That is not me traduction Turc
2,971 traduction parallèle
I know moms like that, and that is not me.
Öyle anneleri biliyorum ama ben onlardan değilim.
I can't live my life chasing something that the universe is trying to tell me that I'm not good enough to achieve.
-... aynı hayali kovalayarak yaşayamam.
They made me come down here just to make sure that this guy who's doing this is not, like, some kind of, you know, cousin or anything.
Bunu yapan kişinin kuzenin falan olmadığından emin olmam için zorla yolladılar beni buraya.
You did not tell me that Dieter Kahn is a part of the group.
Dieter Kahn'ın grubun bir parçası olduğunu bana söylememiştin.
Okay, okay, okay, you're flirting with me, which is really sweet or would be really sweet if you were into ladies, but I'm guessing that you're not a lady lover,'cause you also look terrified that I might say yes.
Ki çok tatlısın ya da kadınlara ilgi duyuyor olsaydın çok tatlı olurdun ama sanırım sen kadınlardan hoşlanan biri değilsin çünkü aynı zamanda kabul ederim diye korku içindesin.
That is not a fair question to be asking me right now, Lavon.
- Şu an sormak için iyi bir soru değil, Lavon.
That's like a 100 % chance no one's going to ever find me attractive again. No, it is not.
Bu neredeyse % 100 kimse beni bulmayacak demek.
Yes, that vomit has been collected and is being analyzed as we speak, and I'm very grateful that I have this job and someone has that one that's not me.
Evet biz konuşurken kusmuktan örnek alınıp analiz ediliyor ve öyle bir iş yapmak zorunda olmadığım için çok minnettarım.
Can I just point out the fact that the costume that she was wearing is not so different from the one that you are asking me to wear?
Sana sadece giydiği kostümün benim giymemi istediğin kostümden pek farkı olmadığını hatırlatabilir miyim?
The thing that I'm most angered about... is me, that might not be able to forgive that person.
En çok öfkelendiğimde... kendimim, kendimi affedemeyebilirim.
And you know what makes me able to drink my fill and leave someone breathing and not rip my head off like my brother, is that I can revel in it.
Ve bak ne diyeceğim karnımı doyurmama yetecek kadar içmemi sağlıyor ve birilerini hâlâ nefes alırken bırakmamı sağlıyor ve kardeşim gibi kafamı şişirmiyor, işte bunda âlem yapabilirim.
If I sense that you're not alone, this is the last you'll hear from me.
Yalnız olmadığınızı hissedersem,..
She told me that the only way out of a chick flick is through it, that it's not whether I go to the airport or not, it's what I do when I get there that matters.
Bir kız filminden kurtulmanın tek yolunun içinden geçmek olduğunu söyledi. Yani oraya gitsem de gitmesem de önemli olan ne yapacağım.
I'm your family, I'm your gladiator, and that is not a job to me.
Ben senin ailen, gladyatörünüm. Bu, benim işim değil, hayatım.
That... that is not the same one that you gave me for our wedding.
Biliyor musun ne var? Bu... bu senin bana düğünümüzde verdiğin hediye ile aynı şey değil.
The only person that can give that order is me, and I'm not giving it yet.
Bu emri verebilecek tek kişi benim ve henüz vermedim.
Oh. That which will fulfill me creatively, reward me professionally and distract me thoroughly from the budding romance between Levon and she-who-shall-not-be-named.
Bana kesinlikle uyacak, profosyonel olarak çalışmamı sağlayacak,... Levon'u ve is-mi-la-zım-de-ğili düşünmemi engelleyecek kadar beni meşgul edecek bir amaç.
Besides, you're not that much good to me as it is.
Hem bana şu anki halinle de pek faydan dokunmuyor.
Well, now, here's the issue is that, you're gonna give me an order, I'm not gonna know you're talking to me.
Olay şöyle ki, bana emir verdiğinde benimle mi konuşuyorsun anlamıyorum.
Your boyfriend made a pass at me last night. - That is not true.
Erkek arkadaşın dün gece benimle birlikte olmak istedi.
Oh, please do not tell me it was a sexist remark, because... because that is not okay.
Lütfen cinsiyetçi bir söz olduğunu söyleme çünkü bu hiç hoş değil.
Dad, the cute girl at the grocery store told me that all this stuff about the end of the world is a fallacy, and fallacy doesn't mean "penis," it means "not true."
Baba, marketteki hoş kız dedi ki ; dünyanın sonuyla ilgili şeylerin hepsi sallamaymış ve sallamanın penisle ilgisi yok, doğru değil demek. Dikkat et.
Okay, he didn't exactly call me human garbage, but he told me that he is not a "forever" type of guy.
- Ne? Tamam, tam olarak öyle demedi. Ama "sonsuza kadar adamı" olmadığını söyledi.
How is that for not letting my emotions get away from me?
Duygularımın beni etkilemesine engel olamadım sanırım.
But that does not give you a carte blanche to treat me in the way that frankly you wouldn't even treat an animal and to poke me with what is by Steve's own admission a very sharp knife.
Ama doğrusu bir hayvana bile davranılmayacak şekilde bana davranma hakkını size vermiyor. Ayrıca Steve'e ait çok keskin bir bıçakla beni dürtme hakkını da.
Believe me, there is no part of a dead horse that's not gonna scare someone.
İnanın bana, birisini korkutmak için işe yaramayacak hiçbir ölü at uzvu yoktur.
I'm me, and that is not all.
Ben benim. Ve hepsi bu kadar değil.
