yokmuş o yüzden Louise'i JAL ile seni ve Dusty'i de Pan Am ile gönderirim, tamam mı?
I am very sorry that there are so many people who have nothing.
Hiçbir şeyi olmayan çok fazla kişi olduğu için çok üzgünüm.
I am so unhappy to be the bearer of such news... but there is no one else to do it.
Böyle haber verdiğim için üzgünüm... ama yapacak başka kimse yoktu.
You cannot imagine how happy I am, how joyous I am, to see you standing there so fine and strong and healthy!
Şu anda ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Seni gördüğüme gerçekten çok sevindim. Orada duruyorsun, iyisin, güçlüsün ve yakışıklısın.
So there you are. I'm not such a dog as I think I am.
İşte, sandığım kadar zavallı değilim.
I am sorry, there is nothing here in your name. Are you sure? - I'm afraid so.
Üzgünüm, sizin adınıza birşey gelmemiş.
- Pamela is gonna be there and so am I.
Pamela Wells orada olacak, ben de orada olacağım.
I am getting in this car and you are pushing me back down there so I can give this guy a piece of my mind.
Ben arabaya giriyorum, sen beni o yere kadar iteceksin ve ben de bu oğlana haddini bildireceğim!
I guess so, or you wouldn't be standing there. Am I right?
Sanırım öyle, yoksa şimdi burada olmazdın.
There is no effective proof, so far as I am concerned...
Görebildiğim kadarıyla, mantıklı bir insanın...
I am so sick and tired of him going in and out of there.
Oraya girip çıkmasından bıktım usandım artık.
She's a belle de jour. ln a certain sense so am I, with that pig in there. My favours in return for a pay rise.
Benim içerde yaptığımdan iyidir işi herhalde ama en sevdiğim kısım ödeme bölümü.
No, he's not there. He's here, and so am I.
- Hayır orada bir adam yok, benim gibi o da burada..
Now I am sure that your ex-wives and Henry's five kids and Keith's mother don't care if it was Buddy, Dusty or King Kong up there on that stage, so long as you get your paychecks.
Eminim ki eski karılarınız ve Henry'nin 5 çocuğu ve Keith'in annesi Buddy, Dusty diye ayrım yapmayı umursarlar mıydı hatta King Kong bile o sahnede olabilirdi ; siz maaş çeklerinizi aldığınız sürece!
Just so there's no confusion, I am your commanding officer. I expect you to do the same.
O halde karışıklığı giderelim, ben de sizin komutanınızım ve aynısını sizden de bekliyorum.
I will fight for my family, I will fight for myself... but I am not going to step in there just so you can show me how tough you are.
Ailem için ya da kendim için dövüşürüm, ama sert olduğunuzu kanıtlamanız için oraya girmem.
I am very grateful, Sister, that you've come... at this strange moment in time... because there is so much crucial information... that I need in order to help your son.
Bu tuhaf anda vaktinde geldiğiniz için çok müteşekkirim, Hemşire çünkü oğlunuza yardım edebilmek için ihtiyacım olan birçok önemli bilgi var.
Although I feel qualified to fill Frasier's radio shoes, I should warn you that while Frasier is a Freudian, I am a Jungian, so there'll be no blaming mother today.
Frasier'ı aratmayacak özelliklerim olsa da ; sizi uyarmalıyım : Frasier Freud ekolüne bağlıdır, bense Jung. Yanı bugün kimse annesini suçlamayacak.
You see there, I'm thinking of names so obviously I am over you.
Gördün mü, isimler hakkında bile düşünebiliyorum yani açıkça senden vazgeçtim.
I know, ma'am, but the televisions are turned on in the middle of the night automatically, so the color is perfect by the time people like you get there at 9 : 15.
Biliyorum, ama televizyonlar geceleyin otomatik olarak açılır. Böylece sizin gibiler 09.15'te geldiğinde renkler mükemmel olur.
She said she didn't want me there, so what am I supposed to do?
Hayır, beni orada istemediğini söyledi. Peki ne yapmam gerekiyordu?
There's no use lying to me. I am at the lowest point I could possibly be, so please just tell me the truth!
Bundan daha aptal durumuna düşemem, doğruyu söyle yeter.
Joey, there's so much that I want to tell you but I am so tired right now.
Joey, sana söylemek istediğim çok şey var ama şimdi çok yorgunum.
I am a man so if there are any objections please speak now.
Ben bir erkeğim bu yüzden eğer bir sakınca varsa hemen şimdi söyle
You can lock up your tiny little prisoners in there, although I think it's gonna be easy for them to get out. Everything my wife touches falls off, so you can guess how scared I am.
Gerçi kolaylıkla kaçabilirler karım neye dokunsa düşüyor,..
I am so sorry. There's been a mistake.
Çok özür dilerim.
So I am returning to Daltron 7 to see if there are any who can be saved.
Ben de Daltron 7'ye kurtarılacak biri olur diye geri dönüyorum.
so there you go 70
so there 102
so there's that 85
so there i was 29
so there is 17
so there we were 17
so there you are 54
so there we are 33
so there you have it 27
so therefore 25
so there 102
so there's that 85
so there i was 29
so there is 17
so there we were 17
so there you are 54
so there we are 33
so there you have it 27
so therefore 25
so there's nothing to worry about 19
so there's 27
so there it is 43
there i am 68
i am 12154
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
so there's 27
so there it is 43
there i am 68
i am 12154
i am a nurse 16
i am flattered 27
i am fine 205
i am so hungry 36
i am a doctor 102
i am done 94
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am trying 78
i am very busy 19
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am ready 157
i am so proud of you 189
i am calm 93
i am trying 78
i am very busy 19
i am tired 83
i am so glad 20
i am begging you 120
i am happy 170
i am so sorry 2194
i am hungry 77
i am your father 86
i am sure 177
i am very 78
i am starving 62
i am not afraid 46
i am not your friend 19
i am not 783
i am your friend 85
i am hungry 77
i am your father 86
i am sure 177
i am very 78
i am starving 62
i am not afraid 46
i am not your friend 19
i am not 783
i am your friend 85