That one day traduction Turc
5,306 traduction parallèle
Bo just came up with that one day.
Bo'nun birgün aklına gelmişti.
No, although I am very curious to see that one day, I have to tell you.
Seni bunları yaparken görmeyi ne kadar istesem de hayır.
I'm still holding out hope that one day you'll read these letters.
Bir gün bu mektupları okursun diye umut ediyorum.
Because it may seem curious to a disinterested eye that one day I offer you command of this island in the event of my death, and the next day, you're advising me not to undergo the surgery that might prevent that death.
Çünkü ilgisiz bir göze biraz tuhaf görünebilir....... ölümümle birlikte bir gün sana bu adayı yönetmeni emredeceğim ve sonraki gün sen bana yapılacak o ameliyatın ölümümü engelleyebileceğini söyleyeceksin.
I just hope that one day despite everything, that you can be happy.
Umarım bir gün ne olursa olsun çok mutlu olabilirsin.
The Agency is worried you might want to talk about all that one day.
Teşkilat, bir gün bunları konuşmak isteyebileceğin konusunda endişeli.
If someone had told me then that one day I'd have to kill you. I'd have preferred to die in that prison.
O zamanlar biri bana günün birinde seni öldürmek zorunda kalacağımı söyleseydi hapiste ölmeyi tercih ederdim.
For they believed that one day they would heal their kingdom and bring their princess home
Bir gün, inanıyorlardı ki krallıklarını onarıp prensesi tekrar yuvasına getirebileceklerdi.
Except for that one day you didn't pick him up.
Bir gün hariç, o gün onu almadın.
I hoped that one day, we would have the chance to meet face-to-face.
Bir gün yüz yüze görüşebilmemizi umuyordum.
Unless, of course, he thought that one day you might have cause to shoot at him.
Tabii, ta ki bir gün sizin onu gerçekten vurma ihtimalinizin olduğunu görene kadar.
I... I hope that one day you will understand that.
Umarım bunu bir gün anlarsın.
Isabel's father was my mother's half-brother. No one knows of our true connection, not yet, but if they learn... that a traitor was my uncle... You could never be king.
Isabel'in babası benim anamın üvey kardeşi daha kimse senin bağlantını bilmiyor ama öğrenirlerse... o hain benim dayımdı... sen asla kral olamassın...
I'll help you get out of it when we get back. How can you have an uncle that no one knows about?
döndüğümüze çıkartmana yardım ederim nasıl kimsenin bilmediği bir dayın olabilir?
He assembled a small team to create a message to any civilization that might, one day, encounter the derelict spacecraft.
Günün birinde terkedilmiş uzay gemisiyle karşılaşma ihtimali olan herhangi bir medeniyete iletilmek üzere bir mesaj oluşturmak için küçük bir ekip topladı.
I think a guy died in the building,'cause one day in the Dumpster is a bunch of clothes that just fit me.
Binadaki biri öldü bence. Çünkü çöplükte bana uygun bir sürü kıyafet vardı.
Nor does he wake up one day and discover that the condition has gone.
Ya da bir gün uyandığında, sapık olmadığının.
That could come in handy one day.
Bir gün çok yararlı bir hale gelebilir.
I will kill one mother and one child for every day that you do not cooperate.
Eğer dediğimi yapmazsan her gün bir anne ve çocuğunu öldüreceğim.
Aw, you've had that cute little turned-up nose since day one.
İlk günden beri o şirin, küçük, kalkık burnun varmış.
That was one hell of a day yesterday.
Dün çok kötü bir gündü.
You think that you might one day get around to asking Jessica to marry you?
Acaba günün birinde, Jessica'dan seninle evlenmesini isteyecek misin?
Is it so much to ask that for one day, one day in your entire life, you think of somebody other than yourself?
Hayatında sadece bir gün, bir gün kendinden başkalarını da düşünmeni istedim. Çok mu?
And it was widely considered that he would one day hold a CEO title of his own.
Ve yaygın görüşe göre... bir gün CEO olacak birisi.
For a secret ice cream treat, and that's the way he got four ice creams in one day and didn't get in trouble with my mom, so...
Yani bir günde dört dondurma alıp annemle başını belaya sokmamanın yolunu böyle bulmuş.
Obit says, "Walden Computing's one day from unveiling " a smartphone that boasts unprecedented reception, "thanks to next gen technology."
Ölüm duyurusunda diyor ki, "Walden Programlama gelecek nesil teknoloji sayesinde bir gün eşi benzeri görülmemiş akıllı telefon tanıtımını yapacak."
Hey.. that day you were saying'poor fears no one'. Now what happened?
Hey... o gün hiç kimseden korkmam diyordun, ne oldu?
One day, I was ironing one of my shirts that I was going to put on, right?
