English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Take my love

Take my love traduction Turc

332 traduction parallèle
Take my love
Al aşkımı
- My heart was so full of you I had to come back and tell you I love you and take you to lunch.
- Kalbimde öyle yer ettin ki geri dönüp seni sevdiğimi söylemem ve öğle yemeğine çıkarmam icap etti.
If someone would take care of a girl like me, I'd love him with all my heart.
Benim gibi bir kıza bakacak bir erkek olsa onu tüm kalbimle severdim.
Well, give Addie my love, and tell her to take good care of you.
Addie'ye sevgilerimi ilet, ve ona sana iyi bakmasını söyle.
"Take good care of yourselves, my darlings, " and remember that I love you " and you are always in my thoughts and prayers.
"Kendinize iyi bakın canlarım sizi sevdiğimi ve her zaman aklımda ve dualarımda olacağınızı unutmayın."
I used to dream that when I'd fall in love with a man he'd send me flowers sweep me off my feet, take me in his arms.
Hayal ederdim ki birisine aşık olduğumda o bana çiçek yollayacak ayaklarımı yerden kesecek ve beni kollarına alacak.
I, Bengt Vyldeke Take you Ingrid Maria Olofsson... as my legitimate wife... to love you in sickness and in health.
Ben, Bengt Vyldeke Ingrid Maria Olofsson'u eşim olarak kabul ediyorum.
I, Ingrid Maria Olofsson... take you, Bengt Vyldeke... as my legitimate husband to love in sickness and in health.
Ben, Ingrid Maria Olofsson Bengt Vyldeke'yi kocam olarak kabul ediyorum.
She's never been in love before. Take my word for it.
Ve daha önce hiç aşık olmadı.
I will take you by the hand and in the temple, before all Israel, I'll pledge you my love in marriage.
Elini tutacağım ve tapınakta, bütün İsrail'in önünde, sana evlilik teklifi yapacağım
If you love Yoichiro, shave your head and ask my brother to take over as heir.
Eğer onu seviyorsan, kafanı tıraş et ve kardeşinden bir patron olmayı iste.
" I take you, my love. I hold your adorable breasts.
" Sevgilim seni kollarıma, o güzel göğüslerini avuçlarıma alırım.
- Take a rest, my love...
- Biraz dinlen, aşkım...
When I take a wife, my love will stand the test of time.
Bir karım olunca aşkımı sabırlı bir şekilde korurum.
I, Oliver Barrett, take you, Jennifer Cavilleri, to be my wedded wife from this day forward to love and to cherish till death do us part.
Ben, Oliver Barrett, seni, Jennifer Cavilleri'yi, bugünden itibaren karım olarak alıyorum ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
I, Jennifer Cavilleri, take you, Oliver Barrett, as my wedded husband from this day forward, to love and to cherish till death do us part.
Ben, Jennifer Cavilleri, seni, Oliver Barrett'i, bugünden itibaren kocam olarak alıyorum, ve ölüm bizi ayırana kadar seveceğime söz veriyorum.
But I don't want my wanting Bernice to be happy... to take away from my love for you.
Ama Bernice'in mutlu olmasını istediğimden dolayı sana olan aşkımın bitmesini istemiyorum.
I'd like to take all of you, my love, but I can't.
Tamamını almak isterdim, aşkım, ama yapamam.
"I want you to take it to my only true love, Miss Jenny."
"Onu sevdiğim tek kadının, Bayan Jenny'nin, almasını istiyorum."
I'd love to take my trip with you all.
Hepinizle birlikte dolaşmak istiyorum.
Well, I'd love to have the two of you take my photos... but I won't get arrested, will I?
Şey, siz ikinizin fotoğraflarımı çekmesi benim de hoşuma gider... ama yakalanmayacağım, değil mi?
My love, please. Let me take off those clothes which are so serious. They are ill-suited for our love encounter.
Yalvarırım aşkım, izin ver bu ciddi giysilerini çıkarayım üstünden romantik buluşmamıza hiç de uygun değiller.
And I'll take him in my arms and love him as if I were you, my poor Harriet.
Sonra da onu tıpkı senmişim gibi... kollarıma alacağım Harriet.
And then, when everyone has gone, running in to take up the gun, and then stealing forth to kill Madame Doyle. My world is the world of grand love and passionate romance, not grubby murders. No!
Herkes salondan çıkınca koşup silahı alıyorsunuz ve hemen kamarasına gidip Madame Doyle'u öldürüyorsunuz.
Meanwhile get ready to welcome my lady-love, who is coming this afternoon to pay you a visit and will take you off to the fair with her.
Bu iş tam kızlara göre. Bu arada nişanlımı karşılamaya hazırlanın. Sizi ziyaret edecek ve birlikte panayırı dolaşacaksınız.
