That is not good traduction Turc
1,226 traduction parallèle
OH, THAT IS NOT GOOD!
Bu hiç iyi olmadı!
Okay- - that is not good.
Tamam... Bu iyi değil.
That is not good- - this is not supposed to be hap- -
Bu iyi değil... bunun olmaması gerekiyor...
- That is not good.
Hiç iyi değil.
Okay, I don't know who gave you a tattoo, but that is not good parenting.
tamam, sana kim dövme yaptı bilmiyorum ama anne-babalık bu değil.
Gotta tell you, Angelkins, that extra weight is not looking so good on you.
Sana bunu söylemeliyim Angel kardeşim, taşıdığın fazla yük üzerinde iyi durmuyor.
Oh, that is so not good.
Oh, bu iyi böyle değildir.
That is really, really, not a good thing.
Bu gerçekten, gerçekten, değil iyi bir şey.
Dear Joey as you know, I'm not good at goodbyes but I guess that's what this is, a real one this time.
" Sevgili Joey, bildiğin gibi vedalarda iyi değilimdir. Ama bu bir veda mektubu. Üstelik bu defaki gerçek.
Perhaps he's happy that the son he ignored for the better part of his life is not gonna hold a grudge against him until the day he dies. In a strange way, this might even be a good thing.
Adam hiç değilse, hayatının en güzel döneminde ihmal ettiği oğlunun o ölene kadar ona kin beslemeyeceğini öğrendiği için mutlu.
Well, that first batch of margaritas was not so great but this second batch is good.
İlk margarita sürahisi o kadar iyi değildi ama bu ikincisi harika olmuş.
"Good" is relative, considering a third of the world is starving, which does not change the fact that I am clumsy as hell.
"İyi" tabiki görecelidir, bunu derken dünyanın 1 / 3 ünün açlıktan öldüğünü göz önüne alıyorum, Ki bu da benim ne kadar becereksiz olduğum gerçeğini değiştirmiyo.
You know, as a guy, I've always been under the impression... that rape, or anything in the rape family... is just not a good idea.
Bir erkek olarak tecavüzün veya tecavüz grubuna giren şeylerin, pek de iyi bir fikir olmadığı düşüncesindeydim.
All we've done since we've gotten here is eat, and the food's not even that good.
Geldiğimizden beri yemek yiyoruz. Üstelik o kadar da iyi değiller.
Just find the small woman and tell her that what she gave me is not good enough.
Sadece o küçük kadını bulun ve bana verdiğinin yeteri kadar iyi olmadığını söyleyin.
Their eyes may be huge but their night vision is not that good, which suggests that their ancestors lived by day and that dourocoulis became nocturnal comparatively recently.
Gözleri çok büyük olabilir ama gece görüşleri pek iyi sayılmaz bu da atalarının aslında gündüzcü olduğunu ve durukulilerin nispeten yakın bir zamanda gececi olduğunu gösteriyor.
Colour signals are not a good way of sending messages in places where the visibility is poor, and that's certainly the case here in the Tai forests in West Africa.
Ancak renk sinyalleri acil mesajlaşma için pek uygun değildir çünkü ormanda görüş her zaman net olmaz. Batı Afrika'daki Tai Ormanlarında bu kesinlikle geçerli.
For most people, truth is not as important as good behaviour or loyalty to your ethnic group or loyalty to your family traditions, and truth is something that you don't worry about very much.
Bir çok insan için doğru, iyi bir davranış kadar kendi etnik grubuna ya da aile geleneklerine duyduğu sadakat kadar önemli değildir. Böylece de "doğru" üzerinde pek kafa yormadığınız bir şey haline gelir.
It is not good that she is late today.
Geç kalması iyi değil.
You feel that paper bag is not good-looking so you do not wear?
Kese kağıdı taktığında pek de iyi görünmediğini mi düşünüyorsun?
And it's not from random terrorists, but from covert alliances of disaffected nations who have all been made bold by this kind of Jordan one-worlder who believes that human beings are essentially good and that our power is somehow, I don't know,
- Üstelik sıradan teröristler değil, muhalif ulusların gizli ittifaklarından gelecek. Hepsi de bu "tek dünya" cı Jordan'dan cesaret alıyor. İnsanların özde iyi olduğuna ve bizim gücümüzün utanç verici ya da şeytani olduğuna veya asla kullanılmaması gerektiğine inanan Jordan'dan.
The not-so-good news is that it looks like all roads are eventually leading to Dallas Carter.
O kadar iyi olmayan haberse... bütün yolların Dallas Carter'a çıkıyor gibi görünmesi.
Something tells me that this duel is not a good idea.
Bu düello iyi bir fikir değil galiba.
But it's no good when a woman is too ambitious, it's just not right, and that's that!
Ama eğer kadın hırslıysa bu iyi, Sadece doğru değil, işte o kadar!
The opening scene of Apocalypse is a good example... of what you can achieve editorially... that is not based on the original script.
Apocalypse'nin açılış sekansı orijinal senaryoda olmayıp.. kurguda neler başarabileceğinizi gösteren.. çok iyi bir örnek.