Bir gün gömleğimi ütüleyecektim.
And then one day, he found out that he wasn't really alone.
Ve bir gün, Gerçekten yalnız olmadığını fark etmiş.
And are you aware that they went missing one day after you fired Dwight Conner?
Siz Dwight Conner'ı kovduktan Bir gün sonra kaybolduklarının farkında mısınız?
That was one day before the family went missing.
Aile kaybolmadan bir gün önce.
And the only life I lament that day was the one I spared.
O gün yasını tuttuğum tek hayat, almadığım tek hayattı.
But I still cherish the one moment of hope I had that day, because that hope is you, Amanda.
Ama o gün hissettiğim bir anlık ümit hâlâ içimi ısıtıyor. ... çünkü bu ümit sensin Amanda.
There was one thing that got me through the day, though.
Günü bitirmemi sağlayan bir şey vardı gerçi.
Might steal that move one day.
Bir gün bu hamleyi çalabilirilim.
It occurred to me after we talked that I'm the only one who has the list of associates that interviewed with Harvey that day.
Biz konuştuktan sonra aklıma geldi, O gün Harvey'in mülakatında listeyi hazırlayan tek kişi olduğum.
That's two proposals, one day.
Bir günde iki kez teklif etmiş oldun.
All right, look, I know that it's weird to wake up one day and find out you have a grandfather you never knew existed.
Tamam bakın bir gün kalkıp birden bire bir dedenizin olduğunu öğrenmek garip biliyorum.
One day you'll realize that you spent 2 years in the army, doing nothing.
Bir gün bir bakacaksın ki orduda 2 yıl geçirmiş ama hiçbir şey yapmamışsın.
I just lost the sergeant major's son, the brigade sergeant major's son in my company, the very first day that I go out there and the very first thing I told them to go do, where I'm the only one in charge, and I get his son killed, I was, like... at a loss.
Başçavuşun oğlunu kaybetmiştim, bölüğümdeki komutanın oğlunu, oraya gittiğim ilk gün ve onlara daha verdiğim ilk emirle, oradaki tek yetkili ben iken, adamın oğlunu öldürtmüştüm ve kendimi kaybetmiştim.
And then, after every single day of them trying to kill you and then finally you know that you fucked one of them up, you're like... it almost makes... It makes you cheer a little bit.
Onlar sizi her bir gün öldürmeye çalıştıktan sonra, sonunda birinin ağzına sıçıyorsunuz ve bu neredeyse size sevinç çığlığı attırıyor.
"I'm gonna marry that girl one day."
"Bu kızla bir gün evleneceğim."
That makes you a really good friend. You know, one day, I'm gonna go to a group of girls, say something offensive, and I think one special lady's gonna stay.
Bir gün, bir grup kıza yaklaşıp ağır bir şey söyleyeceğim.
Where'd you get $ 300,000 in one day? That's a lot of money.
Bir gün içinde 300.000 doları nereden buldun?
I think that I can't believe you did all of this in one day.
Bütün bunların hepsini bir günde yaptığını inanmadığımı düşünüyorum.
I'm in possession of the only thing that could one day exonerate you... A full confession of my own.
Elimde bir gün seni aklayacak tek bir şey var Yaptıklarımın tam bir itirafı.
I'm just so scared that you're gonna... keep changing, and you're gonna keep getting stronger, and then one day you're gonna wake up and you're gonna realize that "I don't love him anymore."
Ben sadece senin değişmeye ve güçlenmeye devam edeceğinden ve bir gün uyandığında "Onu artık sevmiyorum" diyebileceğinden korktum.
That's why I live by the philosophy "one day I'm here, the next day I'm still here."
İşte bu yüzden benim yaşam felsefem bugün varım yarın yine varım.
My therapist said that if I held one for a few minutes each day, it might help.
Terapistim her gün bir kaç dakikalığına onlardan edinirsem, yardımı olabileceğini söyledi.
You know, I'm not sure what it is that you've had against me since day one, but, uhm... but I am not the person you think I am, this... this kind of monster.
Bana karşı içinden ne besliyorsun bilmiyorum ama sandığın kişi değilim ben. Sandığın canavar değilim.
Well, you're gonna have to tell someone something, because that suit was filed one day, settled the next, and those witnesses cancelled their flights to New York.
Bir şeyler anlatmak zorunda kalacaksın çünkü bu dava bir günde açıldı, ertesi gün anlaşma yapıldı ve tanıklar New York biletlerini iptal ettiler.
that one over there 16
that one right there 19
that one 1331
that one time 17
that one there 54
that one's mine 38
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18
that one right there 19
that one 1331
that one time 17
that one there 54
that one's mine 38
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
days left 44
dayna 86
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
day out 85
day before yesterday 18
days and 46
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123