It is incomprehensible to me that my youngest, whom last Monday I led to school for the first time, should not see a crucifix there, after his seven siblings have grown up in the shadow of the crucifix, hitherto.
Fakat tartışma bile olmadı. Hitler, birkaç saat boyunca Strasser'in fikrini reddeden bir konuşma yaptı. Dinleyiciler de onu destekleyen tezahüratlarda bulundular.
It is incomprehensible to me that my youngest, whom last Monday I led to school for the first time, should not see a crucifix there, after his seven siblings have grown up in the shadow of the crucifix, hitherto.
En küçük çocuğum okula yeni başlamıştı ve onun orada haç görmeyecek olması akıl almaz bir şeydi. Diğer yedi kardeşi şimdiye kadar haç gölgesi altında büyümüştü.
That Waad aunt parenting I grew up Teach me manners were A strong son is not it?
Yani beni büyük sevgi ve merhametle yetiştirdin ve korudun... çünkü Jom'un oğluyum.
That's not me jumping off the roof, but it's me jumping off a smaller roof onto a lower roof, which is about four feet, and then that cuts to me on a wire, dropping 70 feet, I think, onto a massive inflated bag.
Çatıdan atlayan kişi ben değildim ama minyatür çatıdan atlayan kişi bendim. Orası da 1,5 metre kadardı. Sonra beni bir tel aracılığıyla 20 metre yükseklikten saldılar.
You're not going to tell me, is that it?
Anlatmayacaksın, değil mi?
She is still waiting for me not knowing that I've died.
Annem öldüğümden habersiz o günden beri beni bekliyor.
What the hell is wrong with you? Acting like a drunk 3-year-old at the table? Not telling me that Sinja's book is five pages long?
Senin neyin var boyle sarhos, 3 yasindaki bir cocuk gibisin kitabin 5 sayfa oldugunu da soylemedin.
Do you mean to wish me a good morning or do you mean that it is a good morning whether I want it or not?
İyi bir gün mü diliyorsun... Yoksa ben dilemesem de, günümün iyi geçmesini mi diliyorsun?
Excuse me, that is a doily, not a dishcloth.
Hey, o el işlemesi. Bulaşık bezi değil.
It is quite clear to me, sir, and to you, governor and to many others in this room that building an empire in India is not the policy
Hindistan'da bir imparatorluk kurmanın, Londra'daki Majesterinin Hükümeti'nin politikası olmadığını benim kadar...
That place is not for you, or for me.
Orası sana, bana göre değil.
- You told me that my father had a plan for me to do what I wanted, and this is what I want, and I'm not leaving you behind!
Bana babamın istediğim şeyi yapmam için bir planı olduğunu söylemiştin, işte istediğim şey bu. Ve seni de geride bırakmıyorum.
But let me tell you, my sister's greed is not gonna stop the evolution of mind and body that's going on out here!
Ama şunu söyleyeyim, ablamın aç gözlülüğü zihnimin ve vücudumun evrimine mani olamayacak!
But the terrible thing is that you're not asking me how I feel about my father dying.
Ancak korkunç olan şey, babamın ölümü hakkında nasıl hissettiğimi sormuyor olmanız.
You told me you didn't know her, but that's not the case, is it?
Onu tanımadığını söyledin ama bu doğru değil, değil mi?
I am so sorry that I'm late, this is not like me.
Geç kaldığım için çok özür dilerim.
I have noticed... not that I'm a nosy neighbor... but I have noticed, um, he sits in that window a lot and is doing research, he tells me.
Farkettim ki... meraklı bir komşu olduğumdan değil ama o pencerenin önünde çok defa oturduğunu ve bana söylediğine göre araştırmasını yaptığını gördüm.
You know that I could take Danny, you know that most of your work is illegal, and you know that if you tried to divorce me, you know that... I'm not saying that I would, but I'm saying that I could, and I'm saying that that is why I don't like divorce, Irving.
Danny'i senden alabilirim, işlerinin çoğu yasadışı ve eğer benden boşanmaya kalkarsan yapacağım demiyorum ama yapabilirim ve bu yüzden boşanmaktan hoşlanmıyorum Irving.
If you want to die today that is fine, but you are not going to kill me.
Sen bugün ölmek istiyorsan sorun değil ama beni öldürmeyeceksin.
So forgive me if I spin the story in a way that seems superficial to you, Elspeth, but that is not how I see myself.
Hikayem senin hayallerinde şekillendirdiğin... gibi olmadıysa üzgünüm Elspeth, Ayrıca bu benim kendimde gördüğüm kadın da değildir.
You know, I can see an egghead like you being up for a job like that... but you're not telling me the rest of you are Carcharias material?
Bilirsiniz, sizin gibi akıllı kimselerin böyle bir iş için geldiğini görebiliyorum, fakat bana geri kalanınızın Carcharias'dan olduğuzu mu söylüyorsunuz?
Okay, just tell me what it is that I'm not getting.
Anlamadığım şey ne söyle bana tamam mı?
You were dumped. This is not fun and that touches you. I am sorry But believe me when I tell you, there are a million other girls... with all the same limb in all the same places.
Senin adına üzgünüm ama aynı yerde benzer özellikleri olan milyonlarca kız var.
Consider me the voice in your head telling you that good is not good enough tonight.
Beni, bu akşam, iyinin yeterli olmadığını söyleyen bir ses gibi algıla.
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not the point 62
that is so lame 16
that is the question 108
that is not 75
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is weird 91
that is all 319
that is not the point 62
that is not true 434
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that is not the case 19
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is a lie 69
that is great 150
that is not the case 19