That is not right traduction Turc
1,193 traduction parallèle
That is not right.
Bu doğru olamaz.
What makes you think that he is not gonna come back here right now
Şu anda onun geri gelip ve üçünüzü birden öldürmeye kalkışmayacağını düşündüren nedir?
I suspect that now is not the right moment to abscond.
Sanırım şu an sıvışmak için doğru zaman değil.
Quickest way to do that is a blitz attack right here, not in the bedroom.
Bunu yapmanın en hızlı yolu, ani saldırıdır. Burada, odada değil.
that is old and poor does not give right to keep our balls
Oradaki eski ve yoksul kadın bize topumuzu vermez.
Is hesitation a sign that it's not right or a sign that you're not ready?
Tereddüt, doğru kişi olmadığını mı yoksa hazır olmadığınızı mı gösterir?
Anything that doesn't fit in my narrow field of vision might as well not exist. Is that right?
Dar görüşüme uymayan hiçbir ihtimal var olmamalı, öyle mi Ajan Mulder?
So this is yours and that's not? That's right.
- Yarısı senin yarısı değil, öyle mi?
- That's okay. Although I'm not sure "merry" is the right word to use around here.
"Mutlu" nun burada doğru sözcük olduğuna emin değilsem de.
No, that is not a roofie right there in my hand.
Hayır, elimdeki Rohypnol değil.
Is not that right?
Doğru değil mi?
If he is right that you have lost the money... and the money that Bray owed you, you shall not have my money now.
Eğer parayı kaybettiğin doğruysa... ve Bray'in sana borçlu olduğu para, artık sende benim param yok demektir.
Hey, but sometimes what we want is not right, how do I know that when I do something it's OK?
Ama istediğimiz her şey doğru şeyler olmayabilir. İstediğim şeyin doğru olacağını nerden bileceğim? İstediğim şeyin doğru olacağını nerden bileceğim?
is that right or not quite?
Doğru mu değil mi?
So I started thinking about this and I said, what is it that we are not doing right?
Bunun üzerinde düşünmeye başladım ve nerede yanlış yapıyoruz? dedim.
Look, it's not just that Miss Otoms is older, all right?
Sorun sadece Bayan Ottoms'un yaşlı olması değil.
That's why a heart-to-heart is probably not your best course of action right now.
İşte bu yüzden, yüz yüze konuşmanız için doğru bir zaman değil.
There was no depressurization That's right, which is why that door couldn't have come off by itself, faulty pins or not
Basınç azalması yoktu. Evet doğru, zaten bu da kapının kendiliğinden açılamayacağını gösteriyor.
What we do know is that mom is the only one not shot in the back, right?
Annenin sırtından vurulmayan tek kişi olduğunu biliyoruz, değil mi?
All right, that is not necessary.
Pekâlâ, bu gerekli değil.
Not that this is any of your business, but... with me and Logan, it was just never the right time.
Bu seni ilgilendirmez, ama... ben ve Logan için asla doğru zaman gelmedi.
That is the right Reverend Terry Caldwell, a man not afraid to speak the truth, gally-gal.
Saygıdeğer Terry Caldwell, gerçekleri konuşmaktan korkmayan bir adam.
Because the neighbourhood is not great. Right? So give me that one.
Kötü bir mahalle, değil mi?
If something is not done about that right now, he's going to repeat this year.
İş o raddeye geldi.
He's having troubles right now, that is why we must not abandon him.
Şu anda sorunları var, bu yüzden onu terk edemeyiz.
Look, Dr Cox, I've been doing a lot of thinking, and I think the only reason you're not down at that hospital right now is that you're afraid.
Bakın, Dr. Cox, biraz düşündüm ve şu an hastanede olmamanızın tek sebebinin korkmanız olduğuna karar verdim.
I just want you to know that intercourse... is a responsibility, not just a right.
Bilmeni isterim ki, cinsel ilişki... mesuliyet getirir.
There is such a thing as a nation being so right, that it does not need to convince others by force that it is right.
Bir ulusun çok haklı olması diye birşey de var. Ama doğruluğuna diğerlerini zorla ikna etmek gerekmez.
I had a broccoli and asparagus casserole planned for you and me, right there in front of the TV, and we're not going to be able to do that either,'cause I got to go in to work.
Bende aslında seninle televizyon... karşısına geçip, brokoIi ve kuşkonmazlı güveç... yemeyi çok isterdim. Ama bu gece çok iş var. Çalışmam lazım.