Take a look at this fish! Eat my fish and you'll make love till you're a hundred
Şu balıklara bakın, benim balıklarımdan yiyen yüz yaşına dek sevişir, canlı canlı bunlar, bakın nasıl da kımıldıyorlar.
I'm going to make love to you, and I'll take you to my favorite bistro.
Seninle sevişip, sevdiğim kahveye götüreceğim.
- I'd love to take you in my lap.
- Seni kucağıma almak istiyorum.
Take me away, my love.
Götür beni sevgilim.
She'd love to take me to a hotel and fuck my brains out.
Benimle sokağın karşısındaki otele gelip yatmaya hazır.
I, Olof Henrik Edvard Vergerus... take thee, Elisabet Emilie Josefin Ekdahl... to be my wedded wife... to love you for better and for worse... and as a symbol of this love I give you this ring.
Ben, Olof Henrik Edvard Vergerus... Elisabet Emilie Josefin Ekdahl'i... iyi günde, kötü günde, sonsuza dek seni nikâhlı eşim olarak seçiyorum ve aşkımın bir sembolü olarak bu yüzüğü sana veriyorum.
to be my wedded husband... to love you for better and for worse... and as a symbol of this love I take this ring.
... iyi günde, kötü günde, sonsuza dek seni nikâhlı eşim olarak seçiyorum. ... ve aşkımın bir sembolü olarak bu yüzüğü sana veriyorum.
I love them. The trouble is, they take out my dentures.
Tek sorun, takma dişlerimi yerinden çıkarıyorlar.
My job is to love her and take her where she want to go.
Benim işim onu sevip nereye isterse götürmek. Öyle değil mi?
- You take it, my love.
- Sen git, aşkım. - Asla!
In the name of the Father and of the Son and of the Holy Spirit... take and wear this ring... as a sign of my love... and fidelity.
Tanrı'nın adına ve oğlunun adına ve kutsal ruh adına..... yüzüğü parmağına tak..... sevgimin bir simgesi..... ve sadakatimin.
For I know in my heart You won't take this love from me
Çünkü biliyorum ki bu sonsuza dek sürecek
I, Rachel Louise Samstat, take you, Mark Louis Forman, to be my husband, to love and to cherish, to have and to hold, from this day forward, until death shall part us.
Ben, Rachel Louise Samstat, sen, Mark Louis Forman'ı, kocalığa kabul ediyor, şu andan itibaren, seni koruyacağıma, sevip sayacağıma söz veriyorum, ölüm bizi ayırana dek.
I can take care of my own love life, thank you very much.
Teşekkür ederim. Çekil.
I want you to know how much I love you, that you've given a meaning to my life that I had no right to expect, that no one can ever take from me.
Seni ne kadar sevdiğimi bilmeni istiyorum. Hayatıma çok büyük bir anlam kazandırdın. Bunu benden kimse alamayacak.
Great leaders take great risks, my love.
Büyük liderler büyük riskler alır, sevgilim.
Stick to mineral water my love if you can't take the hard stuff.
O sert şeyi içemiyorsan soda iç canım.
But if you love me, you'll take me to the Catskills for my vacation... just like you promised.
Ama beni seviyorsan, tatilde Catskills'e götüreceksin. Söz verdiğin gibi.
Well, I just want you to know that I love Myra with all my heart, and I'm gonna take real good care of her.
Sadece şunu bilmeni istiyorum ki Myra'yı tüm kalbimle seviyorum, ve ona çok iyi bakacağım.
It takes a ripe piece of cheese to catch the mouse. It's time to give away my love like cheap wine. Take it to the hoop, Selma.
bir fare yakalayabilmek için bir parça peynir atmanın zamanı geldi tıpkı ucuz bir şarap gibi, aşkımı ifade etmemin zamanı geldi işi bitir Selma hey!
If my love was an ocean, Lindy'd have to take two airplanes to get across it!
Eğer aşkım bir okyanus olsaydı, Lindy onu 2 uçakla geçebilirdi.
Come and meet my love. But take care!
Gel ve askimla tanis.ama dikkat
Only my babies won't die because I will love them and I will take care of them.
Ancak benim bebeklerim ölmeyecek... çünkü onları seveceğim ve onlarla ilgileneceğim.
Afraid If They Take Away My Heart, I... I Won't Be Able To Love You The Same.
Eğer kalbimi alırlarsa diye korkuyorum seni yine aynı şekilde sevemeyeceğim diye.
So I shall take my leave of you, but I will return in a little while, at which time I would love to go for dinner and a movie with you.
Yani seni şimdilik yalnız bırakacağım ama bir süre sonra döneceğim. Bu arada, evet ; seninle yemeğe ve sinemaya gelmek isterim.
Take me with you, my love!
Beni de yanında götür, aşkım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]