Is it not possible to argue that it is good to talk through such a traumatic experience while it is still fresh, before it has a chance to fester...
Ama böylesine travmatik bir tecrübeyi konuşmak hiç mi mümkün değil? Herşey hala sıcakken- - Hızlı hareket etme şansımız varken- -
A further step down that line is this is not an ironic gift, this is a gift of a good and loving God.
Atılması gereken tüm adımlarda, bunun gibi, tanrı hakkında çok çok ilkel kalan düşüncelerden uzaklaşmak gerekmektedir.
Uh... that's not good, is it? Wolfram and Hart.
Bu iyi değil.
You haven't convinced me, my friend, and that is not a good start.
Beni inandıramadın arkadaşım.
Piper, that is not a good enough reason to freeze people.
Insan dondurmak için yeterince iyi bir neden değildir Piper,.
I just think all that want thing is not so good at this point.
Sanırım tüm bu isteme şeyi bu noktada çok iyi olmaz.
We will do that... we may however also be force to ask him about these pictures and I'm just not so sure good Reverend will understand deviant behavior which is so hard condemned in the good book...
Ayrıca bu resimler hakkında da sormak zorunda kalabiliriz. Ve dostumuz Prudy nin Kutsal kitaba aykırı olan böyle bir şeyi anlayabileceğinden şüpheliyim.. Ayrıca Kutsal kitapta kelepçe ve zincirlerden bahsedildiğini de sanmıyorum.
I am sure that Dean is a very nice young man... but he is certainly not good enough for Rory.
Dean'in çok iyi bir delikanlı olduğundan eminim. Ama Rory'ye layık değil. - Çok doğru.
That's good news, because it's not a flat or hemorrhagic smallpox, which is always fatal.
Bu iyi bir haber çünkü düz ya da kanamalı çiçek değil. O her zaman ölümcül olmuştur.
That is not a good call.
Bu iyi bir fikir değil.
You can not bring me out in the middle of a creepy cemetery and tell me that you are leaving Tree Hill for good, that is not fair!
Beni korkunç bir mezarlığın ortasına getirip Tree Hill'den kalıcı olarak ayrılacağını söyleyemezsin. Bu hiç adil değil!
And how, in all good conscience, can I, as chairman of this subcommittee... authorize any more above-the-line overtime... when it's clear enough from the data in front of me... that that money is not gonna go to line officers, or working detectives... but is being used to pay for drivers and clerical and...
... ve bu komitenin başkanı olarak nasıl bir vicdanla daha fazla mesai yapmalarına izin veririm. Önümdeki verilere bakarak çok açık bir şekilde bu paranın çalışan dedektif ve polislere gitmediğini görüyorum. Bu paranın sürücülere ve kırtasiye masraflarına gittiğini görüyorum.
And I kept pointing out, well, yeah, isn't that the whole point of... if the black box is there to fool you, the numbers are always going to be good, until they're not.
Kara kutu bizi aldatmak için konulduysa, bilançolar, kötü gittikleri güne kadar elbette iyi olacak diyordum.
Going to war with Chunghae Base now is a reckless act that will not bring any good to the imperial court or to the people of Shilla.
Chunghae ile savaşa girmek doğru değil, ne imparatorluk için iyi olur ne de Shilla için.
Augustus, my child, that is not a good thing you do!
Augustus, çocuğum, bu yaptığın hiç de doğru bir şey değil!
What I wanted to ask you is now that I'm not feeling so good if maybe you could once in a while scare me or something.
Senden istediğim hazır kendimi daha iyi hissediyorken bir kez olsun beni korkutman.
So I guess this is a good time to tell you that this is not your baby.
Sanırım bunun senin bebeğin olmadığını söylemek için iyi bir zaman.
And good Indian girl is not ashamed of the face that God has given her.
Ve İyi bir Hint kızı, Tanrı'nın ona bağışladığı yüzünden utanmamalıdır!
And I kept pointing out, well, yeah, isn't that the whole point of... if the black box is there to fool you, the numbers are always going to be good, until they're not.
Kara kutu bizi aldatmak için. ... konulduysa bilançolar, kötü gittikleri. ... güne kadar.
That is not a good idea.
Bu iyi bir fikir değil.
That's not good, is it?
- Bu iyiye işaret değil, öyle değil mi?
It is not my fault that she couldn't handle the competition... or that I'm a good eleven pounds thinner.
Biraz yarışmayı kaldıramaması ya da benden 5 kilo fazlası olması benim suçum değil.
That's not good, is it, Nightingale?
Mutasyona uğruyorlar anlamına gelebilir.
What's not so good is that you, Laurent, don't lead Christine enough.
Kötü tarafı ise,... siz Laurent, Christine'i yeterince yönlendirmiyorsunuz.
That's not good, is it?
Bu iyiye işaret değil, değil mi?
A bunch of dead kid is not a good karma. Nobody wants that.
Bir dizi ölü çocuk itibarımızı zedeler.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19