I'm used to fly around like this but there is still something not quite right about the engine that was fit in my back pack
Etrafta bunun gibi garip aletlerle uçmaya alışığım. Fakat yine de sırt çantama sığacak kadar olan bu motorla ilgili tam olarak düzgün gitmeyen bir şey var.
All right, that's fine, But she is not coming with me,
Pekala, güzel. Ama o benimle gelmiyor.
Gordo, now is not the time for that, all right?
Gordo, şimdi bunun sırası değil, tamam mı?
If we don't tell the cops what happened then our credibility's gone. And that's all we've got right now.
If we do not say to him to the police which happened, we will not have credibility, and is the unique thing that we have left.
Pulp dedicated to bad writing. That s just is the Bukowski story right there. Not that he wrote badly but that he took chances.
Topu eline alıp sizin karşınızda öyle bir çevirirdi ki kendisinin görebildiği her detayı size de göstermeye özen gösterirdi.
That corpse is not your brother, right?
Senin kardeşin ölmedi, değil mi?
My first obstruction, which you can write down right away is that no single edit may be longer than 12 frames.
İlk engelim, ki istersen hemen not alabilirsin Hiç bir plan 12 kareden uzun olmayacak.
Namely, the hypocrite is the person who applies to others standards that he refuses to apply to himself. So if you are not a hypocrite you assume that if something is right for us then it's right for them and if it is wrong when they do it, it is wrong when we do it.
yani ikiyüzlü ; başkasına uyguladığı standartların kendisine uygulanmasını reddedendir.
Left or Right among'we', that is educated and privileged intellectuals, not the population of course.
sağ veya sol olsun, eğitimli ve ayrıcalıklı entellektüellerdir, halk değil tabi ki.
That's not bad, but the right thing would be not to charge for your work.
Fena değil, ama doğru bir iş yapmanın bedeli bu değil.
And also say that Roman is not a victim of all these prejudices,... those cliches by which the immigrant work steals the resident who has more right.
Ayrıca, göçmenlerin iş imkanlarını yerli halkın elinden aldığı önyargısı da Romalılar için geçerli değil. Burada durum hiç böyle değil.
This is not, right? Work is the only that the Roman, if stolen, makes him happy.
Bir Romalı'nın elinden alınınca mutluluk duyacağı tek şeyi işidir.
All right, then this man dies, and that is not very heroic of you, Huntress is it?
Pekala, demek ki adam ölecek. Pek kahramanca gözükmüyor Dişi Avcı, değil mi?
I don't know, but all I know is that she's not your friend right now, she's a suspect, and anything you do or say can jeopardize the case.
Bilmiyorum. Ama tek bildiğim şey, o şu an arkadaşın değil. O bir şüpheli ve söyleyeceğin ya da yapacağın herhangi bir şey soruşturmayı tehlikeye atabilir.
All I'm saying is there's something not right with him, that's all.
Söylemek istediğim şey, onda bir sorun var, o kadar.
Which is weird because it's not like there's anything all that spectacular going on in my life right now. lt's just that....
Çok tuhaf çünkü hayatımda hiçbir şeyin çok harika gittiğini söyleyemem. Bilmem.
But this one fits my back perfectly so I don't get tired... and the light is right... and it's just far enough from anything busy... so that the noise level is perfect... and it's quiet but not Unabomber, "and..."
- Kampusta milyonlarca ağaç var. - Ama burası tam sırtıma göre. Işık doğru.
Right now, the world sees us as a group of sniveling, spiteful, vindictive individuals, not really what I'd hoped for, nor is that how I portrayed the two of you in my personal letter of recommendation to Harvard.
Ama şu anda dünya bizi bir grup ağlak, kindar, öfkeli birey olarak görüyor. Bu hiç de istediğim bir şey değil. Harvard'a yazdığım tavsiye mektubunda sizi böyle anlatmamıştım.
Especially if that's not what your heart is telling you... is the right thing to do.
Özellikle de, eğer kalbin sana bunun yapılacak en doğru şey olduğunu söylemiyorsa.
It's not right, but that's the way it is.
Bu hoş bir şey değil ama olup biten bu.
She's right. But, honey, what I think you're missing here is that not only is she attractive, but she's strangely attractive.
Ama hayatım burada kaçırdığın bir nokta var,... kız sadece çekici değil, garip şekilde çekici.
Look, all I know is that the place you're searching right now is not it.
Bak, tüm bildiğim, araştırdığınız bu yer doğru yer değil.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so cool 125
that is right 117
that is not the point 62
that is good 189
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19
that is right 117
that is not the point 62
that is good 189
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is not the case 19